ABD’nin ünlü yemek bilimi ve teknoloji dergisi ‘Gıda Teknolojisi/Food Technology’, yeme-içme sektörünün gelişmesinde etkili olan alışkanlıkları araştırdı. Ben de biraz buna değinmek istedim
Sağlıklı beslenme, iyi yaşam, gurme mutfaklar, yaratıcı şeflerin tarifleri, mutfakta yenilikler son yılların en gözde konuları arasında yer alıyor. Geleneksel mutfak biçimimiz, dünya trendlerinden etkileniyor.
DEĞİŞEN DAMAK TADI: Eskiden insanlar sadece açlıklarını geçiştirmek için yemek yiyordu. Şimdiyse ‘tat’ kelimesinin farkına varmak için yiyor. Keyifli yemek, hobi haline geldi. İnsanlar artık farklı tatlar denemek, yemek kurslarına katılmak, yeni tarifleri paylaşmak istiyor. Sosyal medyada sürekli yemek fotoğraflarının paylaşılmasından da bu değişimi anlayabiliyoruz.
İKİ SİHİRLİ KELİME; TAZE VE SAĞLIKLI: Pazar ve marketten yaptığımız alışverişin iki önemli kriteri bunlar. Araştırmalara göre, 10 kişiden 9’u doğal ve mevsiminde satın alınan ürünlerin sağlıklı olduğu konusunda hem- fikir. Mutfağınız değişirse beslenmeniz değişir. Pişirme esnasında lezzetlendirmek için aşırı yağ ve tuz tüketimini sınırlandırıp bunun yerine az yağ, domates ve bol baharatla denemeler yapabilirsiniz.
SAĞLIKLI YAŞ ALMAK: Bu konu gün geçtikçe önem kazanıyor. Herkes kendine daha çok dikkat ediyor. Sahilde yürüyüş yapanları gördükçe bunun doğruluğuna daha çok inanıyor ve mutlu oluyorum. Sağlıklı beslenme ve hareketli yaşam birbirinden ayrılmaz bir bütün.
YALNIZ YEMEK YEMEK: ‘Gıda Teknolojisi’ dergisi de malesef son yıllarda yalnız yemek yiyen yetişkinlerin sayısında gözle görülür artış olduğunu belirtiyor. Bu da dondurulmuş yiyecek pazarının gelişip büyümesinin en büyük nedeni olarak gösteriliyor. Aynı şekilde kahvaltının, kahve ve atıştırmalıklar halinde geçiştirilmesi de yine şehir yaşamı koşturmasına bağlanıyor.
NE ALDIĞINI VE YEDİĞİNİ BİLMEK: Alışveriş yaparken ilk akla gelen ve tüketiciyi etkileyen unsurlardan biri, ürünün hormonsuz olması, diğeriyse kanserojen madde içermemesi. Bunun dışında bazı restoranların yiyeceklerin kalorilerini belirtmeye başlaması, tüketiciye fayda sağlıyor. Amerika’da yaygın hale gelen bu uygulama ülkemizde de tüm restoranlarda uygulansa çok etkili olur, umarım gerçekleşir.
FARKLI KÜLTÜRLERDEN ETKİLEŞİM ARTIYOR: Başka kültürlerin yemeğine ilgi her zaman var. Bazıları Çin yemeğini sever, bazıları Akdeniz beslenmesini tercih eder. Günümüzde bu alışkanlık biraz değişmeye başladı. Artık başka kültürlerin yemeklerini kendi yemeklerimize entegre edebiliyoruz. Seçeneklerin artması tabii iştahı da artırıyor, aman dikkat...
BESİN DEĞERİ FARKINDALIĞI ARTIYOR: 2012 yılında tüketicilerin yüzde 78’inin vitamin değeri yüksek besinleri tercih ettiği belirlendi. Özellikle A, B, C, D, E vitaminleri, omega-3, anti-oksidan ve protein içeriği bakımından zengin yiyecekler bu tercihleri şekillendirdi. Tüketiciler, bu besin öğelerini tanıyor ve takip ediyor, farkındalık artıyor.
ANNE ELİYLE EV YAPIMI HÂLÂ FAVORİ: Herkes yediği yemeğin annesinin yaptığı gibi olmasını ister. Çünkü anneler her şeyin sağlıklısını, uygun fiyatlısını bilir ve yemeklerin en lezzetlisini yapar. Türkiye’de olduğu gibi yurt dışında da ‘anne eli’ ve ‘ev yapımı’ kelimelerinin sihirli etkisi var.
RAMAZAN’IN TADI GÜLLAÇ
Tatlı, bütün sofralarının vazgeçilmezi. Özellikle iftar sofralarının olmazsa olmazı. Ramazan’a özel bir tatlımız bile var: Güllaç. Güllaç, sütlü ve yağ içeriğinin düşük olması nedeniyle sağlık açısından Ramazan’a en uygun tatlı. Ayrıca üzerine serpilen ceviz, son derece kaliteli bir besin. Dikkat edilmesi gereken, yenen miktar, yenen saat ve yeme sıklığı. Yemeğin hemen ardından tüketmek yerine en az iki saat beklenilmesi daha iyi olur. Tatlı tüketimini her gün yerine haftada 2-3 kezle sınırlamak gerekir çünkü basit şeker tüketimini azaltıp yerine lif içeren kompleks karbonhid-ratlara ağırlık vermekte fayda var. Bunun için de diğer günlerde tatlı yerine meyve veya kuru meyveler seçilebilir.
1 kase sütlü tatlı veya güllaç, enerji değeri olarak
1 dilim ekmek,
1 bardak süt,
1 meyveye eşittir.