Dr. Hasan İnsel

Dr. Hasan İnsel

hinsel@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Osteoporoz yani kemik yoğunluğunun azalması, önceden alınabilecek önlemlerle yüz güldürücü sonuçlar alınabilen bir hastalıktır. Genç yaşlarda gerekli önlemler alınmayan veya gerekli tedavi uygulanmayan kişilerde ise ileride problemler kaçınılmaz oluyor. Yaşı ilerleyen kişilerin sadece osteoporoz nedeniyle artan bir kamburlukla, sağlık ve estetik prolemlerle karşılaşma olasılığı tatsız bir şey doğrusu. Hani “Teyzem düştü, kalçasını kırdı” derler ya, aslında teyzenin kalçası osteoporoz nedeniyle ağırlığa ve dönüş hareketine dayanamamış, önce kırılmış, teyze de sonra düşmüştür.
Geçen sabah İntermed’teki odamda osteoporoz ölçüm bölümümüzün şefi, nükleer tıp uzmanı ve benim 20 yıllık sağ kolum Dr. Mari Benli ile bu konuyu konuşuyorduk. Osteoporozu o her zamanki tatlı diliyle sizler için anlattı. İşte Dr. Mari Benli’nin anlattıkları:

Kelime anlamı ‘Gözenekli kemik’

Osteoporoz “gözenekli kemik” demektir. Normal kemiğin iç yapısı, küçük gözenekli sünger gibidir. Osteoporozda, süngerimsi yapının gözenekleri büyür ve sayıları çoğalır, kemik yapısı da haliyle azalır. Bu durum kemiğin giderek zayıflamasına, kolay kırılır bir hal almasına sebep olur. Yaş ilerledikçe, özellikle 35 yaşından sonra kemik yoğunluğu her yıl azar azar eksilmeye başlar. Kemik ve hormonlarla ilgili olanlar başta olmak üzere, bazı hastalıkları geçiren, kalsiyum dengesi üzerine etkili bazı ilaçları kullanan kişilerde kemik yoğunluğu kaybı daha fazla olur. Bu risk faktörlerinden en önemlisi kadınlarda 50 yaş civarında başlayan menopozdur. Fazla sigara, alkol ve kafein kullanımı da kalsiyum emilimine engel olarak osteoporoza sebep olurlar.

Haberin Devamı

Osteoporoz kimlerde görülür?
Eskiden osteoporozun sadece hanımları ilgilendirdiği düşüncesi hakimdi, ama şimdi artık erkeklerin de bu problemle karşı karşıya olduğu biliniyor. Erkeklerde normalde kemik yoğunluğu kadınlara oranla daha fazla olmakla beraber, beslenme bozukluğu, hareketsiz yaşam, fazla alkol kullanımı veya bazı hastalıklar nedeniyle erkeklerde de azımsanmayacak oranda osteoporoz görülebilmekte.

Haberin Devamı

Osteoporoz nasıl ortaya çıkar?
Kemik yoğunluğundaki azalma erken fark edilirse ve gerekli önlemler alınırsa, yani risk faktörleri ortadan kaldırılır veya en aza indirilirse osteoporoz önlenebilir. Bel kemiği ve kalça kemiğinden özel bir aletle (kemik dansitometrisi) alınan ölçümlerden hesaplanan kemik yoğunluğu, kemikteki kalsiyum miktarını verir. Kalsiyum kemiğin sertliğini, dayanıklılığını sağlar, dolayısıyla, kalsiyum azalınca kemik eğrilir, kırılganlaşır.
Çocukluk yaşlarında yeterince kalsiyumlu gıdalar (özellikle süt ürünleri) alan kişilerde, vücudu yeterince güneş görenlerde, besinlerle yeterince D vitamini alanlarda, hareketli yaşam sürenlerde kemik daha sağlam yapıda olur. Bunları yapmayanlarda ve risk faktörleri taşıyanlarda ise kemik gençlik yıllarında bile yeterince sağlam değildir. 35 yaşından itibaren başlayan doğal kemik yoğunluğu kaybı da eklendiğinde, ileri yaşlarda kemikler çok zayıflar ve adeta durduğu yerde kırılacak hale gelir. Osteoporoz, omurgaların çökmesine, kırılmasına ve buna bağlı kamburlaşma, sırt ve bel ağrılarına da sebep olur.
Osteoporoza bağlı omurga kırıkları, genellikle ani başlayan, sırtın ortasında yoğunlaşan fakat gövdeye de yayılabilen, hareketle artan, ısınmayla azalan ve 1-2 ay içinde şiddeti azalan tarzda bir ağrıya sebep olur.

Haberin Devamı

Osteoporozun diğer sebepleri nelerdir?
Kalıtımsal faktörler de kemik yapısı üzerine etkilidir. Özellikle açık renk tenli, ince ve ufak tefek yapılı kadınlarda kemik daha zayıftır. Çok sayıda hamilelikler, hormonsal hastalıklar ve ameliyatla yumurtalıkların alınması, beslenme bozuklukları, başta kortizon olmak üzere kullanılan birçok ilaç, bağırsak ve böbrek hastalıkları kalsiyum emilimini engelleyerek veya kalsiyum kaybına sebep olarak kemikleri etkiler. Bu gruba giren kişiler, özellikle kalsiyumlu gıda-ları yeterli miktarda almaya özen göstermelidirler.

Osteoporoz nasıl tedavi edilir?
Kemik yoğunluğu ölçülerek, kemiklerinde yoğunluk azalması saptanan hastalar konusunda uzman doktorlar tarafından tedaviye alınırlar. Hastalara, ilaç tedavisi yanı sıra diyet ve egzersiz önerileri de verilir. Tedaviye alınan hastaların periyodik kontrolleri yapılmalı, tedaviye cevap vermeyenlerde farklı tedavi yöntemlerine geçilmelidir. Osteoporoz kısa bir tedaviyle düzelen ve biten bir hastalık değildir. Osteoporoz tedavisi uzun sürelidir ve belirli aralıklarla kontrolü ve takibi yapılmalıdır.