“Zenginin malı, züğürdün çenesini yorar” atasözünü bilirsiniz... Bu, birinin zenginliğinden çok söz etmenin gereksizliğini ve yersizliğini belirtmek için söylenen bir sözdür.
Aynı şey son yıllarda sağlıklı beslenme için de geçerli. Özellikle sağlıklı beslenmeyi yaşam tarzı haline getirmeyi başarmış ya da başarmaya çalışan bazı insanların, kendilerinin zararlı, abur - cubur olarak gördüklerini yiyenlere gözlerini devirerek baktıklarını fark ediyorum. Bence bu doğru bir davranış değil.
Daha çok danışanla çalıştıkça, sosyal medya, televizyon programları gibi çeşitli yollarla binlerce kişiyi gözlemleyip, kendimi de tanıdıkça, her bireyin yiyeceklerle özel bir ilişkisi olduğunu daha iyi kavrıyorum. Her zaman söylediğim gibi, beslenme de parmak izi gibi kişiye özel... Bir kişi ne yemeli ya da yememeli bana bağlı değil. Ya da başka birine…
Genelde hiçbirimiz eleştirilmekten veya öneri almaktan hoşlanmayız. Karşımızdaki her insanın da öyle olduğunu düşünerek, onu yediklerinden dolayı yargılamaya bir son vermemiz gerekiyor. 22 yıllık meslek hayatımda edindiğim tecrübelerim gösteriyor ki, insanlar yasak ya da yanlış bir şey yaptıklarını düşündüklerinde kendilerini cezalandırmaya çalışıyorlar. Yani kişi fazla yediğini, diyetini bozduğunu düşünüyorsa ve başkaları tarafından da bu konuda baskı görüyorsa, ‘battı balık yan gider’ diyerek sağlıklı beslenmeyi tamamen bırakıyor. Baskı yapmak ve olumsuz yönde eleştirmek yerine destekleyici davranışlar içinde bulunmalıyız:
1- Birinin yediği yiyeceklerle ilgili yorumlarda bulunmak
“Bunları mı yiyeceksin?”, “Bunu mu yiyeceksin, senin sağlıklı şeyler yediğini zannediyordum.” Bu yorumlar, insanlara kendilerini kötü hissettirip yediklerinden keyif almalarını önler. Eğer biri sizi yiyecek seçimlerinizden dolayı yargılarsa, onu anlamaya çalışın. Büyük olasılıkla size yardım etmeye çalışıyordur. Derin bir nefes alın, dikkatinizi yediğinize verin ve keyif almaya bakın.
2- Birine tabağındaki yemeği bıraktığı için kendini kötü hissettirmek
Çocukluğumuzdan beri hep tabağımızdakini bitirmemiz söylendi. Ancak gerçek olan o ki, birine onun vücudunun istediğinden fazla yemesi için baskı yapmak sağlıklı değil. Ne kadar yemek istediğimiz bizim sorumluluğumuzdadır. Bunun anlamı, biz eğer tabağımıza koyduğumuzun sadece yarısını yemek istiyorsak, yiyebiliriz. Bu konuda size küçükken yapılan baskıları hatırlayın.
3-Ne yerse yesin, kilo almamayı başaran birine yorum yapmak
Diğerlerine “Senin gibi yemek isterdim” demekten vazgeçin. Birkaç koca pizza dilimini yiyen incecik bir insana bunu nasıl başardığını sormadan önce hatırlamanız gereken; onun sabah ne yediği, ne kadar egzersiz yaptığı ya da genleri olmalı.
4-Yediği yemekten vazgeçirerek, daha sağlıklı alternatifler sunmak
Diyet ya da sağlıklı beslenmek, bütün gün brokoli yemek anlamına gelmiyor. Diyette lahmacun, pizza hatta kebap bile tüketebilirsiniz. Karşınızdaki kişinin bunları yediği için kendini kötü hissetmesini sağlamak yerine onunla paylaşmayı deneyebilirsiniz.
Gün sonunda diğer insanları yargılamamızın veya kritik etmemizin tek nedeni, aslında kendimize acımasız davranmamızdır.
Kendinize daha anlayışlı,
sevecen ve şefkatli davranmaya çalışın. ‘Battı balık yan gider yerine, ‘Evet bunu yedim, peki şimdi neyi daha iyi yapabilirim?’ diye düşünün.
Eğer çevrenizdeki insanların daha sağlıklı olmalarını gerçekten istiyorsanız, vücudunuzun ihtiyaç
ve isteklerini dinlemenin ne kadar keyif verici olduğunu kendiniz de gösterin.