Bu hafta, bir psikoloğun meditasyon üzerine yazdığı makalesini sizlerle paylaşmak istiyorum
Özden Bayraktar’ı yıllardır tanırım. Koç Lisesi’nden kızım Ceylan’ın sınıf arkadaşıydı, çok sık görüşürlerdi. “Ne olmak istiyorsun?” diye sormuştum ona birinci sınıftayken. “Psikolog” dedi hiç tereddütsüz. Oldu da. Yıllardır İngiltere’de hem kendini geliştiriyor, hem de farkındalık gibi önemli konularda seminerler veriyor. Artık arada İstanbu’a da gelip seminerler vermeye karar vermiş, çok sevindim. “Hasan Amca sana İngiltere’de yayımlanan bir yazımı göndereyim” dedi. Gönderdi, ben de aynen yayınlıyorum:
“Sevgili okuyucular,
‘Meditasyon’ konusu üzerinde bilimsel bilgiler vermek istiyorum. Meditasyonun fiziksel bedenimiz üzerindeki etkilerine dair pek çok bilimsel bilgi bulunmakta. Gelin bunlara bir göz atalım!
Farkındalık meditasyonu denilen tarzda esas düşünce, aldığımız nefese ve hislerimize odaklanmak. Bu esnadaki düşünce ve duygularımızın farkında olmak. Ancak bu sırada, bilincimizi ‘şimdi ve burada’ya getirebilmektir. 2009’da yapılan bir araştırma meditasyonun, kalp hastalarının tansiyonunun düşmesine yardımcı olduğunu ortaya koymuş. Ayrıca bir diğer önemli bulguysa meditasyon yapanların dikkat sürelerinin daha fazla olduğunu öne sürmüş. 2008 yılında yapılan önemli başka araştırmaysa meditasyon sayesinde, beyindeki empati düzeyinin artmasını sağlayan bölümün geliştiğini kanıtlamış.
Günde yarım saat
Meditasyonun kalp-damar sistemimiz başta olmak üzere tüm vücudumuza pozitif katkısından tüm dünyada çeşitli araştırmalarda sık sık bahsedilmektedir. Acaba gün içinde sadece yarım saat kendinize ayırabilir misiniz? Sessizlik içinde oturup, nefesinize odaklanıp, nefesin vücudunuza giriş ve çıkışlarını farkederek, nasıl bir zihinsel durumda olduğunuzu gözlemleyebilir misiniz? Eminim bunu isteyen herkes yapabilir çünkü zihnimiz gün içinde o kadar çok düşünce üretiyor ki... Bu işlemleri durdurabilsek, büyük bir rahatlama hissedeceğiz. Bu tekniği denemeye ne dersiniz?
Evrene mesaj gönderin
Bu noktada, yine seminerlerimde üzerinde sıkça durduğum bir noktayı daha belirtmek istiyorum. ‘Sevgi Meditasyonu’nunda sadece gözlerinizi kapatmak ve öncelikle kendinizi düşünerek, hayalinizde kendinize sevgi gönderdiğinizi canlandırmanız yeterli. Öncelikle kendinize yönelttiğiniz sevgiden sonra, sırada tüm sevdiklerinizi, ailenizi, arkadaşlarınızı, komşularınızı, yaşadığınız bölgedekileri, tüm şehirdeki ve ülkedeki canlıları, son olarak da evrendekilere sevgi gönderdiğinizi gözünüzde canlandırabilirsiniz. Yaklaşık 15-20 dakikalık odaklanmayla öncelikle kendinize, sonrasındaysa tüm evrene sevgi enerjisi göndermiş olacaksınız. Müthiş bir rahatlama ve de faydalı bir eylem yapmanın huzuruyla gününüze devam edebilirsiniz.
Bu çalışmayı yaparken, özellikle sevgi enerjisini gönderdiğiniz kişilerin herhangi bir sıkıntıları, fiziksel ağrıları ya da hastalıkları varsa kısaca şu cümleyi aklınızdan geçirerek güzel dileklerinizi iletmiş olursunuz: ‘Sağlıklı, mutlu ve huzurlu olsun!’ Veya bu cümle yerine, istediğiniz herhangi bir temenniyi koyarak da kendinizi ifade edebilirsiniz. Evrende neyi, hangi duyguyu karşı tarafa verirsek, onu geri aldığımızı unutmamalıyız. ‘Ne ekersen onu biçersin’ sözünü kendimiz için günlük hedef olarak belirleyelim ve de gelin herkese sevgi ışıkları gönderelim. Herkesi olduğu gibi kabul ederek, yargılamadan, mükemmel olduğunu unutmayalım!”
Özden Bayraktar