2012 yılında Birleşmiş Milletler tarafından Rio De Janeiro’da toplanan Sürdürülebilir Kalkınma Konferansı’nda doğan ve Ocak 2016’da yürürlüğe giren 17 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi’nin, 2030’a kadar uygulanması gerekiyor. Bu yüzden de son yıllarda bu kavramı daha sık duyar olduk. Ben de 2018 sonu itibarıyla bu konuda BM Gıda ve Tarım Örgütü FAO ile ‘Sıfır Atık Sıfır Açlık’ proje destekçisi olarak çalışmaya başladım. Son üç ayda bu amaç doğrultusunda ekibimle altı ilde
21 seminer gerçekleştirdik, radyo ve TV programlarına katıldık. Sosyal medya hesaplarımızla, 3 milyon 592 bin 823 kişiye erişim sağladık.
Çalışmalar, gençlerin bu konuda çok daha hassas olduğunu gösteriyor. Bu durum, mutlu etmenin yanı sıra umut da veriyor. Yolumun kesiştiği ve işlerini ilgiyle takip ettiğim gençleri de tanıtmak istedim:
Farkında olmayan insan çok
Genç meslektaşlarımdan, Uzman Diyetisyen Sedef Gülsöz, tez çalışması yapmış ve sürdürülebilir beslenme konusunda toplumumuzun yeterli bilgi sahibi olmadığını ortaya çıkarmış. O şöyle diyor: “Beslenme ve sürdürülebilirlik, bağlantılı kavramlardır. ‘Sürdürülebilir beslenme nedir?’ dediğimizde beslenme açısından yeterli, güvenli ve sağlıklı, kültürel olarak kabul edilebilir, ekonomik ve çevreye olabildiğince az zarar veren beslenme modeli olarak tanımlanabilir. Bu noktada önemli sorunlardan biri, besin israfıdır. Her yıl tonlarcası soframıza gelmeden, üretim, ulaşım, paketleme ve depolama aşamalarında israf olmaktadır. Karşımıza çıkan problemlerden biri, sayın hocam Prof. Dr. Emine Aksoydan’la yürüttüğümüz çalışmada ortaya çıktığı gibi toplumumuz için yeni bir kavram olan ‘sürdürülebilir beslenme’ hakkında bilgi düzeyinin çok yetersiz olmasıdır. Besin üretimi ve tüketiminin çevre üzerine etkileri olduğunu, besin tercihlerimizin çevreyi etkilediğinin farkında olmayan çok sayıda insan var.”
Atık gıdalardan yemek
Genç meslektaşlarımdan Ayşe Merve Koca, “Sürdürülebilirlik ve beslenme, son yıllarda tüm ülkelerin yan yana kullandığı iki kavram. Çünkü en temel ihtiyaç olan beslenmenin sürdürülebilirliği, günden güne zorlaşıyor. Aslında en büyük engel biziz. Bizler, yanlış tüketim alışkanlıkları olan tüketicileriz” diyor. Eko-Kadın projesiyle toplumu bilinçlendirmeyi hedefliyor.
O, şunları söylüyor: “Ülkemizde öncelik olarak, kadınlar ve çocuklar öne çıkıyor. Ruhi Su’nun “Arının kahrın çekmeyen, ne bilir balın kıymatın?” deyişi, bana yol gösterici olmuştur. Bir insan o gıdanın arkasındaki emeği bildiğinde; onu çöpe atması zordur. Bizler de Beslenme ve Diyet Uzmanları olarak, artık insanların yediklerinden çok, yemediklerine ve yiyemediklerine odaklanmalıyız. Bu konuyla ilgili yapabileceklerimizi düşünmeliyiz. Funda Şensoy, Ebru Güzel, Yeliz Çalışkan, Ahmet Murat Günal ve Arzu Çoban’la Eko-Kadın projesini geliştirdik. Ekibimizle pazarlarda atılan gıdalardan yemekler yapılabileceğini
gösterdik ve gördüğümüz ilgi bizi çok mutlu etti.”
Yaşam tarzı yapılmalı
Diyetisyen Kevser Başkara ise mesleği ve hayata bakışını şöyle anlatıyor: “Beş yıldır vegan beslenen bir beslenme ve diyet uzmanı olarak, bütüncül-bitkisel-bilinçli önerilerimle, danışanlarıma gıda, hatta temizlik maddeleri seçimlerinde dahi sürdürülebilir döngüyü desteklemelerini
öneren bir ‘vegitisyen’im.
Danışanlarımın bu amaca yönelik yaşam tarzını her alanda benimsemeleri için çalışıyorum. Hayvansal gıdaları çok tüketmek, toprak, hava ve su kirliliğini artıran faktörler. Bir gram hayvansal protein için 1 metrekare, bir gram bitkisel protein içinse 0.01 metrekare alan harcanıyor. Hayvansal beslenme modeli, çevreyi taşıtlardan daha fazla kirletiyor.
Haziranda Science’da ciddi bir rapor yayımlandı ve dünyanın sadece 12 yılının kaldığını söylüyor. Bu konuda ülkemize de büyük görevler düşüyor.
Ülkemizde ‘Beslenme’ ve ‘Diyetetik’ başta olmak üzere, yemekle ilgili tüm bölümlerde ‘Sürdürülebilir Yaşam ve Beslenme’ en başlıca derslerden biri olmalı. Ülkemizde, sürdürülebilirlik politikaları geliştirilmeli, hatta ilgili oluşumları desteklemek, denetimler ve mevzuat için Sürdürülebilirlik Bakanlığı dahi kurulmalı diye düşünüyorum.”
Gezegenimizin
geleceği etkileniyor