Yağlı karaciğer hastalığının tek sorumlusu yağlar mı? Eğer ‘yağlı şeyler yersem damarlarımda ve organlarımda yağlanma olur o yüzden yağ yememeliyim’ gibi basit bir düşünceniz varsa yanılıyorsunuz. Vücudumuz düşündüğümüz kadar basit bir yapıya sahip değil.
Karaciğerimizin normal yağ içeriği yaklaşık yüzde 10’dur. Bu oranın daha fazla olmasıyla karaciğer yağlanması oluşmuş olur. Amerikalı bireylerin yaklaşık 3’te 1’inde, ülkemizdeyse 4’de 1’inde görülen bu hastalık ilerlerse karaciğer iltihabı, siroz ve karaciğer kanserine bile yol açabilir.
Son çalışmalar aşırı yağlı ve şekerli hazır yemek tüketiminin obezite ve karaciğer yağlanmasında artışa sebep olduğunu söylüyor. İstisnalar dışında yağlı karaciğer hastalığı temelde obeziteyle başlar. Obez bireyler arasında bazılarının karaciğerindeki aşırı yağlanma çökelti olarak kalır ve bu da yağlı karaciğer hastalığına yol açar, hatta siroza ve ölüme kadar gidebilir.
Kanıtlara bakalım
Yapılan bir çalışmada hastalara damardan glukoz çözeltisi verildiğinde karaciğer enzimlerinde artış olduğu daha sonra karaciğer biyopsisi yapıldığındaysa karaciğer yağlanması olduğu bildiriliyor. Araştırmacılar daha sonra damardan beslenmeye yağları da ilave ediyor ve karaciğer enzimlerindeki artış duruyor. Sonuç olarak karaciğer yağlanmasını önlemek için damardan verilen solüsyona yağ ekleniyor olması bir denge olduğunu gösteriyor. Yüksek glikoz, yağlı karaciğer hastalığına sebep oluyor.
Obez bireylerde yapılan başka bir çalışmada bireylere 6 ay boyunca günde 1 litre sükrozla tatlandırılmış içecek ya da aynı kalori değerine sahip başka içecekler verilmiş. Araştırmacılar, sükrozun sadece karaciğerde değil iskelet, kas sistemi ve bel çevresinde de yağlanmaya sebep olabileceğini buldu.
Hep söylediğim gibi, her şeyin fazlası yağa dönüyor özellikle de şeker sadece yağa dönüşmüyor. Sağlıklı beslenmek ve yağ kaybetmek için de kural aynı, yağ yemeden yağ yakamazsınız. Önemli olan denge; karbonhidrat, yağ ve protein dengesi.