Prof. Dr. Osman Müftüoğlu yeni kitabı ‘İkinci Hayat’ta, hayat oyununda tıpkı tavlada olduğu gibi iki zar olduğunu anlatıyor. İlk zar ‘genetik miras’. Bu zardaki rakamların büyüklüğü ya da küçüklüğü sizin elinizde değil. İkinci zar ise ‘yaşam tarzınız’. Bu zarın üstünde hangi rakamın yazacağına seçimlerinizle siz karar veriyorsunuz
Prof. Dr. Osman Müftüoğlu’nun yeni çıkan kitabının adı, ‘İkinci Hayat’. Osman Hoca bu nefis kitabında, “İkinci hayat, ömrünüzün 30’lu - 40’lı yaşlardan sonrasındaki kısmıdır” diyor. Bu kitabı bundan 20 sene sonra yazacak olsaydı, muhtemelen “İkinci hayat, ömrünüzün 40’lı - 50’li yaşlardan sonrasındaki kısmıdır” diyecekti. Evet bu bir gerçek, insan ömrü uzadı ve daha da uzayacak. Ama bunu uzatmanın ve kalitesi artırmanın büyük anahtarı sizde. İşte bunu anlatıyor Osman Hoca, samimi, okuyanı içine alan, okudukça da “A, demek böyleymiş” dedirten, sıcacık bir uslupla.
Ömrünü uzatmayı planlayan herkesin okuması gereken bir kitap bu. Ömrünü uzatıp aynı anda yaşam kalitesini de yüceltmek isteyen herkesin okuması lazım. Daha da ileri gideceğim, “Keşke ben de gençliğimde bu bilgilerden birazına sahip olsaydım; neler, neler yapmazdım” diyeceğim bir kitap bu.
Prof. Dr. Osman Müftüoğlu, kitabının girişinde “Hayatın senin elinde” diyor ve hayat oyununda aynen tavlada olduğu gibi iki zar olduğunu anlatıyor. Devamını, yani “Hayat oyunundaki o iki zarın hikayesi”ni Osman Hoca’dan dinleyelim....
BİRİNCİ ZAR: Genetik miras
Hayat zarlarından biri, daha siz doğmadan önce atılıyor. Bu birinci zarda ne yazdığına siz değil, genetik yapınız karar veriyor. Yani bu zarın rakamı, daha siz doğmadan kesinleşiyor ve hayat boyu size yapışıp kalıyor. Eğer bu zarda altı veya altıya yakın rakamlar yazıyorsa şanslısınız. Yok, eğer bir veya bire yakın bir rakam gelmişse işiniz kolay değil. Bu zara ‘genetik zar’ da deniyor. Zarın rakamsal değeri, tamamen sizin dışınızdaki güçler tarafından belirleniyor ve siz doğarken elinize peşin peşin veriliyor.
Bu zardaki rakamı büyüten veya küçülten sebepler ailenizin genetik sağlık geçmişiyle ilgilidir. Eğer ailenizde kalp krizleri, inmeler, şeker hastalığı, kanser, romatizmal hastalıklar gibi genetik geçişli bazı sorunlar yaygınsa, zarınızdaki rakam gittikçe düşer. Genlerinizdeki hastalık yükü çoğaldıkça ilk zarın ‘yek’ gelme olasılığı yükselir. Tabii ki bu durumun tersi de söz konusu.
İKİNCİ ZAR: Yaşam tarzınız ve seçimleriniz
İkinci zara gelince... Bu zarın üstünde hangi rakamın yazacağına siz karar veriyorsunuz. Daha doğrusu rakamı siz yazıyorsunuz. ‘Yaşam tarzınız’ yani ‘hayata ilişkin seçimleriniz’le ikinci zardaki rakamı siz belirliyorsunuz. Dikkatsiz, plansız, programsız, boş vermiş yani kendi haline bırakılmış bir hayatınız varsa, doğrularınız az, yanlışlarınız çoksa ikinci zarınızın da ‘yek’ gelme ihtimali artıyor.
Kötü beslenmek, uykusuna, fiziksel aktiviteye, stres yönetimine dikkat etmek, gergin, huzursuz, endişeli bir hayatı ısrarla sürdürmek, tatil yapmamak, dinlenmemek, dostlarla geçirilecek keyifli zamanlara, aile bağlarına, hayatın manevi yanlarına önem vermemek, sağlık kontrollerini yaptırmayı ihmal etmek, sigara içmek, alkol kullanmak; araba kullanırken emniyet kemeri takmamak, koruyucu aşıları zamanında yaptırmamak bu yanlışların en önemlileri.
Kaptan sizsiniz
Sayısını daha da artırabileceğiniz birçok sebeple, rakamına kendinizin karar verdiği bu ikinci zarda ‘şeş’ veya ‘yek’ atmak tamamen sizin elinizde.
Birincisinin değil, ama ikinci zarın kaptanı da, patronu da sizsiniz. Eğer daha iyi ve kaliteli bir hayat istiyorsanız ve bu kararınızı hayata geçirmek için ihtiyacınız olan bilgiye, birikime sahipseniz ya da bu konuda uzmanlaşmış insanlardan, kurumlardan yararlanmayı becerebilirseniz ikinci zarınızın yüksek geleceğinden emin olabilirsiniz.
İşin başka bir tarafı daha var: Eğer ikinci zarda ‘beş’ veya ‘şeş’ atmayı becerebilirseniz, birinci zardaki bazı olumsuzlukları gidermeniz, en azından törpüleyip hafifletmeniz bile mümkün olabilir. Yani birinci zarınız (genetik mirasınız) kötü de olsa, bu mirasın sonuçlarını daha makul seviyelerde tutabilirsiniz.
Sağlıklı yol haritası
Prof. Dr. Osman Müftüoğlu çok doğru söylüyor. Hakikaten sağlığımızla ilgili pek çok şey artık elimizde. Doktorlarla kişilerin el ele çalışacağı, birlikte sağlıklı ve uzun yılların yol haritasını çizeceği, yeni ve modern bir önleyici tıp anlayışı sağlığa damgasını vuruyor artık. Bundan yararlanmayı becerebilenleri güzel ve sağlıklı günler bekliyor. Ben kızım Ceylan’a, Milano’ya gönderdim bir tane. Okuması ve bu kitaptaki bilgilerle sağlığa, uzun ve kaliteli bir yaşama ulaşmanın yollarını şimdiden öğrenip, uygulayabilmesi için.