Dilara Koçak

Dilara Koçak

bilgi@mezurasaglik.com.tr

Tüm Yazıları

İnsülin ve insülin direnci tanımlarını son zamanlarda çok sık duyuyor olabilirsiniz.

Özellikle kilo vermekte zorlanan bireylerde daha sık karşılaşılabilen bir durum olan insülin direnci, yapılan bir çalışmaya göre obez bireylerin neredeyse yüzde 70’inde görülüyor. Ayrıca obez çocukların ve gençlerin üçte birinin insülin direncine sahip olduğu düşünülüyor.

İnsülin, pankreas adlı organın salgıladığı bir hormondur. Ana rolü, kanda dolaşan şeker miktarını düzenlemektir.

İNSÜLİN DİRENCİ

Her ne kadar insülin kan şekerini düzenlemede rol alsa da, yağ ve protein metabolizmalarını da etkiler. Karbonhidrat içerikli bir yemek yediğimizde, kan dolaşımımızdaki kan şekeri miktarı artar.

Haberin Devamı

Pankreastaki hücreler bu artışı fark eder ve kan dolaşımına insülin salgılar. Bu durum, kandaki şeker miktarının düşmesine yol açar ve onları ihtiyaç bulunan yerlere yerleştirir, yani ya kullanım için ya da depolamada kullanılırlar. Bu önemlidir, çünkü kanda yüksek miktarda şeker bulunması toksik etkilere, birçok farklı zarara hatta gözlem altına alınmazsa, ölüme bile sebep olabilir.

Hiperinsülinemi nedir?

Birçok neden yüzünden bazen hücreler insüline vermeleri gerektiği gibi cevap veremezler. Bir başka deyişle hücreler insüline karşı direnç kazanırlar. Bu durum yaşandığında pankreas, kan şekeri seviyesini azaltmak için çok fazla insülin üretmeye başlar ve kanda yüksek insülin seviyesine neden olur. Buna da hiperinsülinemi denir.

İnsülin direnci oldukça yaygın bir durumdur. Yaşam tarzınızdaki basit değişikliklerle büyük ölçüde iyileştirilebilir ve kontrol altına alınabilir. Ama kontrol edilmezse, zaman içinde kendini geliştirebilir ve hücreler insüline karşı git gide daha dirençli hale gelir. Hem insülin hem de kan şekeri seviyeleri artar. Sonunda, pankreas işlevlerini kaybedecek duruma gelebilir ve içindeki hücreler de hasar görebilir. Böylece, insülin üretimi azalır. Bu da kan şekeri seviyesinde bir anda hızlı yükselmelere neden olabilir.

Kan şekeri seviyesi belirli bir alt sınırı aşarsa, Tip 2 diyabet tanısı konur. Tip 2 diyabet, dünyanın yüzde 9’luk bir kısmını etkiliyor ve insülin direnci bu yaygın hastalığın temel nedeni.

Haberin Devamı

Birçok sebebi var

İnsülin direncine sebep olabilecek birçok potansiyel var. Genetik faktörler neden olabilmekle birlikte çevresel birçok etmen de bu rahatsızlığa yol açabilir.

Ana nedenlerden birisinin kanda bulunan yağ miktarının artışı olduğu düşünülüyor.

İç organlardaki yağlanmanın artması önemli rol oynuyor.

Özellikle bel bölgesi, yağlanmada ilk akla gelen insülin direncidir. Bu tip yağlanma kana çokça serbest yağ asidi salınımına, hatta enfeksiyonel hormon salınımıyla insülin direncine neden olabilir.

Fazla kilolularda olduğu kadar normal kilolu insanlarda da görülebilir.

İnsülin direncinin bel çevresi yağlanması ve kilo dışında birkaç olası başka nedeni daha var:

Yüksek miktarda işlenmiş basit şeker tüketmek, inflamasyon, hareketsizlik ve bozulmuş bağırsak florası da insülin direncinin sebepleri arasında olabilir.

Nasıl beslenmeli?

Basit şekerden ve basit şeker içeren besinlerden uzak durun.

Haberin Devamı

Karbonhidrat zengini besinleri tek başına tüketmemeye özen gösterin; yanına süt/yoğurt/peynir veya badem/fındık/ceviz gibi protein kaynağı olan gıdalar eklemek, kan şekerini kontrol altına almanıza yardımcı olabilir.

Çok uzun saatler aç kalmayın ve üç ana öğünü atlamayın.

Meyvelerin suyu yerine kendisini tüketmeye dikkat edin, çünkü meyveler aynı zamanda lif içerir ve bu sayede kan şekerini daha yavaş yükseltir.

Meyve yerken porsiyon ölçülerine de önem verin. Meyve, karbonhidrat içeren bir besin olduğu için fazla tüketmek kan şekerinizi kontrol altına almanızı zorlaştırabilir.

Beyaz ekmek yerine tam buğday ve tam çavdar ekmeği; pirinç yerine bulgur tüketmeye çalışın. Tam tahılları sofradan eksik etmeyin.

Haftada en az 2-3 kez kuru baklagil tüketin.

Yoğurt, kefir ve pancar gibi probiyotik besinleri beslenmenize ekleyin.

Gün içinde en az 2-2.5 litre su içmeye özen gösterin.

Öğünlerinizde mutlaka protein kaynağı besinlere yer verin.

Düzenli egzersizi hayatınızın bir parçası haline getirin.