Dr. Hasan İnsel

Dr. Hasan İnsel

hinsel@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Geçenlerde arabayla giderken, yol kenarında, kalabalık arasında yerde yatan bir kişi gördüm. Arabadan inip yanına yetiştiğimde muhtemelen sara nöbeti geçiren bir genç olduğunu gördüm. Yanına gittiğimde, o ana kadar yapılmış olan her şeyin aslında yapılmaması gerekenler olduğunu fark ettim. Neyse şanslı bir gençti, çok kısa sürede her şey yoluna girdi. Kadıköy Şifa Ataşehir Hastanesi’ne gidiyordum, hastaneye vardığımda hâlâ bu olayı yaşıyordum. Doğruca nörolog Dr. Hamit Toprak’ın odasına gidip bu konuyu anlattım. Kendisinden sizlerle paylaşmak için sara konusunda bilgiler aldım, aynen aktarıyorum:
“Epilepsi veya halk arasındaki adıyla sara hastalığı veya sara nöbeti, beyin içinde bulunan sinir hücrelerinin, elektriksel aktiviteleri, fiziksel veya kimyasal nedenlerden ötürü kontrol dışı çalışmaları ve bunun sonucunda ortaya çıkan hareket, duyu veya mental fonksiyon bozukluğuyla tanımlanan nörolojik bir hastalıktır.
Epilepsi, erkek ve kadında eşit ve 100 kişide 1-2 oranında görülebilen bir hastalıktır.
Epilepsi teşhisinde detaylı bir hikaye, öz ve soy geçmiş araştırılması, nörolojik ve sistemik muayeneyle birlikte kan tetkikleri, EEG ve MRI gibi görüntüleme tekniklerinin yapılması gerekmektedir.

Haberin Devamı

Hızlı ve ani nöbetler
Sara teşhisi konduktan sonra tedavinin hızlıca başlaması gerekmektedir. Hastaların yaklaşık yüzde 80’inde uygun bir ilaç tedavisi veya modern cerrahi müdahalelerle epilepsi kontrol edilebilmektedir.
Sara nöbetleri değişik çeşitlerde ve şekillerde olabilir. Kısa süreli bilinç bulanıklığı veya bölgesel kasılmalar dışında nöbetler genellikle 1-2 dakika sürer, nöbet sonrası sersemlik hali olursa bu durum uzun bir süre devam edebilir.
Çoğu epilepsi hastası normal hayatlarına sorunsuz devam edebilmektedir. Ancak düzensiz ilaç kullanımı, başta olmak üzere uykusuzluk, stres, beslenme bozukluğu, hormonal dengesizlikler ve aşırı ışık gibi uyaranların nöbetleri tetiklediği ve tedavinin başarısızlığına sebep olabileceği de bilinmektedir.
Nöbetlerin çoğu hasta ve/veya yakınlarına önlem alma fırsatı tanımayacak kadar hızlı ve ani başlar. Buna karşın bazı yaygın nöbetler vücudun bir kısmında (kol, bacak veya yüz) bölgesel kas kasılmalarıyla veya duyusal sanrılarla (koku, görüntü, ses vs.) başlar, kısa bir süre sonra bilinç kaybı ve kasılmalarla devam eder. Hasta ‘aura’ denilen bu dönemde kasılmalar sırasında maruz kalabileceği travmalardan kendisini koruyabilme zamanı kazanır. Kasılmalar başladıktan sonra kişinin yanında bulunan kişiler tarafından uygulanan soğan koklatma, yüzüne su atma veya kilitlenen dişleri sert bir cisimle açma gibi çabalar, nöbet geçiren kişiye fayda sağlanamayacağı gibi, çoğu zaman zarar verebilir.

Haberin Devamı

Gözlem önemli
Nöbet geçiren kişinin solunum yolunun dili tarafından kapanmaması için kişi yan pozisyona getirilir veya kafası yana çevrilir. Daha sonra kasılma sırasında kafa travmasını engellemek amacıyla başının altına yumuşak bir nesne konur. Nöbetler genellikle 1-2 dakika içinde kendiliğinden sonlanır. 5 dakikayı aşan nöbetlerse genellikle tekrarlayıcı sara nöbetleri (status epileptikus) olarak kabul edilir, bu durumda sağlık ekibi tarafından acil tıbbi müdahale gerekir. Teşhis ve tedaviye yardımcı olmak adına nöbetler sırasında hastanın yakınları tarafından yapılmış olan iyi bir gözlem en az müdahale kadar önemlidir. Nöbet süresi, nöbet sırasında kasılmanın varlığı, idrar kaçırması, gözlerin açık olup olmaması bunlardan birkaçıdır, bu durumlar kaydedilir ve doktora bildirilirse teşhis ve takipte çok yararlı olurlar.”