Dr. Hasan İnsel

Dr. Hasan İnsel

hinsel@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Cep telefonları, Wi-Fi ağları, mikrodalga fırınlar, bilgisayarlar ve elektromanyetik radyasyon yayan daha onlarca çeşit kaynak çevremizi sarmış durumda. Maruz kaldığımız elektromanyetik alanlar son on yıl içinde muazzam bir artış gösterdi. Bu da şimdi birçok kişiyi kaygılandırıyor

Yine yeni bir kavramla karşılaşmaya başladık son zamanlarda. Elektrosmog. Yani elektrokirlenme. Cep telefonları, Wi-Fi ağları, yüksek gerilim hatları, mikrodalga fırınlar, baz istasyonları, radyo ve TV vericileri, radar sistemleri, askeri gözlem istasyonları, iletişim sistemleri, bilgisayarlar ve elektromanyetik radyasyon yayan daha onlarca çeşit kaynak çevremizi sarmış durumda.
Maruz kaldığımız elektromanyetik alanlar özellikle son on yıl içinde muazzam bir artış gösterdi. Bu da şimdi birçok kişiyi kaygılandırıyor. Durumu açıklamak için “elektrosmog” olarak ifade edilen yeni bir kavram ortaya çıktı. İnsan yapısı manyetik, elektrik ve elektromanyetik alanların oluşturduğu çevremizi saran yoğun ve öngörülemez “buluta” bu isim, elektrosmog adı veriliyor.

Cevaplanmamış sorular
İnsan yapımı teknolojinin yarattığı vericilerin dünyanın yüzeyindeki doğal elektromanyetik enerjileri ve kuvvetleri temelden değiştirdiği bir gerçek. Bazı araştırmalara göre türlerin evriminde bile dünyanın doğal elektromanyetik alanların rol oynadığı düşünülüyor. Görmediğimiz, duymadığımız bu kuvvetler dünyanın ekosisteminde belki de kimyasal çevre kirliliği ve küresel ısınma kadar büyük bir tehdit oluşturabilir mi? Şimdilik kimse ne olduğunu tam olarak bilmiyor. Henüz cevaplanmamış birçok soru var ve gerçek nedeni bulmak için araştırmalar devam ediyor.

Hayatımıza giren yeni bir kavram: Elektrosmog
Cep telefonlarının kullanımı da elektrosmog’a katkıda bulunan önemli bir faktör olabilir mi? Araştırmacılar bununla ilgili kesin bir sonuca ulaşmış değiller. Yüz milyonlarca kişinin cep telefonu bağımlısı olduğu günümüzde herkes cep telefonlarının ne kadar güvenli olup olmadığını merak ediyor.

Zaman gösterecek
Cep telefonlarından yayılan yüksek dozdaki radyasyonun insan hücrelerindeki DNA’da kırılmalara yol açarak genetik yapıda değişimlere neden olma varsayımı birkaç yıl önce dile getirilmişti. Uzun süre cep telefonuyla konuştuğumuzda beynimizde hissettiğimiz ısınma acaba beyin hücreleri üzerinde kalıcı bir etki yaratıyor mu? Bunu daha bilemiyoruz. Elektroman-yetik radyasyon dediğimiz şey X ışınları gibi kanserle bağlantılı DNA değişimlerine neden olan radyasyonla aynı tipte değil. X-ışınları [iyonize radyasyon] ile radyofrekans enerjisi arasında büyük fark var. X-ışınları molekül yapısını değiştirebilirken radyo sinyalleri bunu yapmıyor. Yine de yüksek gerilim hatlarından yayılan enerjiyle ilgili bazı kaygılar haklı olabilir. Bunu zaman gösterecek.
International Journal of Radiation Biology dergisinde yayınlanan bir makalede cep telefonuyla yarım saat konuşanların beyin fonksiyonunda beynin ısınmasına bağlı olarak hafif bir değişiklik olmuş, ama başka bir etki gözlemlenmemiş.

Sağlık üzerindeki sonuçları
İngiltere’de Ulusal Radyolojik Korunma Kurulu NRPB’nin konuyla ilgili “The Stewart Report” adlı komisyon raporunda kablosuz cihazlardan yayılan radyofrekans emisyonlarının sağlık üzerindeki olası sonuçlarına değiniliyor. Çok sayıda çalışmaya atıfta bulunan rapor, bilimsel kanıt olmasa da çocukların cep telefonu kullanımının önemli konuşmalarla sınırlı tutulmasını öneriyor. Zira bazı uzmanlar çocukların daha fazla radyasyon absorbe ettiğini iddia ediyorlar. Bunun nedeni çocuklarda kafatasının biraz daha ince olması.
Elektromanyetik dalgaların sağlığımız üzerindeki etkileri gibi konuları araştıran bilim adamları çalışmalarda istatistiksel anlamı olan belirli eğilimlerin var olup olmadığına bakıyorlar ve şöyle diyorlar: eldeki bilimsel kanıtlar elektromanyetik alanların sağlık üzerinde olumsuz etkilerini teyit etmek veya reddetmek için yeterli değil.
Başka bir sorun da bu alanda çok sayıda deney yapılmakla birlikte her deneyin farklı oluşu. Her araştırmacı başka bir şey bulmayı deniyor ve elde edilen bulguların yapıcı bir gelişme kaydedilmesine fazla katkısı olmuyor.

Her an yakınımızda
Öte yandan on yılı aşkın süredir sağlık hizmetinde tanı amacıyla kullanılan manyetik rezonans görüntüleme (MR) cihazlarıyla bugüne dek milyonlarca hastanın tarandığını düşünecek olursak 10 yıllık bir dönemde bu hastalarda herhangi bir olumsuz etkinin görülmemesi içimizi rahatlatabilir. Hem de bu cihazların enerji düzeyleri cep telefonları ve benzeri aletlerin yaydığından çok daha yüksek. Tabii unutmamak lazım, MR ve benzeri aletler çok seyrek kullanılmakta, diğer elektrosmog kaynakları ise günlük hayatımızın her anında yakınımızda.