Dilara Koçak

Dilara Koçak

bilgi@mezurasaglik.com.tr

Tüm Yazıları

Son günlerde kendinizi daha yorgun, isteksiz veya karamsar hissediyorsanız dikkat! Ağaçların yapraklarını dökmeye başlaması, güneşli havaların yerini yağmurlu havalara bırakması ruh haliniz üzerinde de bulutlar dolaşmasına yol açabilir. Eylül ayının gelmesi, mevsimin değişmesi ile vücudumuzda da birtakım değişiklikler meydana gelebiliyor. Okulların açılması, çalışma temposunun artması ile ise bu semptomlar giderek artıyor. Ben de bugün sonbahar depresyonu ile başa çıkmak için atabileceğiniz adımlardan bahsetmek istedim.

Haberin Devamı

HOŞ GELDİN EYLÜL,  HOŞ GELDİN SONBAHAR

Ultra işlenmiş gıdalarla vedalaşın

Şekerli içecekleri, işlenmiş et ürünlerini ve paketlenmiş atıştırmalıkları ne sıklıkla tüketiyorsunuz veya evinizde ne sıklıkla bulunduruyorsunuz hiç düşündünüz mü? Peki, daha yüksek miktarlarda ultra işlenmiş gıda tüketen bireylerin daha fazla olumsuz zihinsel sağlık semptomlarına sahip olduğunu söylesem yine de bu gıdaları tüketmek ister miydiniz? İşlenmiş gıdaların düşük maliyetli ve hazırlaması kolay olması sıklıkla tercih edilmesinin ana nedenlerinden. Fakat burada kendi sağlığınızı görmezden gelmeyin. Public Health Nutrition dergisinde geçtiğimiz günlerde yayınlanan çalışmada araştırmacılar yüksek miktarda ultra işlenmiş gıda tüketen bireylerde depresyon, anksiyete ve zihinsel hastalıklar olmak üzere etkileri değerlendirmiş. 18 yaş ve üstü 10.359 yetişkin incelendiğinde sonuçlar ultra işlenmiş gıdaları en az tüketenlere kıyasla en fazla tüketen bireylerin olumsuz ruh sağlığı semptomlarının arttığını gösteriyor. NOVA sınıflandırmasına göre ilave şeker, tuz, yağ ilave edilenler işlenmiş gıda olarak sınıflandırılırken bunlara ilave olarak hem raf ömrü, hem lezzet hem de dokuyu korumak için birden fazla işlemden geçen ürünler ise ultra işlenmiş olarak adlandırılıyor.

Paketli gıdaların birçoğu bunlara örnek verilebilir. Öyle ki ABD’deki paketlenmiş gıdaların yüzde 70’inden fazlasının ultra işlenmiş gıda olarak sınıflandırıldığını belirtiliyor, bu oran dikkat çekici. Hep söylediğim gibi etiket okumak, gıda okuryazarlığı burada çok kıymetli. Alışverişte bir ürünü sepetinize atmadan önce lütfen içindekiler kısmına göz atın. Katkı, koruyucu, renklendirici içeren gıdaları tercih ederken bir kez daha düşünün.

Haberin Devamı

Diğer yandan işlenmiş gıdaların sağlığınız üzerine oluşturduğu riskler üzerine yapılan bilimsel çalışmalar giderek arttığını görmek ise sevindirici. Geçtiğimiz günlerde The BMJ dergisinde yayınlanan bir başka araştırmada ise ultra işlenmiş gıdalar ile kanser ile ilişkisi değerlendirilmiş. 200 binden fazla katılımcının yanıtlarının değerlendirildiği 25 yıllık üç büyük araştırmanın meta analizi, yüksek oranda ultra işlenmiş gıda tüketen erkeklerin, daha az miktarda tüketen erkeklere kıyasla kolorektal kanser gelişme riskinin yüzde 29 daha fazla olduğunu belirtiyor. Kadınlarda ise aynı ilişkiye rastlanmadığı çalışma bulguları arasında.

Meyveler:

Şeftali, Mürdüm eriği, kavun, karpuz, incir, üzüm, kızılcık.

Sebzeler: 

Kabak, patlıcan, soğan, semizotu, mantar, bamya, domates, salatalık, biber, mısır, pazı, barbunya, taze fasulye, kırmızı turp, börülce, havuç, fesleğen, biberiye, nane, tere,

Haberin Devamı

Uyku düzeniniz sağlığınızın aynası

Eylül ayı ile birlikte şehre dönüş tamamlanırken yazın değişen uyku ve beslenme düzenini geri kazanmak da önem taşıyor. Yapılan pek çok çalışma uykusuzluğun üzüntü, sinirlilik gibi negatif duyguları artırırken mutluluk gibi pozitif duyguları ise azalttığını gösteriyor. Kaliteli ve yeterli uykunun güçlü bir bağışıklık sistemi ve sağlıklı bir yaşamın en önemli parçalarından biri olduğunu hatırlatmakta fayda var. Son günlerde artan vaka sayıları bize dikkatli olmamız gerektiğini söylüyor. Uykunun da burada rolü son derece fazla. Öyle ki BMJ Nutrition Prevention dergisinde yayınlanan çalışmaya göre uykusuzluk, bölünmüş uyku ve gün içinde yaşadığınız yorgunluk koronavirüs ile enfekte olma riskini artırıyor ve aynı zamanda daha şiddetli hastalık ve daha uzun bir iyileşme süresi riskiyle de ilişkili. Araştırmacılar geceleri uykuda geçirilen sürede her bir saatlik artışın, yüzde 12 daha düşük Kovid-19 ile enfekte olma olasılığı ile ilişkili olduğunu vurguluyor.