İngiltere’de yapılan bir araştırma; şeker, kafein, alkol ve çikolatanın stresi artırıcı yiyecekler olduğunu ortaya koydu. Bu bilgi, stresle mücadelede yol göstericiniz olabilir
1907 yılında endokrinolog Dr. Hans Selye’nin tanımıyla hayatımıza giren “stres”, hâlâ güncelliğini koruyor. O zamandan bu yan sebep gösterilemeyen pek çok duruma “strese bağlı” deniyor. Öğrenciler, iş dünyası, ev hanımları hatta çocuklar bile stresle mücadele
halinde. Bugünlerde stres hakkında çok fazla soru almaya başladık, bu yüzden daha önceden bahsettiğim önerileri bir kez daha sizinle paylaşmak istedim.
Strese bağlı gerilimler; fiziksel bozukluk, gürültü, kalabalık, yakın bir kimsenin kaybı, çatışma, sıkıntı, hayal kırıklığı, başarısızlık, eleştiri gibi dış etkilerden kaynaklanabilir veya tek başına meydana gelebilir. Gerilim, vücudun iç ve dış çevrede meydana gelen değişmelere karşı verdiği sabit bir biyokimyasal cevaptır.
Strese karşı reaksiyon verme süreci ilk “Alarm” durumuyla başlar. Bu aşamada herhangi bir olayın meydana gelmesiyle denge bozulur, vücut kısa bir süre alarm durumuna geçer daha sonra denge durumuna gelmeye çalışır. İkinci aşama “Direnç” olarak adlandırılır. Savunma mekanizmaları meydana gelen olaya karşı enerji ve güç ortaya koyar. Bu destekle kendimizi korumamıza yarayan “Savaş ya da Kaç” reaksiyonuna zemin hazırlanmış olur. Eğer dengeyi tehdit edici durum devam ediyorsa üretilen davranış tekrarlanır veya değiştirilir. Ancak tüm çabalar sonucu tehdit ortadan kalkmıyorsa o zaman “Tükenme” durumuna geçilebilir, zira yeni bir davranış için gerekli enerji depomuz bitebilir.
Stresle beslenmenin ilgisi var mı?
Çoğumuz bazı yiyeceklerin beynimize verimlilik, duygu-durum ve zihinsel enerji açısından fark edilir etkileri olduğunu hissederiz. Örneğin çok fazla çikolata, şeker ve kafein aldığınızda önce kendinizi iyi sonra kötü hissedebilirsiniz. Çok miktarda tuzlu yiyecek ve atıştırmalık tüketip az su içtiğinizde vücudu ve beyni susuz bırakır, yorgunluk hissedersiniz, başınız ağrıyabilir.
Şeker tüketmek strese sokuyor
İngiltere’de bir grup araştırmacının yürüttüğü “The Food and Mood Project” yani beslenme ve duygu durum çalışmasında 200 kişi incelendi. Araştırmada insanların stresini daha da kötü hale getiren ve onlara yardımcı olan yiyecekler belirlendi. Katılımcıların yüzde 90’ı beslenmelerinde kendi yaptıkları değişikliklerin ruh sağlıklarını düzelttiğini bildirdi.
Katılımcılar şeker (yüzde 80), kafein (yüzde 79), alkol (yüzde 55) ve çikolata (yüzde 53) gibi “stresi artırıcı yiyecekler”i azaltmanın veya bunlardan kaçınmanın ruh sağlıklarına olumlu etkisi olduğunu bildirdi.
Diğer taraftan stresi azaltmakta destekleyici etkisi olan su (yüzde 80), sebze (yüzde 78), meyve (yüzde 72) ve yağ açısından zengin balık (yüzde 52) gibi gıdaları yediklerindeyse daha
iyi hissettiklerini ifade ettiler.
Anket ayrıca sağlıklı beslenmede özellikle yardımcı olan bazı beslenme stratejilerini de ortaya çıkardı. Araştırmayı yürütenlerden diyetisyen Elizabeth Somer, öğünlerin düzenli olmasının, sağlıklı ara öğünler taşımanın, öğünleri önceden planlamanın stresi azalttığını tespit ettiklerini bildirdi. Somer, şöyle devam etti: “Kortizol gibi stres hormonlarının vücudu vitaminlerden mahrum bıraktığını biliyoruz. Vitaminler kasların gerilmesi ve kan basıncının yükselmesi gibi stres tepkileri için kullanılıyor. Bu nedenle anksiyete nedeniyle sinir sistemimiz fazla çalıştığında B vitaminine özel olarak ihtiyacımız oluyor. B vitaminleri ayrıca vücut için yiyeceği enerjiye dönüştürmekte de kullanılıyor. Stresli zamanlarda alınan kaloriler besleyici yiyeceklerden gelmezse vücut için durum daha da zorlaşıyor, daha çabuk tükeniyor. Böyle zamanlarda muz, balık, fırın patates, avokado, tavuk ve koyu yeşil yapraklı sebzeler yenilmeli çünkü hepsi stresi azaltıcı besin öğeleri içeriyor.”
Aşırı stres daha da büyük bir besinsel hasar yaratıyor. Vücudumuzdaki “Savaş ya da Kaç” tepkisi çok şiddetli. Stres hormonları vücuttaki A, B ve C vitamini, magnezyum gibi önemli besinleri tüketirken 1400 kimyasal değişim meydana geliyor.
Strese tepki olarak salgılanan hormonlar sakinleştirici hormon olan seratonin seviyelerini düşürerek karbonhidrat aşermelerine yol açabiliyor. Karbonhidrat tüketimini artırmak
seratonin seviyelerini yükselterek strese toleransı artırabilir ancak özellikle şekerli yiyecekler yemek kilo alımına ve aşırı yemeye yol açabilir.