Süt ve süt ürünlerinin sağlık için faydalarını artık hepimiz biliyoruz ama hangi sütün güvenilir olduğu hâlâ merak ve tartışma konusu. Bu konuda ben de sosyal medya hesaplarımdan her gün onlarca soru alıyorum. Bu nedenle bir kez daha hatırlayalım istedim…
Ambalajlı mı, sokaktan mı?
Süt tüketimiyle ilgili en merak edilen konulardan birisi de ambalajlı süt veya sokak sütü tüketiminin güvenilirliği. Sokak sütlerini alıp kaynattığımız zaman maalesef zararlı mikroorganizmaların yanında yararlılar da kayba uğruyor.
2006 yılında Uluslararası Beslenme ve Diyetetik Kongresi’nde yayımlanan, Türkiye’de sokak sütleriyle ilgili bir araştırmaya göre,
10 dakikalık geleneksel kaynatmayla;
Yüzde 60 oranında B1 vitamini,
Yüzde 25 oranında B2 vitamini,
Yüzde 12 oranında B3 vitamini,
Yüzde 21 oranında B12 vitamini,
Yüzde 32 oranında folat azalma görülmüştür. 15 dakikaya çıktığında folat içeriğinde yüzde 50 oranında kayıp oluşur.
Neden pastörize?
Bu konuda kafanızın biraz karışık olduğunu biliyorum. Pastörize süt, çiğ sütün doğal ve biyolojik özelliklerine zarar vermeyen, tüketebileceğiniz en sağlıklı süttür.
Pastörizasyon işleminde süt, 15 saniyelik sürede 72 santigrat derecelik bir ısıya tabi tutulur ve zararlı mikroorganizmalardan tamamen arındırılır. Hemen sonra süt, kısa sürede 6 dereceyi geçmeyecek sıcaklığa soğutulur.
Bugün Türkiye’nin de dahil olduğu pek çok ülkede mikrofiltrasyon sistemi kullanılıyor. Süt, üreticilerinden toplandıktan sonra fabrikalara izolasyonlu ve soğutuculu özel tanklarla taşınıyor ve gözle görülmeyecek kadar küçük özel filtrelerden geçiriliyor. Bu filtreleme işlemiyle sütün içindeki bakterilerin büyük bir kısmı ayrılıyor. İçinde kalan diğer bakterilerse pastörizasyonla yok ediliyor. Bu işlem sırasında sütteki önemli besin değerleri, özellikle vitaminler korunuyor. Daha sonra hava almayacak şekilde özel karton ambalajlara dolduruluyor. Bu yolla; ısı, ışık ve nem gibi etkenlere karşı son derece hassas bir ürün olan pastörize sütün ilk sağıldığı andaki hijyenik ortamı, lezzeti, doğallığı ve tazeliği soğuk ortamda uzun bir süre muhafaza edilebiliyor.
Günlük gereken miktar nedir?
Türkiye’ye Özgü Beslenme Rehberi’nde; yetişkin bireylerin günlük 2 porsiyon (400 ml.), çocuklar, adölesanlar, gebe, emzikli ve menopoz sonrası kadınların 3-4 porsiyon (600-800 ml.) süt tüketmeleri önerilir.
Kahvaltıya ekleyin
Yumurta ve peynir gibi protein kaynağı besinler kahvaltının vazgeçilmezlerinden. Ama farklı kahvaltılar yapmak da metabolizmayı olumlu yönde etkiliyor. Kahvaltıda mutlaka protein kaynağı bir besinin bulunması, tokluk hissi ve besleyicilik anlamında önemli. Bu sebeple peynir ve yumurtanın alternatifi olarak sabahları protein kaynağı olarak süt ve süt ürünleri de tercih edilebilir. Sadece kahvaltılarda değil, meyvelerle birleştirilerek ara öğünlerde de besleyici, tok tutan ve farklı seçenekler yaratmak mümkün…
Yulaflı sabah kahvaltısı
Yulaflı sabah kahvaltısı
1 su bardağı süt
3 yemek kaşığı yulaf ezmesi
1 yemek kaşığı Hindistan cevizi
Yarım muz
2 yemek kaşığı yaban mersini veya kuru üzüm
1 bardak süt, yulaf ezmesi ve muzla pişirilerek muhallebi kıvamına getirilir.
Daha sonra üzerine Hindistan cevizi eklenerek karıştırılır. Meyvelerle süsleyerek tüketebilirsiniz.
Çilekli smoothie
1 yemek kaşığı chia tohumu
5-6 adet çilek
1 tatlı kaşığı tarçın
1 tatlı kaşığı keçiboynuzu unu
Süt ve çilekler blenderdan geçirilir, üzerine tarçın ve keçiboynuzu unu eklenerek karıştırılır. Dilerseniz farklı mevsim meyveleriyle de deneyebilirsiniz. Afiyet ve sevgiyle…
200 ml. (1 su bardağı) tam yağlı süt;
114 kalori
6.2 gram protein
9 gram karbonhidrat
6 gram yağ
4240 mg. kalsiyum içerir.