Yeni bir araştırma, bir gecelik uykusuzluğun ve altı aylık yüksek yağlı diyetin, insülin hassasiyetini bir dereceye kadar aynı oranda bozabileceğini söylüyor. Bu da bir gecelik uykunun, sağlık üzerinde ne kadar önemli olduğunu ortaya koyuyor.
Vücut insüline daha az hassas hale geldiğinde (örneğin insülin direnci olduğunda) kan
şekerini düzenlemek için daha fazla insülin üretmek zorundadır.
Bu durum, sonunda vücudun insülin cevabının düzgün çalışmadığı ve kan şekerinin yükseldiği Tip 2 diyabet hastalığına davetiye çıkarır.
Diyabet, maalesef içinde kalp hastalıkları da olan birçok ciddi hastalıkla ilişkili. Tabii ki obez olan bireyler bundan daha fazla etkileniyor ve önce insülin direnci ve en sonunda da diyabete daha yatkın oluyorlar.
Uykusuzluk ve insülin
Dr. Broussard, “Araştırmamız, uyku bozukluğu ve çok yağlı diyetin bozulmuş insülin hassasiyetine yol açtığını gösteriyordu ama uykusuzluğun aslında daha şiddetli insülin direncine yol açtığı bilinmiyordu. Bizim çalışmamız kan şekeri düzeylerini koruma obezite ve diyabet gibi metabolik hastalıkların riskini azaltmada yeterli uykunun önemini göstermiştir” diyor.
Üstelik uyku eksikliği, bozulmuş insülin hassasiyetine ilave olarak, aşırı yeme ve genelde
metabolik hastalık riskini de artırmaktadır.
Uyku, gün içindeki yorgunluk ve verimsizlik, yeme davranışı, iş hayatı ve sosyal hayat üzerinde de oldukça etkili.
Dr. Broussard’a göre gelecekteki araştırmanın, uyku ve beslenmenin insülin duyarlılığıyla ilişkisini ve etkileşimlerini derinlemesine incelemesi gerekiyor.
Ayrıca, uyku bozukluğu giderildikten sonra insülin hassasiyetinin iyileşip iyileşmediğinin araştırılması da önemli.