Zamansızlık, geç uyanma, iştahsızlık, yorgunluk, aç hissetmemek kahvaltı yapmayan bireylerin genel sebeplerinden bazılarıdır. Oysa güne iyi bir kahvaltıyla başlamanın her yaş grubu bireylerinde önemli yararları vardır. Kahvaltı 8 veya 12 saatlik açlıktan sonra vücudumuzun ihtiyacı olan enerjiyi sağlayan en önemli öğündür. Kan şekeri olarak bilinen glikozun birincil kaynağını oluşturmaktadır.
Glikoz, beyin için en önemli enerji kaynağıdır, çünkü beyinde enerji deposu bulunmamaktadır. Kahvaltı yapmayan bireylerde öğrenme yeteneklerinde azalma, belleklerinde zayıflama, yorgunluk, halsizlik, gerginlik, günlük yapılan becerilerde ve performansta düşme veya çevreye karşı ilgide azalma gösteren önemli çalışmalar bulunmaktadır. Bunun yanında kahvaltı yaparak güne başlayan bireylerin ilerleyen saatlerde daha güçlü ve dayanıklı oldukları, konsantrasyon güçlüğü çekmedikleri belirlenmiştir.
Sabahları yemek istemeyenlerden misiniz?
Sabahları aç olarak uyanmıyor ve canınız hiçbir şey istemiyor olabilir, sizi çok iyi anlıyorum. Fakat 20 yılı aşkın mesleki deneyimim bunun çoğunlukla psikolojik olduğunu ve alışkanlıklara dayandığını gösteriyor. Kahvaltı yapmak sadece her sabah mükellef bir kahvaltı sofrası, omletler, çeşit çeşit peynirler yemek demek değil. Sizi zorlamayacak, vaktinizi almayacak küçük kahvaltı seçenekleriyle vücudunuzu çalıştırmaya başlayabilirsiniz. Örneğin 1 bardak süt, 1 yemek kaşığı yulaf ve yarım muz gibi... Birkaç hafta sonra sabahları kahvaltı yapma isteğiyle uyanacağınıza ve kahvaltı yapmadan güne başlayamayacağınıza eminim.
Kilo vermeye destek olur mu?
Bilim adamları düzenli aralıklarla yemek yemenin beyinden vücudumuza düzenli olarak sinyal gönderdiğini söylüyor. Düzenli olarak yemek yemek açlık hissi yaşamanızı önlüyor ve dolaylı yoldan kilo vermeye de destek oluyor. Örneğin akşam en son 8’de yemek yediniz ve sabah 8’de uyandınız. Yaklaşık 12 saattir açsınız ve vücut ‘açlık modu’na geçmiş durumda. Kahvaltıyı atladığınızda açlık süreniz uzar ve uzun süren açlık modunda vücut gelen kalorileri yağa çevirerek depolamayı seçer. 2002 yılında Ulusal Kilo Kontrolü kayıtlarına göre
3 binden fazla insanla yapılan çalışmada kahvaltı yapan bireylerin kilo kontrolü sağlamada daha başarılı olduğu bulunmuş. Yapılan başka bir çalışmada da kahvaltıyı atlayan kadınların gün içinde kalori alımının arttığı gözlenmiş.
Denge önemli
Güne başladığınız besinler de en az kahvaltı yapmak kadar önemli. Kahvaltımızda karbonhidrat içeren besinlerin yanında mutlaka bir protein olması gerekir. Protein içeren öğün metabolizmanın hızlanmasına ve kasların korunmasına yardımcıdır. Yapılan bir çalışmada kahvaltı hariç öğünlerinde eşit protein tüketen kişiler incelenmiş. Kahvaltıda protein tüketenlerin daha az protein alanlara göre yüzde 25 daha fazla kas artışı olmuştur.
Kahvaltı yapmaya başlayan çocuklarda hiperaktivite azalıyor, okul performansı artıyor. Harvard’da yapılan bir çalışmaya göre kahvaltı yapan çocukların matematik notları yapmayanlara göre yüzde 40 daha fazla ve okul devamsızlıkları daha az.
Çalışmada kahvaltıyı atlayan çocukların depresyon riski
2 kat, anksiyete riski 4 kat ve hiperaktivite riski de yüzde 30 daha fazla bulunmuş. Yine çalışmaya göre, kahvaltı yapmaya başlayan çocuklarda ise matematik notları düzeliyor, anksiyete, depresyon ve hiperaktivite riski azalıyor.
Bu çalışma çocuklar üzerinde yapılsa da araştırmacılar aynı sonuçların yetişkinlerde ve iş performanslarında da geçerli olabileceğini söylüyor.
Hafızaya iyi geliyor
Kahvaltı hafızayı güçlendiriyor ve hatırlamayı kolaylaştırıyor. Üniversite öğrencilerinde yapılan bir çalışmaya göre, kahvaltı yapan öğrenciler kelime hatırlama testlerinde yapmayanlara göre yüzde 22 daha başarılı.
Kahvaltı hafızayı artırmak için gerekli olan nörotransmitter asetilkolinin salgılanması için kan şekeri dengesini sağlıyor.
Ayrıca Amerikan Kalp Derneği’nin geçen yıl yayınladığı Harvard Üniversitesi’ndeki uzmanlar tarafından yapılan bir çalışmada, 16 yıl boyunca 26 bin 902 sağlık çalışanı takip edilmiştir. Kahvaltı yapmayanlarda kalp krizi ve kalp hastalıkları riskinin düzenli yapanlara göre yüzde 27 daha fazla olduğu ortaya çıkmıştır.