Bu Sevgililer Günü’nde kendinize en büyük armağanı verin ve aşkın merkezi kalbinize çok iyi bakın. Unutmayın; sağlıklı kalbe giden yol, sağlıklı besinlerden geçiyor
İki gün sonra Sevgililer Günü... Alışveriş merkezleri, sokaklar, televizyonlar, gazeteler hep aşkınıza, sevdiklerinize sahip çıkmak, ona değer vermekten bahsediyor. Sevmek, sevilmek çok güzel şey. Ama önce kendini severek bakmak gerekiyor hayata, siz kendinize değer vermezseniz kimse de size değer vermez.
Kalbinizden sevginin akmasına ve hayata bağlanmaya izin vermek gerekiyor. Kilolu bireylerde sıkça gördüğüm ortak durum, bireyin kendine öncelik vermemesi oluyor. Hadi o zaman bu Sevgililer Günü’nde siz de en büyük aşkınıza yani kendinize en büyük armağanı verin. Kendinizi çok sevin ve aşkın merkezi kalbinize çok iyi bakın.
Unutmayın; sağlıklı kalbe giden yol, sağlıklı besinlerden geçiyor. Amerikalı bilimadamları, kalbe iyi gelen yiyecekleri açıkladı. Buna göre;
- Tam tahılların içerdiği lifler, kalp krizi riskini düşürüyor. Günlük beslenmenizde lifli besinleri ihmal etmeyin.
- Amerikan Kalp Derneği; fındık, ceviz, badem gibi sert kabuklu yemişlerin kalp krizi ve felç riskini azalttığını kaydediyor.
- Somon balığı her türlü kalp hastalığına iyi geliyor.
- Kuşkonmaz, kalbin ana damarlarının temiz ve açık tutulmasında etkisini gösteriyor.
- Zeytinyağı kalp için en iyisi. Ancak yağı yakmadan tüketmelisiniz. Fazlasının yağ ve kiloya dönüştüğünü unutmayın!
- Bir araştırmaya göre, bir hafta boyunca her gün avokado tüketenlerin kolesterolü yüzde 17 oranında düşüyor.
- Nar, kalp damarlarındaki tahribatları onarıyor.
- Yoğurt, damarlar için iyi bir destekçi.
- Zerdeçalın etkisi, göğüsteki yanmalara iyi geliyor.
- Hurma, portakal ve tarçının kalp damarlarındaki kanın akışını düzenlediğine dair bilgiler var.
- Karpuz ve ıspanak, kalp damarlarını genişleterek bir hastalığa yakalanma riskini yüzde 11 oranında azaltıyor.
Aşk zayıflatır mı?
Aşk ve mutluluk, bazı bireylerde iştahı azaltıyor, yemeden içmeden kesilenler oluyor.
Bazı bireylerse keyiften daha fazla yiyebiliyor. Bireysel özellikler ‘duygu ve yemek’ ilişkisini çok etkiliyor.
Mutluyken, stresliyken, kızgınken, üzgünken ya da farklı ruh halleri içindeyken daha fazla yediğiniz oluyor mu? Böyle dönemlerde aç olmadığınız halde yiyorsanız o zaman beslenmenin nedeni açlığınızı gidermek değil. Yemenizin nedeni, tamamen duygusal.
Duygusal açlık ve boşluk, tatminsizlik gibi durumlar bireyin kendini yemekle tatmin etmesiyle sonuçlanabiliyor.
Ne yediğiniz, yaşadığınız duygu durumuna göre değişiklik gösterebiliyor. Uzun yıllardır beslenmenin psikolojisi ile yakından ilgileniyor ve terapist arkadaşlarımla yakın çalışıyorum. Kalori hesabıyla açıklanamayan olgularda duyguları beslemek ve psikolojiyi desteklemek şaşırtıcı sonuçlar veriyor.
DUYGUSAL YEMEKLE BAŞ ETMEK iÇiN
Duygusal yemenin farkında olun ve sizi bu davranışa iten şeyin ne olduğunu anlamaya çalışın. Yediklerinizi ve duygularınızı
yazmak en iyi yollardan biri. Fiziksel olarak tok olduğunuz halde bir türlü doymuyor ve sürekli yemek istiyorsanız yürüyüşe çıkın, bir arkadaşınızla buluşun, odanızı düzenleyin. Kısa bir süreliğine
uyku bile iyi gelebilir.
FiZiKSEL VE DUYGUSAL AÇLIĞI AYIRIN
- Duygusal açlık bir anda gelir; fiziksel açlık yavaş yavaş hissettirir kendisini.
- Duygusal açlık, o anda doyurulması ve tatmin edilmesi gereken bir tür. Ancak fiziksel açlıkta kişi, kendisini doyurmak için bekleyebilir.
- Doyduğunuzda, eğer belirli bir duyguyu doyurmak istiyorsanız, yemek yemeye devam edeceksinizdir. Ama eğer aç olduğunuz için yiyorsanız, doyduğunuzda daha fazla yemek istemeyeceksiniz.
- Duygusal yeme, arkasında suçluluk duygusu bırakabilir, fiziksel olarak aç olduğunuzda ise doygunluk hissi bu tür duygulara yer vermez.