Elimizi sıcak bir yere değdirip yaktığımızda bunun bir yaralanma olduğunu fark ediyoruz ama güneşte yandığımızda bunun aynı şekilde bir yaralanma olduğu aklımızdan dahi geçmiyor. Dermatolog Dr. Yıldız Dizdaroğlu ile güneş koruyucu kremler hakkında konuştuk
Ev dışında geçirilen zamanın ve aktivitelerin yaz aylarında artması, ozon tabakasının incelmesi, giysilerin ince olup vücudu yeterince koruyamaması, güneş hasarının artmasının en önemli nedenlerindendir. Tüm bunlara solaryum kullanımının yaygınlaşması da eklenince, cildimizdeki hasar giderek artar.
Ultraviole ışınlarının cilt kanseri oluşmasındaki rolünün son yıllarda bilimsel olarak kanıtlanması, beraberinde tüm dünyada korunma ve koruyucu krem kullanımı arayışını getirmiştir. Ultraviole ışınları ‘a’ ve ‘b’ diye ikiye ayrılır. İlk etapta ‘uvb’ zarar verir sanılıyordu ve sadece ‘uvb’ye karşı hazırlanan kremler kullanılıyordu. Zamanla ‘uva’nın da kanser ve cilt yaşlanmasında en az ‘uvb’ kadar katkısı olduğu belirlenince, kremler ‘uva’ filtreleriyle de zenginleştirilmeye başlandı.
Buna göre ‘uvb’ ölçüm birimi olan ‘spf faktörü’ en az 15 ve üzeri, bunun yanı sıra ‘uva’ ölçüm birimi ‘ppd faktörü’ de 15 ve üzeri olmalıdır. Aldığınız güneşten koruyucu kremlerde bunlara dikkat etmekte yarar var. Unutmayın, hiçbir güneş filtresi yüzde 100 koruyucu değildir.
Kremin antioksidan içermesinde yarar var
Güneş kremlerinin az sürülmesi, bunun sık tekralanmaması ve terle vücuttan uzaklaştırılması, yeterli ‘uva’ filtresi içermemesi, güneşten fazla zarar görme nedenleri olarak cilt kanseri riskini artırabilir. Çok özel maksatlı kremler hariç, normal koruyucu güneş kremleri en geç 2-4 saatte bir tekrar sürülmelidir. Denize veya havuza girmek bu süreyi haliyle kısaltmaktadır.
Bu ürünlere son zamanlarda üreticiler tarafından antioksidan eklenmesi artı yarar sağlamaktadır. Antioksidan, cildin kendini onarma kapasitesini artırır. ‘Serbest radikal’ denen zararlı maddeleri önleyerek, güneş hasarı konusunda bir ölçüde yararlı olabilir. Ağızdan üzüm çekirdeği ekstresi, vitamin C, vitamin E ve coenzym q10 gibi antioksidanlar kullanılabilir. Çocuklar ve çok hassas ve/veya açık tenli insanlara mineral filtreler titanyum ve çinko içerikli ürünler önerilir.
Güneşin son zamanlarda bir başka etkisi daha dikkatleri çekmiştir, bu da infrared (kızılötesi) dalga boyudur. Bu dalga boyu, cildin alt tabakalarına kolaylıkla nüfuz ederek fazladan hasar vermektedir. ‘Kısa dalga A tipi kızılötesi ışınları’ olarak tanımlanmıştır. Bu ışınlar cildin derinliklerine nüfuz ederek yaşlanmaya ve zararlı etkilere, örneğin kanser oluşumuna neden olabilirler. Artık güneş kremleri sadece ultraviole değil, aynı zamanda kızılötesi ışınlarına karşı da etkili olmak zorunda.
Şu an bu tip kremler yeni yeni piyasaya çıkıyor.
Eczacınıza danışın
İyi bir güneş koruyucu, tüm özelliklerinin dışında ciltten emilince vücuda zarar verebilecek maddelerden mümkün olduğunca az ihtiva etmelidir. Yaz boyunca ikinci bir cilt gibi bol miktarda kullanılan bu ürünler sistemik dolaşıma, yani emilerek kana ve organlara dağılarak hormon aktivitesi ve/veya kanserojen etki göstermemelidir. Bu, güneş kremlerinin tüketici tarafından bilinmeyen bir diğer yönüdür ve özellikle bu nedenle bebek ile çocuklara ayrı ürünler tavsiye edilmektedir. Güneşten koruyucu krem seçerken eczacınıza danışarak size uygun kremi kolaylıkla bulabilirsiniz.
Bazen güneşte kalanlarda alerjik reaksiyonlar görülmektedir. Güneş alerjisi, ‘ışık alerjisi’ dediğimiz, sık görülen kaşıntı, döküntü, kızarıklık veya kurdeşenle seyredebilen bir cilt rahat-sızlığıdır. Tam olarak nedeni açıklanamamış olup ‘uvb’ ve ‘uva’ dalga boylarından birisi suçlanmaktadır. Bu tip sorunlarınız varsa, tatile çıkmadan önce doktorunuzla görüşün.
Işık reaksiyonlarına, bazı antibiyotikler, ilaçlar ve katran içeren kremler de neden olabilir. Bergamut, parfüm, incir, kereviz, havuç, kozmetiklerin konserve maddeleri ve bazı çiçek ile otlar, ciltte ışık alerjisine yol açabilen etkenlerden bazılarıdır.
Güneş kremlerinin içinde ışık filtresi olarak kullanılan bazı maddeler, alerjiye neden olabilir. Eğer ışık alerjiniz sadece kremlendiğinizde oluyorsa, kreminizin içeriğini doktorunuz veya eczacınızla gözden geçirmelisiniz.