Vücudunuz kendini çok iyi ya da en azından mümkün olduğunca ona yakın bir durumda tutmak amacıyla her gün hücrelerinize, organlarınıza ve metabolik sisteminize binlerce mesaj yollar. Uyku tarzınızı düşünün... Yatağa gitme zamanı geldiğini nasıl anlarsınız? Size vücudunuz söyler. Nefesiniz derinleşir, hafifler. Esnersiniz. Yorgunsunuzdur. Başınızı yastığa koymak için can atarsınız. Uyku, verdiği sinyallere cevap vermenizin kaçınılmaz olduğu bir durumdur. Sonunda yorgun düşer, uyursunuz.
Vücudunuzun bu sinyallerle size ne söylediğini duyuyor musunuz? Bunu yapabilmenin sağlığınız üzerinde direkt olarak büyük etkisi olabilir.
Yeme alışkanlıklarınıza da bakın... Hızlı tempolu yaşam yüzünden vücudumuzun sinyalleriyle iletişimimizin kopması çok kolay. Ayakta bir şeyler atıştırıyoruz, koltukta yiyoruz, fastfood kapıp, eve koşturuyoruz, öğle yemeğimizi çalışma masamızda toplantılar arasına sıkıştırıyoruz. Vücudunuzun söyledikleriyle iletişim halinde değilseniz, sağlığınız için kilit önemi olan bir şeyi, sezgiyi ne yazık ki kaçırıyorsunuz demektir. Bugün sezgili beslenme hakkında konuşuyoruz.
Vücudunuzun neye ihtiyaç duyduğunu, neye duymadığını ve besinleriniz konu olduğunda ne söylediğini nasıl anlarsınız? O halde gelin kaçırdığımız sinyallere ve onlarla nasıl uyum sağlayacağımıza bir bakalım.
Duygularla iletişim
Acıktığınızı nasıl anlarsınız? Guruldayan bir mide ve biraz güçsüzlük, değil mi? Peki doymak nasıl anlaşılır? Dolmuş, şişmiş, tok ya da artık aç değilse nasıl anlarız? Bu duyguları hissettiğiniz zaman ne yaparsınız?
En yakın pastaneye poğaça ya da simitçiye simit almaya koşarsınız. Ya da bir fastfood restoranına… Yoksa doğal, sağlıklı yemek satan bir yere gidip açlığınızı mı giderirsiniz?
Doyduğunuzu hissettiğinizde çatalınızı masaya koyup, tabağınızı iter misiniz yoksa çok lezzetli olduğu için tabağınızdakileri silip süpürür müsünüz?
Mide ekşimesi veya hazımsızlık
Mide ekşimesi, hazımsızlık, ateş basmalar, vücudunuzun kolay hazmedemediğiniz bir şey yediğinizi söyleme yolu. Bu semptomları deneyimlediğiniz zaman ağzınıza bir hap atıp, huzursuzluğu unutur musunuz? Yoksa hazımsızlığa neyin neden olduğunu tespit edip, ileride yemekten kaçınır mısınız?
Baş ağrıları bazen de vücudunuzun susuz kaldığının veya proteine ihtiyaç duyduğunun habercisi olabilir. Ya da kahve miktarını kaçırdığınızın…
Bu semptomların çoğu beslenmeyle ilgili olabilir. Vücudunuzu daha dikkatli dinlemeye başlarsanız, belki de hergün çektiğiniz başağrılarınızın, mide ağrılarınızın ve bazı vücut sızlanmalarının, büyük bir kısmını çözebilirsiz…
BİLİNÇLİ YEMEYİ ÖĞRENMEK
Bir sonraki öğününüzde şu basit sezgisel yeme sanatını uygulamaya başlayın.
1. Yemekten önce açlık derecenizi ölçün.
2. Yemek sırasında hangi duyguları hissettiğinizi tespit edin. Uykulu musunuz? Endişeli veya heyecanlı mısınız? Fazla duygusal mısınız? Hafif mide bulantınız mı var?
3. Yemek sırasında onun keyfine varmaya çalışın. Her lokmadan sonra çatalınızı bırakın. Yemek boyunca açlık ve tokluğunuzu yoklayın. Açlığınızı giderdiğinizin farkına varın.
4. Yemekten sonra doygunluk derecenizi 1 - 10 skalasında değerlendirin.
5. Şimdi nasıl hissettiğinizi tespit edin. Enerjik? Ağırlaşmış? Davul gibi şişmiş? Baş ağrısından arınmış?
6. Bir öğününüzde tavuk yanında yarım avokado veya zeytinyağlı sebze yediğinizde, daha uzun süren enerjinizin ve zihninizin daha açık olduğunun farkına vardınız mı?
Bu egzersizi alışkanlık haline getirmek için pratik yapmaya başlayın. Diğer herhangi bir şey gibi, bunu ne kadar fazla yaparsanız, o kadar çok sizin ikinci doğanız haline gelecektir. Sonuçta sadece siz vücudunuzu dinleyebilir ve ne söylediğini duyarak, belirleyebilirsiniz.