İdeal kiloya ulaşmak için sadece boy uzunluğunu göz önünde bulundurmak yeterli değil. Bunun yanı sıra kas yoğunluğu, metabolik hız ve hastalıklar da hesaba katılmalı
İdeal kiloyu hesaplamak tek bir cümle veya formülle mümkün değil bana göre. Bu konuda en doğru kararı vermek için pek çok değişkeni incelemek gerekiyor. Ben genelde ideal kilo yerine “gerçekçi kilo” kavramını kullanmayı tercih ediyorum. Çünkü yıllar geçse de boy uzunluğunuz çok değişmiyor ama kas kütlesi kaybı, yaşla birlikte metabolik hızda azalma ve bazı sağlık sorunları boy-kilo tablolarını anlamsız kılıyor. Yani sadece boy uzunluğuna bakıp ideal kiloyu belirlemek doğru değil. Peki nelere bakmalıyız?
Yaş ve boy uzunluğu: Gerçekçi kiloyu belirlemede başlangıç noktası ama yeterli değil. Bireyin mevcut tablosunun aşağıdaki diğer değişkenlerle birlikte incelenmesi ve karşılıklı fikir birliğine varılması önemli.
Vücut kas, yağ ve su miktarı: Vücut yağ analizi yapılarak yağ ve yağsız doku miktarı ölçülmeli. Vücut su oranı ve yağın dağılım gösterdiği bölgeler incelenmeli. Boy uzunluğu aynı olsa da insanların kemik yapısı daha geniş veya kas kütlesi daha fazla olabilir. Bu durumda aynı boyda olmalarına rağmen farklı kiloları hedeflemeleri gerekir.
Son 5 yıldaki en düşük ve en yüksek vücut ağırlığı: 55 yaşında birinin 30 yaşındaki kilosunu hedeflemesi doğru değil. İçinde bulunulan yaş ve son 5 yıl birlikte değerlendirilmeli. Çünkü sadece kilo odaklı olup çok sıkı rejimler yapmak bazı yaşlar için bağışıklık sistemini zayıflatıp başka hastalıklara davetiye çıkaracağından tehlikeli olabilir.
Genetik yapı ve aile öyküsü: Özellikle gençlerde aile öyküsü ve doğum ağırlığından itibaren genetik kilo yapısı iyi değerlendirilmeli.
Bel çevresi: İdeal kiloyu belirlemede önemli bir kriter. Boya göre kilonuz normal bile olsa bu bölgede yağlanma varsa “abdominal obez” olarak değerlendirme yapılıp tedbir alınmalı.
Sağlık durumu: Tiroid veya insülin metabolizmasında problem olan ya da antidepresan kullanan bir birey içinde kilo hedefi diğerlerine göre farklılık gösterir. Kullanılan ilaçlar ve hekiminizin tedavi biçimi mutlaka göz önünde bulundurulmalı.
Daha önce yapılan diyetler: Bu madde sizi şaşırtmış olabilir ama çok önemli çünkü daha önce uzun süre çok düşük kalorili diyet yapan bireylerin metabolizmaları geriye dönüşü mümkün olmayan yaralar alabilir. Bu durumda 5 kg. fazlası bile olsa kişi bunu vermek için aylarca uğraşabilir.
Aktivite düzeyi: Çok düşük kilo ve yağ oranını hedefleyen kişilerin bunun bedelini egzersizle ödemesi gerekir. Ömür boyu yapılabilecek uygun egzersiz tipi, süresi ve sıklığını ayarlama konusunda kesinlikle dürüst olunmalı. Kısa süreli yoğun egzersiz yaparak yakalanan en düşük kilonuz ideal kilonuz olarak düşünülmemeli.
EĞLENCELi TANIMLAR
45 kadın üzerinde yapılan bir çalışmada diyetten önce hedeflere göre vücut ağırlıklarını tanımlamaları istendi ve şöyle bir sonuca ulaşıldı.
Rüya kilo: Genelde evlenmeden önceki en iyi kilo ve kişiler genelde bu kilolarını ideal olarak kabul ediyor.
Mutlu kilo: Kısa süreli de olsa hayatın bir döneminde görülmüş ve bireyi çok mutlu eden kilo.
Kabul edilebilir kilo: Boy uzunluğuna göre ideal sınırlar içindeki kilo.
Hayal kırıklığı kilosu: Pek çok birey için aslında hayal kırıklığı gibi görünse de gerçekçi kilo olabilecek bir oran.
Çalışma sonunda bunlar çıktı
Hiç kimse rüya kiloya ulaşamadı, katılanlardan
Yüzde 9’u mutlu kiloya ulaştı,
Yüzde 24’ü kabul edilebilir kiloda kaldı,
Yüzde 20’si hayal kırıklığı olarak belirlediği kiloya ulaştı.
En güzeli hayatın keyfini kaçırmadan sevdiğiniz şeyleri az da olsa yemenize müsaade edecek şekilde aktif bir yaşam sürdürdüğünüz kiloyu belirleyebilmek. Çok zayıf olmak sağlık göstergesi değil, önemli olan sağlıklı ve gerçekçi kiloda olmak. Başka bir deyişle 2 kg. fazlanız olmasına rağmen sağlıklı ve mutluysanız sorun yok hatta bazı araştırmalar hafif kilolu olanların daha uzun yaşadığını gösteriyor.