Yararları saymakla bitmeyen omega-3 yağ asitlerinin karaciğer yağlanmasına olumlu etkileri olduğu ortaya çıktı. Bu, omega-3 bakımından zengin beslenmeye devam etmek için iyi bir neden
Omega-3, vücut tarafından yapılamayan ve dışarıdan yiyeceklerle alınması gereken önemli bir yağ asidi. Bu yağ asidiyle ilgili yapılan yeni araştırmalar, omega-3’ü neden tüketmemiz gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor.
Düzenli ve sağlıklı beslenme ile vücudumuz için yeterli omega-3’ü almak mümkün. Eğer yeterli miktarda aldığınızdan emin değilseniz, tablet olarak da tercih edebilirsiniz.
Omega-3, çoklu doymamış yağ asitleridir ve özellikle soğuk sularda yaşayan uskumru, orkinos, somon, sardalye gibi yağlı balıklar ile gölde yaşayan alabalıklarda daha fazla bulunur.
Deniz ürünlerinin tümü, kırmızı et ve tavuktan daha az düzeyde yağ ve doymuş yağ içerdikleri için sağlık için daha yararlıdır. Dolayısıyla düzenli balık tüketmek, kan kolesterol seviyelerini düşürmeye de yardımcı olur. Ceviz ve semizotu da iyi kaynakları arasındadır.
Karaciğer sağlığı için
Omega-3 denince akla genelde kalp sağlığı ile güçlü hafıza gelir ancak depresyon tedavisinden diyabete, hatta karaciğer sağlığına kadar pek çok olumlu etkiye sahip.
Omega-3 yağ asitlerinin metabolik etkileri ile ilgili yapılan bir çalışma, bu bileşiklerin daha önce düşünüldüğünden çok daha büyük faydalar sunabileceğini, yağlı karaciğer hastalığının önlenmesinde önemli bir etkisinin olabileceğini göstermektedir.
Amerikan Karaciğer Vakfı, ülke
nüfusunun yaklaşık yüzde 25’inin, obezlerin de yüzde 75’inin yağlı karaciğer hastalığı olduğunu söylüyor. Ülkemizde de durum farklı değil. Türkiye’de her 5 yetişkinden birinde karaciğer yağlanması görülüyor.
Tip2 diyabette de etkili
Bir başka araştırmada, omega-3’ün DHA formunun takviyesiyle karaciğer fibrozunda etkili proteinlerin yüzde
65 oranında düştüğü bulundu. Hayvanlar üzerinde yapılan bu çalışmalarda,
ortalama bir kişi için günde yaklaşık
2-4 grama eşit DHA düzeyi kullanıldı.
Oregon Üniversitesi bilimadamları ve diğer bazı kurumlar tarafından yapılan, karaciğer üzerinde omega-3 yağ asitlerinin biyolojik etkilerini yansıtan metabolitler, ilk kez bu tür bir analiz için tercih edildi. Sadece hastalığın ilerlemesini önlemek ve yavaşlatmak için bile omega-3’e dikkat çekiliyor.
Balık yağlarının diyabetik hastalarda kan şekeri seviyelerinin düzenlenmesinde de etkili olduğu söyleniyor. Omega-3, insülinin yararlılığını artırarak tip2 diyabetteki bulguları da azaltabiliyor. Bu da omega-3 yağ asitlerinin hücrelerin zarar görmesini ve iltihaplanmasını engellemek için hareket ettiğini gösteriyor.
Kısacası omega-3 yağ asitleri, hücreler üzerinde koruma kalkanı oluşturuyor. Tabii dengeli beslenmenin bütün olarak düşünüldüğü bir plan her zaman daha kıymetlidir.
Bu sebeple her besin grubundan dengeli tüketmeye özen gösterip hareketli bir yaşam sürerken (egzersizin en iyi ilaç olduğunu hatırlayın) haftada 2-3 defa balık, her gün 4-5 adet ceviz, mevsiminde semizotu ve yeşil yapraklı sebzeleri sofranızda bulundurmanızı tavsiye ederim.
OMEGA-3 ZENGİNİ SALATA
* 250 gr. semizotu * 1 adet kırmızı biber * 1 domates
* Nane * Maydanoz * Dereotu
* Salatalık * Orkinos (ton balığı)
* 1 TK zeytinyağı *1 TK keten tohumu * Limon * 3 adet tam ceviz
Hazırlanışı: Semizotlarını iyice temizleyip ayıklayın, bir kaba alın. Üzerine domates ve salatalık doğrayın. Yeşillikleri ekleyip karıştırın. Zeytinyağı ve limonu ilave edin. Üzerine yağı süzülmüş ton balığını eklenip, keten tohumu ve cevizlerle servis edin.