Beslenme düzeninizde ne değişiklik yaparsanız yapın tartıdaki değişimi göremiyor, tatlı krizlerinizle baş edemiyor, yemek sonrası uyku hali yaşıyorsanız, dikkat! Diyabetin ilk adımı insülin direncin ile karşı karşıya olabilirsiniz. Peki nedir insülin direnci? İnsülin, vücudumuzdaki birçok işlemi kontrol eden önemli bir hormondur. Hücrelerimiz bazen insüline cevap vermeleri gerektiği gibi cevap vermezler, bir başka deyişle hücreleriniz insüline karşı direnç kazanırlar. Bu duruma insülin direnci denilir, her ne kadar kan şekerini düzenlemede rol alsa da, yağ ve protein metabolizmalarını da etkiler.
Yapılan araştırmalar insülin direncine karşı önlem alınmaz ise diyabet başta olmak üzere kalp ve damar hastalıkları, hipertansiyon, karaciğer yağlanması, polikistik over sendromu gibi birçok sağlık problemlerine davetiye çıkarabileceğinizi belirtiyor. Özellikle fazla kilosu olan ve bel çevresi yağlanması olan bireylerde bu sağlık sorununa daha sık rastlandığını hatırlatmakta fayda var. Güzel haber ise beslenme ve yaşam tarzı değişiklikleri ile insülin direncinin iyileştirilebileceği... Fakat insülin direnciniz varsa bir beslenme uzmanı eşliğinde hangi beslenme düzeninin size uygun olduğuna karar vermeniz gerektiğinin altını çizmek istiyorum.
Ben de bugün yazımda konu ile ilgili beslenme önerilerinden ve güncel çalışmalardan bahsetmek istedim…
Pandeminin rolü büyük
Pandemi sürecinde iş ve sosyal hayatlarımız etkilendiği kadar sağlığımız da etkilendi. Öyle ki Kovid-19 ile birlikte gelen hareketsiz yaşam beraberinde sağlık sorunlarını da beraberinde getirdi. Burada çocukların da en çok etkilenen gruplar arasında olduğunu söyleyebilirim. Journal of Pediatrics dergisinde yayınlanan çalışmada, araştırmacılar pandemiden önceki iki yıl ile pandeminin ilk yılını değerlendirmiş. 8-21 yaş arası 3 bin 113 kişinin değerlendirilmesi sonucunda Kovid-19 sürecinde çocuklar arasında glikoz metabolizmasının bozulduğu, insülin direnci ve Tip 2 diyabette ciddi bir artış olduğu sonuçlar arasında... Okullar açılmışken hem çocuğunuzun hem de kendinizin beslenme ve egzersiz düzeyini gözden geçirmenizde fayda var.
Bilişsel sağlığınızı etkileyebilir
Karşınızdakini dinlerken aniden konsantrasyon kaybı yaşadığınız veya bir iş yapmak için oturmuşken bir türlü odaklanamadığınız zamanlar sık sık oluyor mu? Peki bunun insülin direnci ile ilişkili olabileceğini biliyor muydunuz? Yapılan araştırmalar insülin direncine sahip bireylerin daha hızlı bilişsel düşüş yaşadığını gösteriyor. Journal of Alzheimer’s Disease dergisinde geçtiğimiz aylarda yayınlanan araştırmada, 20 yılı aşkın bir süredir mevcut kardiyovasküler hastalığı olan yaklaşık 500 birey takip edilmiş ve insülin direnci olan hem diyabetik hem de sağlıklı bireylerde, bilişsel düşüş gözlemlenmiş. Araştırmacılar obezite ve hareketsiz yaşamın neden olduğu insülin direncinin de bilişsel performansta daha hızlı bir düşüşle bağlantılı olabileceğinin altını çiziyor.
Fiziksel aktivite bir parçası
Diyet ve egzersizin, sağlığımızı iyileştirmek için bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini her fırsatta vurguluyorum. Bozulmuş glikoz toleransı veya insülin direnci durumunda da en büyük kalkanlardan biri düzenli egzersiz. Aynı zamanda egzersiz ve Kovid-19 ile ilgili de pek çok çalışma yapılmaya devam ediyor. British Journal of Sports Medicine’de yayımlanan bir analize göre, düzenli fiziksel aktivite daha düşük Kovid-19 şiddeti, hastaneye yatış ve ölüm riski ile ilişkili. Araştırmacılar düzenli olarak egzersiz yapanların, yapmayanlara göre; Kovid-19’u ağır geçirme riski yüzde 34 daha az olduğunu belirtiyor.
Bu noktada aldığınız her karar ve attığınız her adımın küçük bir adım olsa bile fayda sağlayacağını unutmayın. Öyle ki Sports Medicine dergisinde yayınlanan meta analizde yemek sonrası yapacağınız 2-5 dakikalık bir yürüyüşün bile kan şekeri seviyelerinizi iyileştirmeye yardımcı olduğu belirtiliyor. Çalışmada yemekten sonra oturmak yerine birkaç dakika bile yürümenin, kan şekeri seviyelerinin hızlı bir şekilde dalgalanmasını engelleyip, daha dengeli bir şekilde seyretmesine yardımcı olacağı belirtiliyor.
İnsülin direncine 5 beslenme önerisi
Basit şekerden ve basit şeker içeren besinlerden uzak durun. Karbonhidrat zengini besinleri tek başına tüketmemeye özen gösterin, karbonhidratın yanında bir protein ile beraber tüketmek ilk adımınız olsun. Yanına süt, yoğurt, peynir veya badem, fındık, ceviz gibi protein kaynağı olan gıdalar eklemek, kan şekerini kontrol altına almanıza yardımcı olabilir.
Meyvelerin suyu yerine kendisini tüketmeye dikkat edin, çünkü meyveler aynı zamanda lif içerir ve bu sayede kan şekerini daha yavaş yükseltir. Porsiyon miktarına da dikkat, fazla tüketmek kan şekerinizi kontrol altına almanızı zorlaştırabilir.
Beyaz ekmek yerine tam buğday ve tam çavdar ekmeği; pirinç yerine bulgur tüketmeye çalışın. Tam tahılları sofradan eksik etmeyin.
Öğünlerinizde mutlaka protein kaynağı besinlere yer verin. Kuru baklagillere sofranızda yer açın. Hem bitkisel protein hem de lif kaynağı baklagillere haftada 2-3 kez beslenme planınızda yer verin.
Kefir, turşu ve pancar gibi probiyotik besinleri beslenmenize ekleyin. Probiyotik besinlerin pankreastaki hasarı azaltmaya yardımcı olduğu ve glikoz metabolizmasını iyileştirebileceğine dair pek çok çalışma var.