Fazla sigara, alkol ve kafein kullanımı, kalsiyum emilimine engel olarak osteoporoza neden oluyor. Kadın hastalığı olarak bilinen osteoporoz, erkeklerde de azımsanmayacak oranlarda görülüyor
50’li yaşlara gelen kişilerin, sadece osteoporoz nedeniyle, sağlık ve estetik sorunlarıyla karşılaşmaları tatsız bir şey doğrusu. “Teyzem düştü, kalçasını kırdı” diye başlayan hikayeler vardır. Aslında teyzenin kalçası osteoporoz nedeniyle ağırlığa ve dönüş hareketine dayanamamış, önce kırılmış, teyze de sonra düş müştür çoğunlukla. Bu konu hakkında nükleer tıp uzmanı Dr. Mari Benli’yle konuştuk. İşte kendisinin osteoporoz hakkında verdiği bilgiler:
“Osteoporoz ‘gözenekli kemik’ demektir. Normal kemiğin iç yapısı, küçük gözenekli sünger gibidir. Osteoporozda, süngerimsi yapının gözenekleri büyür ve sayıları çoğalır, kemik yapısı da haliyle azalır. Bu durum kemiğin giderek zayıflamasına, kolay kırılır bir hal almasına neden olur. Yaş ilerledikçe, özellikle 35 yaşından sonra kemik yoğunluğu azar azar eksilmeye başlar. Kemik ve hormonlarla ilgili olanlar başta olmak üzere, bazı hastalıklar geçiren, kalsiyum dengesi üzerine etkili ilaçlar kullanan kişilerde kemik yoğunluğu kaybı daha fazla olur. Bu risk faktörlerinden en önemlisi kadınlarda 50 yaş civarında başlayan menopozdur. Fazla sigara, alkol ve kafein kullanımı da kalsiyum emilimine engel olarak osteoporoza yol açar.
Kimlerde görülür?
Osteoporoz bir kadın hastalığı zannediliyor, halbuki erkeklerde kemik yoğunluğu kadınlara oranla daha fazla. Beslenme bozukluğu, hareketsiz yaşam, fazla alkol kullanımı veya bazı hastalıklar nedeniyle erkeklerde de azımsanmayacak oranda görülebiliyor.
Kemik yoğunluğundaki azalma erken fark edilirse ve gerekli önlemler alınırsa, yani risk faktörleri ortadan kaldırılır veya en aza indirilirse osteoporoz önlenebilir. Bel kemiği ve kalça kemiğinden özel bir aletle (kemik dansitometrisi) alınan ölçümlerden hesaplanan kemik yoğunluğu, kemikteki kalsiyum miktarını verir. Kalsiyum; kemiğin sertliğini, dayanıklılığını sağlar, dolayısıyla, kalsiyum azalınca kemik eğrilir, kırılganlaşır.
Süt tüketimi çok önemli
Çocukluk yaşlarında yeterince kalsiyumlu gıdalar (özellikle süt ürünleri) tüketenlerde, güneş banyosu yapanlarda, besinlerle D vitamini alanlarda ve hareketli yaşam sürenlerde kemik daha sağlam yapıda oluyor. Bunları yapmayanlarda ve risk faktörleri taşıyanlardaysa kemik gençlik yıllarında bile yeterince sağlam olmuyor.
35 yaşından itibaren başlayan doğal kemik yoğunluğu kaybı da eklendiğinde, ileri yaşlarda kemikler çok zayıflıyor ve adeta durduğu yerde kırılacak hale geliyor. Osteoporoz, omurgaların çökmesine, kırılmasına ve buna bağlı kamburlaşma, sırt ve bel ağrılarına sebep oluyor. Osteoporoza bağlı omurga kırıkları, genellikle ani başlayan, sırtın ortasında yoğunlaşan fakat gövdeye de yayılabilen, hareketle artan, ısınmayla azalan tarzda ağrılarla kendini belli ediyor.
Genetik faktörlerin önemi
Aile hikayesi, kemik yapısı üzerine oldukça etkili. Özellikle açık renk tenli, ince ve minyon yapılı kadınlarda kemik daha zayıftır. Çok sayıda hamilelik, hormonal hastalık ve ameliyatla yumurtalıkların alınması, beslenme bozuklukları, başta kortizon olmak üzere kullanılan birçok ilaç, bağırsak ve böbrek hastalıkları kalsiyum emilimini engelleyerek veya kalsiyum kaybına sebep olarak kemikleri etkiler. Bu gruba giren kişiler, özellikle kalsiyumlu gıdaları yeterli miktarda almaya özen göstermeli.”