Dr. Hasan İnsel

Dr. Hasan İnsel

hinsel@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Prostat, idrar yolunun arka kısmında, mesanenin altında yer alan bir organdır ve başlıca üç hastalığı vardır. Nedenleri farklı olmakla birlikte bu üç hastalık, benzer belirtiler verir. Şikâyetler başlayınca önemli değil, geçer diye beklememek gerekir

Geçen hafta yorucu bir günün akşamı İntermed’deki odamda, Ürolog Prof. Dr. Faruk Özcan ve uyguladığımız “Petek Diyet”imizle dikkati çeker oranda kilo verdiği için, her yere daha da bir kolay yetişen medikal direktörümüz Dr. Mari Benli ile erkeklerde uyguladığımız erken teşhis yöntemlerini konuşuyorduk.
Faruk Hoca’nın ilgi alanı ürolojik onkoloji olduğundan konuşmamız tabii prostat kanseri konusunda yoğunlaştı. İşte Faruk Hoca’nın bu konuda anlattıkları:
Prostat, idrar yolunun arka kısmında, mesanenin altında yer alan bir organdır. Erkek üreme sisteminin içinde yer alan prostat, sperm hücrelerinin dışarıya atılırken içinde taşındığı sütsü prostat sıvısını üretir. Yerleşim olarak tam idrar kesesinin çıkışında ve son bağırsak da denilen rektumun önünde yer alır ve büyümesi halinde idrarın geçişini engelleyebilir.
Prostat kanseri, yavaş ilerleyebilen bir habis tümördür. Erkeklerin çoğu uzun yıllar hiçbir sorun hissetmeden bu tümörü taşır. Klinik belirti vermeyen bu hastalarda hastalık sessiz olarak uzun zaman kalabilir.

Prostat hastalıkları
Prostatın üç hastalığı vardır
Prostatın başlıca üç hastalığı vardır. Bunların birbirlerinden farklı sebepleri olmakla birlikte benzer belirtiler verirler, bundan dolayı aşağıda tarif edilecek belirtiler kişide varsa, tedavide geç kalmamak ve orta yaş ve üstü yaşlarda arka planda gizlenmiş bir prostat kanserini atlamamak için konunun uzmanı bir ürologa başvurmakta fayda vardır. Bu tip şikâyetlerde, önemli değil, geçer diye beklememek lazımdır.

Haberin Devamı

1. Prostatit: Prostat bezinin iltihabi hastalığıdır. Çoğunlukla sebebi bakterilerdir. Her yaşta görülebilir ve uygun ilaç tedavisi ile iyileşir. Belirtileri;
İdrar yapma zorluğu
Özellikle geceleri sık idrara çıkma
İdrar yaparken yanma, ağrı, akut ve şiddetli vakalarda ateş, üşüme, titreme ile birliktedir.

2. Selim prostat büyümesi: 50 yaşından sonra erkeklerin yarısında görülen, 60’dan itibaren ise yüzde 80’inde rastlanan iyi huylu büyümedir. Belirtileri:
Özellikle geceleri sık idrara çıkma
İnce, kesik kesik bazen çatallı işeme, idrarı ileriye yollayamama
İdrara başlamada zorluk
İdrar yapamama
Spermin ağrılı boşalması
İdrarda ya da menide kan

3. Prostat kanseri: Yukarıdaki her iki hastalığı taklit eden belirtiler verebilir. İleri evre prostat kanserlerinde metastazlara bağlı şikâyetlerde ilk belirti olabilir mesela sırtta, belde, kalçada ağrılar yaşanabilir.

Doğru beslenmeyle risk azaltılabilir
Alınan gıdaların daha çok sebze, meyve ve tahıllardan oluşup az yağ içermesinin prostat kanseri riskini azalttığı düşünülmektedir. Hayvasal yiyeceklerin oranının azaltılması faydalı olacaktır. Antioksidan denilen maddeler yaşamın şifresini hücre çekirdeğinde saklayan DNA’nın hasar görmesini engelleyerek prostat kanser riskini düşürebilir.
Likopen denilen antioksidan özellikle bu işle ilgilidir ve domates, greyfurt ve karpuzda, siyah üzümde bulunur. Günlük alınan E vitamini kanser riskini azaltabilirken, yüksek doz A Vitamini bu riski artırmaktadır. Dolayısıyla vitaminler olur olmaz kullanılmamalı ve aşırı alımından kaçınılmalıdır.
Ne kadar zamanda ve nasıl bir tarama testi yapılması gerektiğine dair ortak bir karar verilmemiş olmasına rağmen, diğer kanser türlerinde olduğu gibi erken tanı tedavi şansını artırır.
Erkeklerin 50 yaşından sonra PSA testini ve prostat muayenesini her yıl yaptırmaları;
Eğer ailelerinde bu hastalığı olanlar varsa bu testlere 40 yaşından itibaren başlamaları önerilmektedir.



Teşhis ve tedavi
Prostat muayenesinde doktor, makattan yaptığı incelemeyle prostatın büyüyüp büyümediğini, kansere ait bir sertlik olup olmadığını anlamaktadır.
PSA ise hastadan alınan kandan yapılan bir inceleme olup hastalığa dair oldukça hassas fikirler vermektedir. PSA değeri prostat kanseri dışında, prostatın iyi huylu büyümelerinde ve prostat iltihaplarında da yüksek çıkabilir, prostata özgü bir test olup, prostat kanserine kansere özgü değildir.
Kesin tanı, şüphelenilen vakalarda makattan girilerek yapılan ultrasonografi eşliğinde prostat biyopsisi ile konulur. MR?(manyetik rezonans) ve bilgisayarlı tomografi, kemik sintigrafisi prostatın durumunu belirlemede, yayılma varsa tespitte ve bunlara bağlı olarak tedavi şekline karar vermede doktora yol gösteren önemli yöntemlerdir.
Hastalığın evresine göre tedavisi değişmektedir. Erken evrede radikal prostatektomi en etkili tedavidir. Açık, laparoskopik ve robotik cerrahi yöntemleriyle uygulanmaktadır. Bu yöntemlerin onkolojik ve fonksiyonel sonuçları arasında ispat edilmiş belirgin fark ve avantaj yoktur. Hastalığın evresine göre radyoterapide etkin bir tedavi yöntemidir.