Bugün uzun vadede iyi beslenmek ve sağlıklı yaşam için faydasına inandığım, uyguladığım bazı stratejileri sizinle paylaşmak istiyorum
Ağustos ayı benim için sakin geçti. Ramazan’ın da etkisiyle herkes biraz daha kendi kabuğuna çekilerek evde dinlendi, imkanı ve programı uygun olanlarsa tatile giderek, okullar açılmadan çocuklarıyla vakit geçirdi. Neredeyse İstanbul boşaldı. Ancak hafta başı itibarıyla randevularımız çok yoğun çünkü tatil ve bayramda beslenme kontrolünü kaybedenler itiraflarını yapmak hatta neredeyse günah çıkarmak gibi yediklerini anlatmaya başladılar.
“Diyet yapmayın, seçim yapın” sözünü çok sık kullanıyorum. Danışanlarıma da bu prensiple Mezura logomuz olan ‘Ölçülü beslenin, sağlıklı yaşayın’ felsefesini anlatmaya ve bir sistem yaratmaya çalışıyorum, aksi takdirde yasaklar listesine bağımlı, mutsuz diyetler bireye faydadan çok zarar veriyor.
Seçimlerinizi yapın
Ölçülü yemek ve sağlıklı yaşamanın anlamı, küçük değişiklikler veya tam tersi gözden geçirilmesi gereken büyük değişiklikler olabilir. Her iki durumda da programlı seçimler yapmak, uzun dönemde yaşam şeklinizi değiştirmenin en iyi yolu olacaktır. İşe önce bir hafta boyunca yediklerinizi gözden geçirerek başlamanızı tavsiye ederim.
Hayat seçimlerden ibarettir, sağlıklı yaşamak da bu seçimin bir parçası. Bunun için planlama yapmak ve o şekilde beslenmek de kritik ilk adımdır. Planlama yaparken bazı bakış açılarını gözden geçirerek konuya giriş yapalım istiyorum. Lütfen yaz ve bayram kilolarını bu bakış açısıyla değerlendirin, kısa sürede hızlı kilo vermeyi hedeflemeyin. Eminim bunu daha önce de denediniz ve sonuç hiç iyi olmadı veya bu duyguyu yaşamış arkadaşlarınızla sohbet edin. Bana inanın, söz sizi yanıltmayacağım.
Yaşamak için yiyin: Sağlıklı beslenmeyi günlük rutininiz haline getirmek önemli. Eğer beslenmek ve enerji almak yerine duygusal olarak yemek yediğinizin farkına varırsanız hemen bulunduğunuz yeri terk edin. Kendinize egzersiz imkanı yaratmaya çalışın veya duygularınızı yazın ve fizyolojik olarak gerçekten aç olup olmadığınız konusunda yüksek sesle konuşun. Böylece kontrolün elinizde olmasını sağlarsınız.
Kiminle yediğiniz önemli: Kalabalık bir ortamda yemek yiyorsanız yanınızdakilerle sohbete vakit ayırın. Ailenizle veya dostlarla geçirebileceğiniz en güzel anlardan birisi yemek sofrası. Bunun tek nedeni yapılan harika yemekler değil, aslında önemli olan bir arada olmak. Bunun için yavaşlayın, çatalınızı masaya koyun ve keyifli bir sohbete bırakın kendinizi.
Basitin farkına varın: Yemeklerinizin ille de egzotik, farklı kültürlere ait ve pahalı olması ya da en son yemek dergisinden fırlamış bir tarif olması gerekmez. Akşamları, taze sebzelerden yapılmış bir çorba ve salata veya kahvaltılık ürünlerden oluşmuş bir sofrayla yemeğinizi hazırlayabilirsiniz. Evde yemek yemeyi önemseyin.
Yiyeceklere anlamlar yüklemeyin: Küçükken yediğimiz yemekler ve masaya oturma amacımız, büyüyünce aynı kalmaz. Çoğu zaman yiyeceklere yüklemiş olduğumuz anlamlar da farklılaşır. Kimimiz gerçek açlık, kimimiz duygularımızı kontrol etmek için yemek yeriz. Bu nedenle yiyeceklerle aranızdaki özel bağları ve yüklediğiniz ciddi anlamları azaltmaya çalışın.
Küçük lokmalar alın: Yiyecekleri, bir bütün olarak tüketmek yerine parçalara bölmek ve minik ısırıklar alarak tüketmek daha fazla tatminle doyma hissine sebep olur. Üniversite öğrencileri üzerinde yürütülen bir çalışmada, kalorisi yüksek besinler minik parçalara bölünerek tüketildiğinde katılımcıların porsiyon kontrolünde daha başarılı olduğu görüldü. Uzun sohbetlerde özellikle beyninizin algısını bu yönde değiştirerek daha az kaloriyle sofradan ayrılabilirsiniz.