Son günlerde etrafınızda soğuk algınlığı ve gripten yana muzdarip olanların sayısı artmış olabilir. Hatta ne kadar kaçmaya çalışsanız da, eğer bağışıklık sisteminiz güçlü değilse, hastalık sizi de yakalamış olabilir. Evet, salgın çok fazla biliyorum, bu sebeple koruma kalkanımızın güçlü olması, bu dönemde daha büyük önem taşıyor. Peki hastalıklara yakalanmamak ve koruma kalkanını daha da güçlendirmek için neler yapabiliriz?
İşte size birkaç öneri:
Güne zencefilli suyla başlayın
Güne, bir bardak zencefilli suyla başlamak, kendinizi daha iyi hissetmenize de yardımcı olacaktır. Zencefilin bağışıklık sistemini destekleyici ve inflamasyonu azaltmaya yardımcı etkisini her fırsatta paylaşıyorum. Suyunuzun içine koyduğunuz zencefil de bağışıklık sistemini destekleyici etki gösterecektir. Elbette sadece güne suyla başlamak değil, gün içinde yeterli su tüketmek de korunma kalkanının sağlamlığı için önemli. Zencefili sadece suyunuzun içinde değil, bal ile ya da gün içinde tükettiğiniz çaylarınızın içinde de değerlendirebilirsiniz. Fakat zencefilin miktarı konusunda da bir küçük hatırlatma yapmak isterim. Bir fındık büyüklüğünde kök zencefil ortalama 4 gram kadardır.
Maryland Üniversitesi Tıp Merkezi’nin raporlarına göre, günde 4 gramdan daha fazla zencefil önerilmiyor. Özellikle iki yaşın altındaki çocuklara zencefil kökü verilmemelidir. Eğer safra taşlarınız varsa, zencefil kökü tüketmeden önce doktorunuza danışın. Çünkü şikayetlerinizi şiddetlendirebilir. Ayrıca kalp problemi, tiroid hastalığı, kanama bozukluğu veya şeker hastalığı gibi kronik bir rahatsızlığınız varsa, yine tüketmeden önce hekiminize danışmanızda fayda var.
C vitaminini unutmayınKış meyve-sebzelerinin C vitamini konusunda bonkör olduğu bir gerçek. Peki yeterince tüketiyor musunuz? Haydi bir gözden geçirin. C vitamini, bağışıklık sistemini destekleyen vitaminlerden sadece biri. Ayrıca yara iyileşmesinde, kemik sağlığının korunmasında ve beyin fonksiyonunu artırmada da önemli rol oynuyor. Günlük C vitamini ihtiyacı; erkekler için 90, kadınlar içinse 75 mg.’dır. 1 büyük boy kırmızı/kapya biber, 94.5, 1 orta boy portakal 65, 2 adet mandalina 32 ve 1 orta boy kivi 70 mg. C vitamini içeriyor. Aslında birçok taze sebze-meyve, C vitamini açısından destekleyici, yani günde beş porsiyon taze sebze-meyve tükettiğimizde, C vitamini ihtiyacımızı rahatlıkla karşılayabiliyoruz. Bu konuda bir şey daha hatırlatmak istiyorum.
C vitamini suda eriyen ve çözünen bir vitamin olduğu için fazlasını idrar yoluyla atıyoruz. Ayrıca fazla C vitaminin, vücuda başka olumsuz etkileri de olabiliyor, yani ne kadar fazla o kadar iyi diye düşünemeyiz.
Yeterli protein alınBağışıklık sistemi denince, akla ilk olarak vitamin ve mineraller, doğal olarak da sebze-meyveler gelir. Fakat güçlü bir bağışıklık sisteminin en önemli oyuncularından biri de, makro besin ögeleridir. Yani yeterli miktarda vitamin ve mineralin yanı sıra, protein, karbonhidrat ve yağ bakımından dengeli bir beslenme programı uygulamanız gerekir. Özellikle proteinler için bağışıklık sisteminin en önemli oyuncularından biridir diyebiliriz. Yeterli protein tüketmezseniz, vücudunuzun enfeksiyonlarla savaşma gücü azalabilir. Bu sebeple güne kahvaltıyla başlayıp, yumurta, peynir, süt ve yoğurt gibi protein içeren bir besine yer vermeniz önemli.
Gün içinde diğer protein kaynağı besinleri de dengeleyerek tüketmeye çalışın.
Haftada en az iki kez hem protein hem de omega 3 ve selenyum açısından zengin olan balık tüketimini de ihmal etmeyin. Selenyum minerali güçlü bir antioksidan olan E vitaminiyle birlikte çalışarak, sinerji gösterir ve sizi hastalıklara duyarlı hale getirebilecek hasarlardan, stresten korur.