Kahve, en sık tükettiğimiz içeceklerimizden biri... Sohbetin, dostlukların ve güzel şeylerin habercisi aslında... Eskiden yaygın kullanımında birkaç çeşidi olan kahvenin, artık yüzlercesi var. Hem sosyal medya takipçilerimden hem de danışanlarımdan kahve konusunda oldukça fazla soru alıyorum. İşte merak edilen birkaç sorunun cevabı...
Kahve içerken dikkat etmeniz gereken birkaç nokta var, biri de kafein... Aşırı kafein, merkezi sinir sistemine zarar verebilir, huzursuzluk, anksiyete, sindirim problemleri, kalp ritim bozukluğu veya hassas kişilerde uyumaya neden olabilir. Günde 400 mg kadar kafein, sağlıklı yetişkinler için güvenli görünmektedir. Bu da yaklaşık 3-4 fincan demlenmiş kahveye denk gelir. Kafein konusunda genel bir sınırlama vardır ama yine de bu durum kişiden kişiye göre değişir. Bazı insanlar için bir fincan kahve bile yan etkileri göstermeye yeterken, bazıları günde 6-7 fincandan etkilenmeyebilir.
Gebelik ve emzirme döneminde kahve
Sağlık otoritelerine göre hamilelik döneminde kafein alımı, 200 mg ile sınırlandırılmalıdır. Etkileri tam olarak bilinmese de aşırı alımın, düşüklere ve düşük doğum ağrılarına neden olabileceği söyleniyor. Benzer şekilde emzirme dönemi için de 300 mg kadar kafein gibi bir sınırlama var. Yapılan araştırmalar, kafein alımının bu sınırda kalmasının emzirme döneminde bebeklere zarar vermeyeceğini söylüyor. Fakat 300 mg’dan fazla kafein tüketen annelerin, bebeklerini uyutmakta zorluk yaşayabileceğini düşündüren çalışmalar da var.
Kafeinsiz kahve
Kafeine karşı hassas olan kişiler, kahve alımını sınırlamak ya da kafeinsiz kahveleri tercih etmek durumunda olabilirler. Kafeinle etkileşen ilaç kullananlar veya bazı tıbbi rahatsızlıkları olanlar da, kafeini sınırlamak zorunda olabilirler. Ayrıca, hamile ve emziren kadınlara kafein alımını sınırlamaları tavsiye edilir. Çocuklar, ergenler, kaygı ya da uyku sorunu olan bireyler için de kafein alımı kontrol altında tutulmalıdır. Bu durumlarda kafeinsiz kahve alternatif olabilir mi?
Kafeinsiz kahve, kahve çekirdeklerinin, kavurulmadan önce kafein içeriğinin yaklaşık yüzde 97’sini çıkarmak için çözücülerle yıkanmasıyla elde edilir. Daha sonra çözücü uzaklaştırılır ve kafeinsiz kahve elde edilir. Kahve, kafeinsiz hale getirildiğinde tadı ve kokusu da bir miktar hafifleyebilir. Bu durum
yumuşak tat sevenler içinde artıdır. Fakat kafeinsiz kahve, tamamen kafeinsiz olduğu anlamına gelmez. Çeşitli miktarlarda kafein içerebilir. Yapılan
çalışmalar kafeinsiz kahvelerdeki kafein içeriğinin, 07 mg arasında
olabileceğini ortaya koymuştur. Kahve bildiğiniz üzere antioksidan kaynağı besinlerden biridir. Kahveden, kafeinin uzaklaştırılma işlemi sırasında antioksidan içeriğinde çok küçük bir kayıp yaşansa da, kafeinsiz kahve için de antioksidandan zengindir diyebiliriz.
Kahve bağırsak hareketlerini artırır mı
Yapılan çalışmalar, özellikle de sabah kahvesinin dışkılamaya yardımcı olabileceğini söylüyor. Kahvede, bu durumunu destekleyen birden fazla etmen var. Kahvenin, mide asiti üretimini uyarması, gastrin, kolesistokinin gibi bazı hormonların salınımı artırması ve bunların yanı sıra içerdiği bazı bileşenlerle de dışkılama durumuna yardımcı olduğu biliniyor. Bununla birlikte, bu diğer faktörlerin bağırsak hareketlerini uyarma üzerindeki etkisinin ne derece olduğu konusunda daha çok araştırmaya ihtiyaç var.