Yediklerimiz kadar içtiklerimizin de kalorisine dikkat etmeliyiz. Araştırmalar, doğru içecekleri tercih ederek sağlığımızı koruyabileceğimizi, hatta kilo verebileceğimizi gösteriyor
İçeceklerin sağlığımız için faydalarına beraber bakalım...
SU: Vücudumuzun yüzde 60’ı sudan oluşur. Sindirim, emilim, dolaşım, tükürük salgısı, besin öğelerinin taşınması ve vücut sıcaklığının korunması gibi görevleri mevcut. Su, vücudumuza yeterli sıvı almanın en kolay yolu. Kalori içermediği gibi tadı da yok. Birçok kişi ne kadar su içmesi gerektiği konusunda tereddüt yaşar. Ortalama 8-12 bardak yeterli. Dehidratasyon yani vücudun susuz kalması, cildimizin kurumasına ve buruşmasına neden olur.
SÜT: Özellikle büyüme ve gelişme çağındaki çocuklarda kemik sağlığını destekler. Aynı zamanda protein, kalsiyum ve D vitamini kaynağı. Kemik mineral yoğunluğunu koruyabilmek için süt içmek büyük önem taşır. Çeşitli çalışmalar, sütte bulunan kalsiyumun kilo kontrolüne de yardımcı olduğunu gösteriyor. Yağsız ya da az yağlı olmak üzere günde 2-3 bardak tüketilebilir. Vegan veya laktoz intoleransı olan bireyler, soya veya badem sütünü seçebilir. Soya sütü, yüksek kaliteli protein, B vitamini ve demir bakımında oldukça zengin. Kolesterol içermez ve doymuş yağ oranı düşüktür.
SEBZE SUYU: Güne bir bardak taze sıkılmış sebze suyuyla başlamayı seviyorsanız; A, C vitamini, likopen ve diğer besin öğelerini alıyorsunuz demektir. Meyve sularının şeker oranı yüksek olabilir ancak sebze suları özellikle diyet programlarında avantaj yaratır. Gün içinde yeterince sebze ve meyve tüketmiyorsanız havuç, salatalık, kırmızı biber, brokoli, ıspanak ve domates suları günlük diyetinize ekstra vitamin ve mineral eklenmesine yardımcı olur. Eğer taze sıkamıyor ve paketlenmiş olanları tercih ediyorsanız mutlaka sodyum değerlerine bakın.
KAHVE VE YEŞİL ÇAY: Kahveyle ilgili çok sayıda araştırma var. Yapılan geniş çapta bir çalışmaya göre, günde üç kupa kahve tüketimi, daha uzun yaşamaya yardımcı olabilir iddiasını taşıyor. Kahve tüketiminin, diyabet, kanser, parkinson ve alzheimer hastalığı riskini azalttığı ortaya kondu. Bunun nedeni, içeriğindeki anti-oksidanlar. Aynı zamanda kahvenin içerisinde bulunan kafein, gün içindeki enerjiyi de destekler.
Yeşil çay da yüksek anti-oksidan içeriğiyle harika bir alternatif. Aynı zamanda metabolizmayı harekete geçirir. Çalışmalar, yeşil çayın, bazı kanser çeşitlerine ve kalp hastalığına yakalanma riskini azalttığını gösteriyor.
SİYAH ÇAY: Tüm çay çeşitleri gibi Asya kökenli küçük bir ağaç olan ‘camellia sinensis’ bitkisinin yeşil yapraklarından elde edilir. Çay, önemli bir anti-oksidan kaynağı. Flavonoidler olarak adlandırılan bu anti-oksidanların, anti-bakteriyel özellikleri bulunduğu ve dişlerin asitlere karşı daha dayanıklı olmasını sağlamalarıyla diş sağlığına faydaları bulunduğu bilinir. Günde üç bardak çay tüketiminin miyokard enfaktüs riskini yüzde 11 oranında azalttığı bulundu. Bunun yanında, çayda doğal olarak bulunan aminoasit ‘teanin’, konsantrasyonu artırmaya yardımcı. Şeker eklemeden tüketilen çayın kalorisi, sıfır.
ŞARAP: Şarap içmeyi sevenler eğer kontrollü davranırlarsa üzüm çekirdeğinde bulunan ‘resveratrol’ sayesinde kalp sağlığını destekleyebilir. Çalışmalar gösteriyor ki, ölçülü miktarlarda anti-oksidan kapasitesi yüksek olan kırmızı şarap tüketen bireylerin, alzheimer hastalığına yakalanma riski azalıyor. Ancak kontrollü miktarlarda tüketmeye özen gösterilmeli, kadınlar için bir, erkekler içinse günde iki kadeh yeterli.