Ramazan’da sindirim sistemi ve probiyotikler

Bağırsak sağlığı her zaman önemli ama özellikle Ramazan ayında daha dikkatli olmak gerekiyor. Bağırsaklarımızdaki mikrobiyotanın dengesini koruyup, düzelterek sağlığımıza destek olan canlı mikroorganizmalara probiyotik denir. Bağırsak sağlığı ve bu organlarda yaşayan faydalı bakteri sayısının miktarında rol oynayan birçok faktör var. Diyet, bunlardan en önemlisi ve araştırmalara göre, bağırsak hareketlerini yüzde 57 oranında etkiliyor.

Ramazan ayında değişen beslenme düzeni, bağırsak sağlığını ve sindirim sistemini etkisi altına alıyor. Uzun süren açlık ve arkasından aniden mideye yüklenme, öğün sayısının, sıvı tüketiminin azalması, lif, sebze ve meyvelerden yetersiz beslenmek, sindirimi bozabiliyor.

Ramazan’da bireylerin en sık karşılaştıkları tablolardan biri de kabızlık. Bu, basit bir anlatımla bağırsak hareketlerinin yetersiz olmasıdır. Haftada üç kez veya daha az sayıda dışkılama olarak tanımlanabilir. Kabızlığın sebepleri, eğer herhangi bir hastalık sebebiyle yaşanmıyorsa, yetersiz sıvı tüketimi, hareketsizlik ve yanlış beslenmedir. Bunun yanı sıra uzun süre aç kalmaya bağlı olarak yemek sonrası gaz ve şişkinlik gibi problemler de yaşanabiliyor. Ramazan döneminde daha sağlıklı bağırsaklar ve sindirim sistemi için bazı önerilerim var:

Probiyotikleri önemseyin

Bağırsaklarımızda yerleşmiş, çoğu yararlı işlevlere sahip mikroorganizmalar topluluğuna mikrobiyota denir. Son çalışmalar, mikrobiyotanın anne karnındayken olgunlaşmaya başladığını ve zamanla geliştiğini söylüyor. Herkesin mikrobiyotası kendine özeldir ve iyi-kötü bakteriler kendi içinde bir dengededir. Bağırsaklarımızdaki mikroorganizmaların tipleri ve sayısındaki dengenin bozulması, disbiyoz olarak bilinir. Bu durum, yararlı bakterilerin ve çeşitliliğin azalması, zararlı bakterilerin artmasıdır.

Dengeli bir bağırsak florası; vitamin sentezlenmesi, mineral emiliminin desteklenmesi, zararlı bakterilerin engellenmesi, bağırsak bariyerinin güçlendirilmesi, bağışıklığın düzenlenmesi ve zehirli veya kansere yol açan maddelerin azaltılması gibi görevlere sahiptir. Ramazan’daki beslenme düzeni, mikrobiyotamızda kısa süreli değişikliklere yol açıyor ve bu durum kendini sindirim sorunları ve bağışıklık sistemindeki problemlerle gösterebiliyor. Probiyotiklerse, bozulan dengenin yeniden düzenlenmesine destek veriyor. Vücudumuzdaki yararlı bakteri sayısını artırarak, bağırsak fonksiyonlarını düzene sokuyor ve sindirim sistemini rahatlatıyor.

Lifli yiyecekleri eksik etmeyin

Lifli gıdalar, bağırsakların hareketlenmesini sağlıyor. Ayrıca sağlıklı kilonuza ulaşma ve bunu koruma konusunda vücudu destekliyor. Bu besinler, mineral ve vitamin bakımından zengindir, kalorileri de düşüktür. Böylece daha uzun süre tok kalmanızı sağlıyor. Lif alımını artırmak için beyaz ekmek ve rafine tahıllar yerine, tam tane tahıl ürünlerle, baklagilleri tercih edin. Pirinç yerine bulgur, beyaz yerine tam buğday ekmeği yiyebilirsiniz.

Sebze ve meyve tüketin

Bu ayda öğün sayısı azaldığı için, sebze ve meyve tüketimi genellikle ihmal ediliyor. Daha çok vitamin, mineral ve lif alımı için hem iftar hem de sahur sofralarınızdan sebze ve meyveleri eksik etmeyin. Meyvelerin kabukları lif bakımından zengindir. Kabızlığınızın şiddetli olduğu dönemde elma, ayva ve muzdan uzak durun. Bunlar yerine, armut, karpuz ve kavun tercih edin.

Sıvı almayı unutmayın

Diyette lif alımını artırırken, uygun miktarda su içmek de sindirim sistemi ve özellikle de kabızlık problemin çözümü için önemli. Ramazan’da gün içinde tüketemediğiniz suyu, iftar ve sahur arasındaki sürede mutlaka tamamlamaya özen gösterin. Kabızlık için ayrıca bitki çayları veya kuru meyvelerle yapılmış şekersiz hoşaflar da iyi birer alternatiftir. Özellikle kuru kayısı ve erik hoşafı işe yarayacaktır.