Dr. Hasan İnsel

Dr. Hasan İnsel

hinsel@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Sabah erken saatte İntermed’deki odamda arkadaşlarla oturduk, sohbet ediyoruz. Trafik boştu dün, herhalde Ramazan geldi de ondan dedi Dr. Mari. Mari bu lafı eder etmez bakışlarımız diyetisyenimiz Müge Başer’e kaydı. Ramazan, yemekler ve tabii hemen diyetisyenlerin bu konuda neler diyeceği geldi aklımıza. Rica ettim hemen Müge’den, Ramazan için önerilerini, ve işte anlattıkları:
Ramazan’ın gelmesiyle birlikte beslenme düzeni 4-5 öğünden 2 öğüne, yemek saatleri ise metabolizmanın en yavaş olduğu akşam ve gece saatlerine kayıyor. Ancak Ramazan boyunca  yeterli ve dengeli beslenmeyi başarabiliriz. 

Sahuru atlamayın

Ramazan pidesini abartmamak gerek
Öncelikle mutlaka sahura kalkılmalı. Vücut besine ihtiyacı olduğunu, kanda belli miktarlarda olması gereken şekerin azalmasıyla, yani acıkarak haber verir ve yemek yememiz için bizi harekete geçirir. Sahura kalkılmadığı takdirde 14-15 saatlik olan açlık süresi daha da uzayarak oruç tutanların gün içerisinde kan şekerlerinin daha erken düşmesine ve çok acıkmalarına neden olur.
Gece metabolizma yavaşladığı için sahur öğünü ağır ve yağlı yemeklerden oluşmamalı, çünkü bu tarz yemeklerin yağa dönüşmesi daha çabuk olduğundan kolay kilo artışına neden olurlar. Az yağlı süt ve peynir çeşitleri, zeytin, esmer ekmek çeşitleri, domates, salatalık, biber, yeşillikler gibi kahvaltılıkların yanı sıra çorba veya az yağlı makarna veya az yağlı sebzeli gözleme / börek çeşitleri ile taze sıkılmış meyve ve sebze suları, komposto, hoşaf veya tahıl gevrekleri, kuru meyveler gibi besinlerden oluşan hafif bir öğün şeklinde yemek doğrudur.

İftarı üç öğüne yayın
İftar öğünü 3-4 öğüne bölüştürülmeli ki fazla miktarda ve hızlı bir şekilde yenilen yemekler boş mideye bir anda yüklenmesin. Sindirim güçlüğü, midede yanma, ekşime, şişkinlik gibi problemler ortaya çıkabileceğinden iftar mönüsü, geniş bir zaman dilimine paylaştırılırsa daha iyi olur.
Yüksek kolesterol, koroner kalp hastalığı veya hipertansiyonu olan kişiler kırmızı eti haftada en fazla iki kez yemeli. Bunun yerine derisiz tavuk eti, hindi eti veya balık tüketimine ağırlık verilmelidir.
Diğer önemli bir husus, kan şekerini hızlı yükselten beyaz ekmek, pirinç, makarna, hamur işleri ve tatlılar yerine esmer ekmek, kepekli makarna ve pirinç, bulgur, taze sebze ve meyve salataları tercih etmektir. 

Bol su için
Sıvı tüketimine bu dönemde ayrı bir özen gösterilmelidir. Mutlaka bol bol su içilmelidir.  İftardan hemen sonra çay, kahve tüketimi yediğimiz besinlerdeki demirin ve bazı minerallerin emilimini engelleyebilir. Bunlar yerine bitki çaylarının   içilmesi hem sindirime yardımcı olacak hem de vücudunuzu rahatlatacaktır.
Tabii ki çay içmek istiyorsanız en azından iftardan 1-1,5 saat sonra açık bir çay (limon dilimleri eklenmiş) veya kahve içmek daha doğru olacaktır.
Bu dönemde tatlı tüketimi artar. Tatlıyı hemen iftar sonrası yerine en azından iki saat sonra bir ara öğün şeklinde tüketmeli ve hamur tatlıları yerine sütlü, meyveli tatlılar, meyveli yoğurtlar tercih edilmeli.

Ramazan pidesine dikkat
Ramazan’da vazgeçilmeyen besinlerden biri de Ramazan pidesidir. Ramazan pidesinin esmer ekmek çeşitlerine göre glisemik indeksi daha yüksektir, daha az posa içerir. Bir fırın pidesinin 1/12’si 1 dilim ekmeğe eşdeğerdir. Pilav ve makarnanın yanında pide yenmemelidir.
İftardan sonra yapılacak yarım saatlik kısa mesafe yürüyüşleri hem sindirime yardımcı olacak hem de gün içinde azalmış fiziksel aktiviteyi artırarak, yiyeceklerin vücut yağına dönüşmesini engelleyecektir.