Dilara Koçak

Dilara Koçak

bilgi@mezurasaglik.com.tr

Tüm Yazıları

Her zaman doğaya saygı ve uyum içinde yaşamanın ve olumlu bir etki yaratmanın öneminden bahsediyorum. Dünya Günü, Çevre Günü gibi pek çok özel günde farkındalık yaratmak amacıyla birçok etkinlik düzenleniyor. Bunlardan bir diğeri ise Plastiksiz Temmuz… Temmuz ayına merhaba derken bir fikir olarak ortaya çıkan ve benim de uzun zamandır desteklediğim, Plastiksiz Temmuz’u konuşalım istedim. Plastiksiz Temmuz, yani dünyadaki adıyla Plastic Free July temelinde plastik kullanımınızı minimuma indirmek yatıyor. Avrupa’da Plastiksiz Temmuz adına birçok çalışma yapılıyor öyle ki birçok ülke bu kampanyanın destekçisi. Ülkemizde de yavaş yavaş belediyelerin ve sivil toplum kuruluşlarının bu çalışmaları arttırması, plastik atıkların azaltılması adına olumlu gelişmeler yaşandığını gösteriyor.

Haberin Devamı

Elbette herkesin hayatındaki tüm plastik atıklardan tamamen kurtulabileceğine inanmak çok gerçekçi değil. Ancak Plastiksiz Temmuz hem kendi sağlığınız hem de doğa için harika bir adım olabilir. Çevrenizde ne kadar fazla insanı dahil ederseniz, genel olarak sahip olduğunuz etkinin o kadar büyük olacağını unutmayın.

İnsan kanında ve akciğerlerde

Plastik, içerdiği çeşitli kimyasallar ile vücudumuzdaki hormonları bozuyor ve onları taklit ediyor. BPA, ftalat ve PAH gibi plastiklerin yapısında bulunan kimyasallar, ısı değişimleriyle beraber gıdalar ile vücudumuza giriyor. Dünya Sağlık Örgütü araştırmacıları plastikleri ve yapısında bulunan kimyasalları endokrin sistemi bozucu olarak nitelendiriyorlar. Bu anlamda herkesin yaşam tarzı alışkanlıklarını gözden geçirerek plastik kullanımını minimuma indirmesi gerekiyor. Çünkü günümüzde mikro plastiğe anne karnındaki bebeğin plasentası içinde bile rastlanıyor yeni çalışmalar ise insan kanında hatta akciğerlerde mikro plastik bulunduğunu belirtiyor. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OCED) ‘in son yayımladığı plastik atıklar ile ilgili raporunda 2060 yılına kadar plastik kullanımının yaklaşık üç kat artacağı, yıllık fosil yakıt bazlı plastik üretiminin 1,2 milyar tonu ve atıkların ise 1 milyar tonu aşacağı belirtilmiş. Tüm bu olumsuzlukları önlemek için kendinize ve çevrenize yapabileceğiniz en doğru yatırımın plastikten uzaklaşmak olduğunu unutmayın.

Haberin Devamı

Ben de plastik temmuzu destekliyor ve uzun zamandır ‘Plastiksiz Mutfak’ ve ‘Plastiksiz Yaşam’ diyorum. Peki nedir bu bahsettiğim plastiksiz mutfak? Plastiksiz mutfakta amacımız mutfakta kullandığımız plastiği minimuma indirmek. Plastik atıkları minimuma indirmeye önce kendi mutfağınızdan başlayabilirsiniz.

Tek kullanımlıktan uzaklaşın

Plastiğin doğada kaybolama süreci çok uzun sürüyor, bu malzemeler doğada olmadığından onları parçalayacak veya yok edecek bir organizma da bulunmuyor. Öyle ki plastiğin doğada 450 yılda ayrıştığı biliniyor. Hadi tüm bu verileri göz önünde bulundurarak plastik kullanımızı yeniden gözden geçirin. Örneğin plastik bardak, tabak kullanmayın. Suyunuzu cam şişede taşımaya, kahve çay alırken kendi mataranızı kullanmaya özen gösterin. Tek kullanımlık plastik torbaların yerine bez torbalar ve fileler kullanın, plastik pipetler yerine cam veya bambu pipetler tercih edin.

Haberin Devamı

Banyo, mutfak liflerinin çoğu plastikten üretiliyor. Plastik lifler yerine kabak lifi ya da doğal süngerler tercih etmeye çalışın.

Etiket okumak önemli

Moda endüstrisinin, tek başına bile yarattığı karbon emisyonunu ile doğayı olumsuz etkileyebiliyor. Naylon ve polyester kumaşlı kıyafet ve kumaşlar her yıkandığında ortaya mikroplastik salıyor, bu plastikler içtiğimiz suya, soluduğumuz havaya karışıyor. Nasıl bir gıdayı alırken etiket okuyorsak kıyafet alırken de farkındalık sahibi olmak önemli. Yani bir kıyafeti satın alırken ürünün içeriğine dikkat etmek, yüzde 100 pamuk içeren ürünler tercih etmek hem size hem doğaya iyi geliyor. Giymekten sıkıldığınız veya hiç giymediğiniz kıyafetleri de paylaşarak da doğaya destek verebilirsiniz. Bu anlamda kapsül gardırop fikrinden de daha önce bahsetmiştim. Bu terim aslında modası geçmeyen temel kıyafetleri kapsıyor. Etek, pantolon, ceket gibi elzem parçaları içeren dolap ile aynı zamanda tüketim çılgınlığının önüne geçmeyi hedefliyor.

PLASTİĞE YENİ ÇÖZÜM

Avustralyalı bilim insanları, süper solucan olarak bilinen Zophobas morio’nun plastik geri dönüşümündeki rolünü araştırmış. Araştırmacılar, bu solucan türünün bağırsağındaki bir enzim sayesinde plastiği sindirebildiğini belirtirken solucanların bağırsaklarında polistiren ve stireni bozabilen birkaç enzim bulunmuş. Bu her iki bileşik paket servislerde ve araba ve yalıtım malzemelerinde sıklıkla karşımıza çıkıyor. Araştırmacılar şu anda hangi enzimin en etkili olduğunu araştırıyorlar, böylece bu enzimin geri dönüşüm için uygun ölçekte yeniden üretilmesi hedefleniyor. Ancak, bu süreç için çalışmaya ihtiyaç olduğunu belirtmekte fayda var. Plastik krizine karşı en etkili çözüm olan 5R modelini bir kez daha hatırlayalım. Reddet (refuse) Azalt (reduce) Yeniden kullan (reuse) Kompost yap, yeniden dik (rot or replant) Geri dönüştür (recycle)

Temmuz ayı boyunca plastik ve sağlık ile ilgili hem sosyal medya hesaplarımda hem de köşe yazılarımda farkındalık yaratmaya çalışa-cağım.