Dilara Koçak

Dilara Koçak

bilgi@mezurasaglik.com.tr

Tüm Yazıları

Yağlı karaciğer hastalığının tek sorumlusu yağlar mı? Eğer ‘yağlı şeyler yersem damarlarımda ve organlarımda yağlanma olur o yüzden yağ yememeliyim’ gibi basit bir düşünceniz varsa yanılıyorsunuz. Vücudumuz düşündüğümüz kadar basit bir yapıya sahip değil.

Karaciğerimizin normal yağ içeriği yaklaşık yüzde 10’dur. Bu oranın daha fazla olmasıyla karaciğer yağlanması oluşmuş olur. Amerikalı bireylerin yaklaşık 3’te 1’inde, ülkemizdeyse 4’de 1’inde görülen bu hastalık ilerlerse karaciğer iltihabı, siroz ve karaciğer kanserine bile yol açabilir.

Haberin Devamı

Son çalışmalar aşırı yağlı ve şekerli hazır yemek tüketiminin obezite ve karaciğer yağlanmasında artışa sebep olduğunu söylüyor. İstisnalar dışında yağlı karaciğer hastalığı temelde obeziteyle başlar. Obez bireyler arasında bazılarının karaciğerindeki aşırı yağlanma çökelti olarak kalır ve bu da yağlı karaciğer hastalığına yol açar, hatta siroza ve ölüme kadar gidebilir.

Kanıtlara bakalım

Yapılan bir çalışmada hastalara damardan glukoz çözeltisi verildiğinde karaciğer enzimlerinde artış olduğu daha sonra karaciğer biyopsisi yapıldığındaysa karaciğer yağlanması olduğu bildiriliyor. Araştırmacılar daha sonra damardan beslenmeye yağları da ilave ediyor ve karaciğer enzimlerindeki artış duruyor. Sonuç olarak karaciğer yağlanmasını önlemek için damardan verilen solüsyona yağ ekleniyor olması bir denge olduğunu gösteriyor. Yüksek glikoz, yağlı karaciğer hastalığına sebep oluyor.

Obez bireylerde yapılan başka bir çalışmada bireylere 6 ay boyunca günde 1 litre sükrozla tatlandırılmış içecek ya da aynı kalori değerine sahip başka içecekler verilmiş. Araştırmacılar, sükrozun sadece karaciğerde değil iskelet, kas sistemi ve bel çevresinde de yağlanmaya sebep olabileceğini buldu.

Hep söylediğim gibi, her şeyin fazlası yağa dönüyor özellikle de şeker sadece yağa dönüşmüyor. Sağlıklı beslenmek ve yağ kaybetmek için de kural aynı, yağ yemeden yağ yakamazsınız. Önemli olan denge; karbonhidrat, yağ ve protein dengesi.

Karbonhidratı kesmek mi lazım?
Texas Üniversitesi araştırmacıları karaciğer yağlanmasının tedavisinde karbonhidrat alımını sınırlamanın, kalori alımını azaltmaktan daha etkili olduğunu söylüyor.
Bu çalışmada 18 karaciğer yağlanması olan bireye (alkolik sebeplere bağlı olmayan yağlanma) 14 gün boyunca ya düşük karbonhidratlı ya da düşük kalorili diyetler verilmiş. Düşük karbonhidratlı diyetle beslenen katılımcıların ilk yedi gün boyunca karbonhidrat alımları 20 gramla sınırlandırılmış. Bu da küçük bir muz ya da 1 fincan kadar erişteye eş değer. Düşük kalorili diyet alan bireylereyse kadınlar için yaklaşık bin 200, erkekler için bin 500 kaloriyle kısıtlı diyet verilmiş.
İki haftanın sonunda araştırmacılar, katılımcıların karaciğer yağ miktarlarını ölçtüklerinde, düşük karbonhidratlı diyetle beslenenlerin karaciğer yağlarında daha çok azalma olduğunu saptamış. Düşük kaloriyle beslenmek değil düşük karbonhidrat daha çok işe yaramış.
Araştırmacılar, daha çok çalışmaya ihtiyaç duyulduğunu ve düşük karbonhidratlı diyetlerin iki haftadan fazla denenmemesi gerektiği üzerinde duruyor.
Bazı çalışmaları tek başına yeterli kanıt saymak doğru olmaz. Ben yorum yaparken uzun vadeli araştırmaları ve pek çok kaynağı bir arada dengeleyen meta analizi önemsiyorum.
Size önerim, vücut ve karaciğer yağlanmasından korunmak için günlük almanız gereken kaloriyi, karbonhidrat, protein ve yağ olarak dengelemeniz, egzersizli yaşam biçimini benimsemeniz. Yağlanma karşıtı negatif enerji dengesi için yediklerinizi azaltmak yaş ilerledikçe çözümsüzleşiyor. Oysa hareketli yaşam, kalori dengeleyip kasları koruyor ve zihinsel aktifliği de destekliyor.