Bu hafta pek çok yerde Türk halkının yazın en çok karpuz ve çay tükettiği konusundaki haberleri okumuş olabilirsiniz. Bu kadar çok tercih edilen iki gıdaya, gelin yakından bakalım
Karpuz, yaz meyveleri içinde su oranı en yüksek olan. Aynı zamanda uygun fiyatlı olması, serinletme özelliği, lif içermesi ve tatlı tadı karpuzu akla getiriyor. Ancak karpuz ve peynir ikilisinden mucize beklemeyin. Peynir seçiminizde dikkat etmeniz gerekenleri şöyle sıralayabiliriz;
- Eğer yüksek tansiyonunuz varsa veya böbrekleriniz sebebiyle tuz kısıtlaması yapıyorsanız mutlaka tuzsuz peynir tercih edin. Ya da peyniri bir gece önce ılık suya yatırın ve yemeden önce suyunu değiştirip bir saat daha bekletin.
- Diyet yapıyorsanız veya kolesterolünüz yüksekse, karaciğer yağlanmanız varsa az yağlı peynir tercih edin. Normal peyniri suda bekletmek yağını azaltmaz, bu konuda yanılgıya düşmeyin. Yağsız sütten kendiniz de peynir mayasıyla süt yapmayı deneyebilirsiniz.
- Peynir tüketirken iki parmak kalınlığında yaklaşık 30 gr.’lık ortalama bir dilimin 1 köfteye eşdeğer protein ve kalori içerdiğini unutmayın. 1 dilim peynir, yaklaşık 70 kalori içerir.
- Karpuz, şeker oranı yüksek bir meyve olduğu için yediğiniz miktara dikkat edin. Hipoglisemi veya şeker hastaları için aşırı tüketimden kaçınılmalı.
Karpuz-peynir zayıflatır mı?
Benim önerilerim “ölçülü beslenmek” üzerine kurulu, yani tüm besin gruplarından azar azar yiyerek beslenmeyi tavsiye ediyorum, hiçbir besini yasaklamadan. Sağlıklı yaşamak mümkün. Bu yüzden bütün gün sadece karpuz-peynir yediğinizde, demir, çinko, magnezyum, omega-3, folik asit, tiamin ve daha birçok besin öğesini yetersiz almış olursunuz. Karpuz su oranı nedeniyle mideyi şişirir ve düşük kalorilidir. Tok tutarak kolay bir zayıflama yolu gibi görünür. Ancak aşırı tüketimi, şeker içeriği sebebiyle doğru değil. Sağlıklı bir bireyin günlük 3 -4 porsiyon meyve tüketmesi yeterli. Bu meyve seçiminin tamamı karpuz olacaksa günlük 4 dilim karpuz yeterli. Ancak meyvenin en bol olduğu bu mevsimde sürekli karpuz yemek diğer meyvelere ve kendinize büyük haksızlık olur.
Çay ve kansızlık
Yapılan farklı araştırmalara bakıldığında, çay tüketiminin demir yetersizliği üzerine etkisine ilişkin tutarlı bir veri yok. Yani dengeli beslenen sağlıklı bir bireyin sadece çay içerek demir yetersizliği etkisi görmesine pek ihtimal verilmiyor. Ancak demir yetmezliği sınırına yakın bireylerde olumsuz bir etki görülebileceği izlenimine varılıyor. Bu yüzden demir durumu iyi olmayan ya da demir yetmezliği riski bulunanların (gebeler, genç kızlar, 75 yaşındaki kadınlar ve anemikler) hekimlerine ya da beslenme uzmanlarına danışarak çay tüketim miktarını ayarlamaları tavsiye ediliyor. Çayın içerisinde doğal olarak bulunan polifenollerin, tam taneli tahıllarda bulunan fitatlar gibi, demir emilimini azaltma potansiyeli var ancak C vitamini bakımından zengin olan ve demir emilimini artıran besinlerin tüketilmesi bu etkiyi dengeleyebiliyor. Bu yüzden çaya limon atmak ve yemekten 1 saat sonra içmek, riskli grup için en kolay çözümler. Çay, dengeli ve çeşitli beslenen sağlıklı bireylerde demir yetmezliğine yol açmıyor.
Damar sağlığını korur: Yapılan araştırmalarda günde birkaç fincan çay tüketiminin kalp krizi ve kardiyovasküler rahatsızlık riskini düşürdüğü gözlendi.
İskemik felç riskini azaltıyor: Araştırma sonuçlarına göre, günde 3 ya da fazla fincan siyah ya da yeşil çay tüketen kişilerde felç riskinin yüzde 21 oranında azaldığı saptandı.
Kalorisi yok: Çayın kalorisi sıfır. Şekersiz ve sütsüz tüketildiği zaman kalori içermez. Böylece kilo kontrolüne yardımcı olur ve zayıflama programlarını destekler.
Rahatlatıcı etkisi var: Çayda L-teanin ve düşük miktarda kafein bulunur. Bunlar, bireylerin zihinsel uyanıklığını artırmaya katkı sağlar. Çay, diyetteki başlıca L-teanin kaynağıdır ve L-teanin gevşemiş ve uyanık bir zihinsel durum elde etmeyi kolaylaştırabilir.