Uyku kalitesi ve kalp hastalıklarına ilişkin notlar gösteriyor ki, uyku apnesi olanlar eğer kiloluysa mutlaka kilo vermeli. Kalp damar hastalıkları ve obezite için alınması gereken en iyi tedbirse dengeli beslenme, düzenli egzersiz ve kaliteli uyku
Beslenme alışkanlıkları ve metabolik hastalıklar arasındaki ilişkiye dair birçok bilimsel bilgi var ve her gün bu bilgilere yenileri ekleniyor. Bu hastalıkların tedavisinde ve önlenmesinde diyetisyenlerin sorumluluk ve görevleri her geçen gün daha da önem kazanıyor. Bu amaçla gerçekleştirilen Başkent Üniversitesi III. Ulusal Sağlıklı Yaşam Sempozyumu’nun bu yılki içeriği, ‘Kardiyovasküler Hastalıkların Önlenmesi ve Tedavisinde Beslenme’ olarak gerçekleşti ve bu programa kliniğimizden diyetisyen Burcu Yıldız katıldı, şimdi Sevgili Burcu’nun uyku kalitesi ve kalp hastalıklarına ilişkin notlarına göz atalım.
İnsan, yaşamının yüzde 30’undan fazlasını uykuda geçirir. Uyku, fizyolojik olarak dinlenmede önemli rol oynar. Vücudun dinlenmesini sağlayabilmek için uyku süresi çok önemlidir.
Bundan 100 yıl önce, günlük ortalama 10 saat uyunuyordu. Bugün ABD’de yapılan çalışmaya göre, hafta içi 6-9 saat, hafta sonu 5-7 saat uyunuyor. Yetişkinlerin üçte biri 8 saatten az, geri kalanı da 6 ve 5 saatten az uyuyor. Son çalışmalara göre uyku süresindeki bu azalma, sağlık açısından pek iyi görünmüyor.
* Uyku süresindeki azalmanın metabolik hastalıklarla kalp damar hastalıkları oluşumunu etkilediğine dair kanıtlar var.
* Uyku ve uykudaki solunum bozuklukları, kardiyovasküler hastalıkların gelişimine ve ilerlemesine neden olan apne, uyku bölünmesi, uyarılma, aralıklı hipoksemi (kanda oksijen düşmesi) ve basınç değişiklikleri gibi sıralanıyor.
* Uyku kalitesi iyi olmayanların damar ve kalp sağlığı bozulabiliyor.
Son zamanlarda sık duyduğumuz ‘uyku apnesi sendromu’, uykuda üst hava yolunda tekrarlayan tıkanıklık nedeniyle uyku sırasında oluşan solunum durması olarak bildiğimiz ve sonucunda gündüz sürekli uyku haliyle karşılaştığımız bir durumdur.
Uyku apnesi çoğunlukla orta yaşı etkiler ve sağlıkta olumsuz etki oluşturur. Uykuda solunumun durması, genellikle 20-30 saniye içinde sona erer, ancak nadiren de olsa 100 saniyeyi aşar.
* Uyku apnesi hipertansiyon, kalp yetmezliği, felç ve ölüme neden olabilir.
* Yapılan çalışmalar incelendiğinde hipertansiyonlu hastaların yaklaşık yüzde 30’unda obstrüktif apne görülüyor.
* Uyku apnesi kalp damar hastalıklarıyla yakından ilişkili ancak obeziteyle bu durum daha da tetikleniyor.
* Az miktarda kilo kaybı bile uyku apnesinde olumlu gelişme sağlıyor.
* Uyku apnesi ve obezite birleştiğinde kalp damar hastalıklarından ölüm riski daha da artıyor.
Amerikan Solunum ve Ağır Hasta Bakım Hekimliği dergisi (American Journal of Respiratory and Critical Care Medicine) raporunda, “Nefes almada düzensizlik, insanların kilolarına önem vermemesi gibi durumlar genel olarak insülin rezistansı, devam eden karaciğer hastalıkları ve aktif olmayan bir hayat tarzıyla ilişkili” diyor.
John Hopkins Üniversitesi’nde yapılan bir çalışmada insülin rezistansıyla uyku apnesi arasında güçlü bağlantı olduğunu görüldü. Bu araştırma gösterdi ki uyku apnesi, tip 2 diyabet için yatkınlığı artıran çeşitli durumlardan etkileniyor. Tip 2 diyabete yatkın olanlar apne sorununa da yatkın olabiliyor.
Özetle; bu araştırmalardan hareketle uyku apnesi olanların eğer kiloluysa mutlaka kilo vermesi gerektiğinin altını çizmek lazım. Kalp damar hastalıkları ve obezite için alınması gereken en iyi tedbir, dengeli beslenme, düzenli egzersiz ve kaliteli uyku diyebiliriz.