Pek bilinmez, ama kemikler aslında canlı dokulardan oluşur. Eski kemik dokusu sürekli olarak yeni kemik dokusuyla değiştirilirip, yenilenir. 30’lu yaşlardan itibaren bu değiştirilip yenilenenden daha çok kemik dokusu yıkılmaya başlar. İşte osteoporoz dediğimiz bu durum, yenilenenden daha fazla kemiğin yıkıldığında, yani kemiklerin güçsüzleştiği zaman oluşur. Menopoz sonrası dönemde kadınlarda sıklıkla görülen bir hastalıktır, aslında önlemi çok önceden alınmalıdır. En sık kalça kemiğinde kırık görülmekte, bunu sırt ve bel omurlarındaki çökme kırıkları takip etmektedir.
İntermed’deki odamda sabah erken saatte Nöroşirürji Uzmanı Dr. Kerem Bıkmaz’la hayretle bomboş olan Nişantaşı trafiğine bakıyorduk ve kışın bu köşenin ne hale geleceğini konuşuyorduk. Caddeyi yavaş yavaş geçen, görünüşe göre erken kamburlaşmış bir hanım görünce, haliyle laf omurgaların osteoporozdan ne çabuk zarar görebileceğine geldi. Dr. Kerem Bıkmaz bu konuda önemli bilgiler verdi, aynen aktarıyorum.
Üç kadından birinde görülüyor
Dünyada 50 yaş üstü üç kadından ve sekiz erkekten birinde osteoporoz görülüyor. 30 saniyede bir osteoporoza bağlı bir kırık oluşuyor. Osteoporozun erken safhalarında genellikle belirti görülmez. Bu nedenle kırıkların oluşmasını önlemek için düzenli aralıklarla osteoporoz taraması yapılmalıdır. Erken tanı konulan hastalarda koruyucu kemik güçlendirici tedavi ile kemik erimesini kontrol altında tutmak mümkün. Bazı kişiler diğerlerine nazaran daha fazla osteoporoz riski taşır. Eğer ailenizden birinde osteoporoz varsa yüzde 60 - 80 ihtimalle sizin de osteoporoz riskiniz vardır.
Kalça kırıkları kemik zayıflığının belirtisidir. Eğer annenizde kalça kırığı varsa sizde de olma riski ikiye katlanır.
Önleyici ve koruyucu tedavi şart
Omurgada çökme kırığı, omur içindeki kemiklerin yoğunluğunun azalması ve çeşitli dış etkenlerin sonucunda ezilmesi veya kırılmasıdır. Aslında tedavisi kadar teşhis edilmesi de önemlidir. Hastalar omuz ve sırt bölgesinde kamburlaşma ve ani ağrılar yaşar. Birçok hasta bunu ihmal eder ve kırık olduğunu anlamaz. Aslında tedavi edilebilir bir hastalıktır, fakat ihmal edildiğinde olumsuz sonuçları vardır. Çünkü ilerleme eğilimindedir.
Omurgada eğilme göğüs kafesinin sıkışmasına, bu da akciğer fonksiyonlarında azalma ve uyku düzensizliğine neden olur.
Günümüzde oluşmuş çökme kırıklarının tedavisinde balon kifoplasti yöntemi kullanılmakta. Bu yöntemle daha önceden tedavi edilemez kabul edilen omurgadaki şekil bozuklukları tedavi edilebiliyor.
Her ne kadar teknolojinin sağladığı imkanlarla artık bu tarz kırıklar eskisi kadar korkutucu olmasa da kırıkların oluşumu önlenmeli, yani önleyici ve koruyucu tedaviye öncelik verilmelidir.
Özellikle risk gruplarının gençlik çağlarından itibaren dengeli beslenmesi, spor yapması, yeterli güneş alması gerekir. Yine bu risk gruplarında osteoporozun erken safhada tespit edilmesi ve ilaç tedavisiyle kemiklerin desteklenmesi mümkündür.
Kimler risk altında?
Gerekli kalsiyumun besinlerle alınmaması, aşırı alkol tüketimi, sigara içilmesi gibi alışkanlıklar nedeniyle vücut kalsiyumu kemiklerden çalmaya başlar. Aşırı zayıf olmak da kemiklerin düşük kütleye sahip olmasının işareti olabilir. Süt, yeşil yapraklı sebzeler ve kalsiyum takviyesi kemiklerin ihtiyacı olan kalsiyumu karşılar.
Sürekli sırt ağrısına dikkat
60-80 yaşları arasında disk esnekliği kaybından ötürü 1 - 2.5 cm. arasında boy kısalığı olabilir. Ancak omurga kırığında ilave boy kaybı söz konusudur. Birden fazla kırık, omurganın bükülerek şekil değiştirmesine neden olur ve kamburluğa yol açar. Bu da boyun her geçen yıl biraz daha kısalmasına yol açar. Devamlı sırt ağrısı omurga kırığının işareti olabilir. Güçsüz omurga, günlük aktiviteler sırasında bile hiçbir işaret vermeden kırılıp, çökebilir. Eğer romatoid artrit, tiroid bezinin fazla çalışması, paratiroid bezlerinin aşırı faaliyeti, diyabet, karaciğer hastalığı gibi sorunlar varsa osteoporoza yakalanma riski artar.