Dr. Hasan İnsel

Dr. Hasan İnsel

hinsel@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Diyet sözleri verilir, egzersize başlama sözleri, içkiyi bırakma sözleri... Hatırlanır ama tutulmazlar. Bunları gerçekleştirmek için inanmak ve kendinizi o iyi halde görmek lazım

Yılbaşında hep sözler veririz kendi kendimize. “Bu yılbaşı sigarayı bırakacağım” en başta gelen sözlerden biridir. Ben her sene sonunda “Bu yılbaşı artık masamı organize edeceğim ve üzerinde işi bitmemiş dosya kalmayacak” derim mesela. Diyet sözleri verilir, egzersize başlama sözleri, içkiyi bırakma sözleri... Sözler, sözler, sözler. Sonra bir bakarız bu sözler yavaş yavaş rafa kaldırılmış ve eski tas, eski hamam hayat sürer gider.
Bu verilen sözler aslında unutulmaz, hatırlanır ama tutulamazlar, kötü yönde çalışan bir sihirli değnek varmışçasına yapılamazlar. Neden acaba?
Çoğu zaman biz bu sözleri verirken o yaptığımız hareketin kötü yönlerini gözümüzün önüne getiririz ve bunu yapmamaya söz veririz.
Siz istediğiniz kadar “Bu göbeği sevmiyorum, görüntümü çirkinleştiriyor, sağlığıma zararlı, muhakkak bu yılbaşı bundan kurtulmaya başlayacağım” deyin, bir bakıyorsunuz göbek hâlâ orada, siz devamlı acayip diyetler yapıyorsunuz ama ipin ucu kaçıyor ve yıl sonunda bir bakıyorsunuz, birkaç kilo daha gelmiş.

Haberin Devamı

Gelin mayıs ayına gidelim
Peki bu negatif düşünceler yerine, pozitif düşüncelerle belirli bir sürenin sonundaki ‘yeni kendinizi’ ve kazandıklarınızı gözünüzün önünde canlandırsanız, hatta daha ileri gidelim kendinizi öyle görseniz, ne olurdu acaba? Örneğin, madem fazla kilolardan bahsediyoruz, şimdiden kendinizi 4-5 ay sonra ilkbaharda hayal etseniz. Kilolarınızın kötülüğünü düşüneceğinize, kilo vermenin iyi taraflarını, hem sağlığınıza hem de görünüşünüze katkılarını hayal etseniz, bunları gözünüzde canlandırsanız ve yavaş yavaş buna içten inansanız nasıl olurdu acaba? Düşüncenizde gelin mayıs ayına gidelim. Şöyle bir dik durun aynanın karşısında. Ne kadar iyi değil mi, 4-5 kilo vermişsiniz. 4-5 kilonun bu kadar fark edeceğini de hiç düşünmemiştiniz. Merdivenleri de daha kolay çıkıyorsunuz aslında. Görenler de “Ne oldu sana, amma gençleştin” diyor. Bir daha bakın aynaya, evet bu sizsiniz. Artık dik duruyorsunuz, bir güven gelmiş size. Haksız da değilsiniz. Hem sağlığınıza hem de görünüşünüze yaptığınız katkılardan gurur duyuyorsunuz. Tansiyonunuz, kan şekeriniz bile normale gelmiş, doktorunuz da ne kadar hoş şeyler söyledi sağlığınızla ilgili.
Sofradaki kızarmış patatesi alırken, patates kızartması hakkındaki kötü düşünceler tümüyle yok olur ve bunu otomatik bir şekilde yersiniz. Halbuki “Ben formuma ne yiyerek katkıda bulunayım, sağlığımı nasıl iyileştireyim?” düşüncesiyle o sofraya bakar ve kendinizi o halde canlandırırsanız, kızarmış patates dikkatinizi bile çekmez. Bir bakarsınız zeytinyağlı fasulyeden almış, yiyorsunuz, hem de büyük bir zevkle. “Kızarmış patates alsana” dediklerinde hayretle bakarsınız, aklınıza bile gelmemiştir onu yenecek bir şey gibi görmek. Çünkü siz kendinizi, sadece size pozitif katkı yapacak şeylerin ilgilendireceği hale kendinizi programlamışsınızdır.
Bunları cidden görür ve kendinizin böyle olacağına kalben inandırırsanız, her neyse yapmak istediğiniz, bunu bu sene başarırsınız. Yok sadece kötülükleri düşünür ve bunlardan kurtulmayı isterseniz, bu maalesef pek olamıyor. İnanmak ve kendinizi o iyi halde görmek lazım. Hem de gün içinde defalarca.
Mutlu, sağlıklı ve başarılı yıllar dilerim.