Bu soruya verdiğiniz cevabın, “En az iki” olmasını diliyorum. Eğer öyleyse, tebrik ederim. Değilse, eminim bu yazımı okuduktan sonra artırmak isteyeceksiniz.
Balık, protein, yağ ve vitamin-mineral içeriğiyle sağlıklı beslenmenin en önemli besinlerinden biri. Şu anda aldığımız kalorinin yaklaşık yüzde 2’si deniz ürün-lerinden geliyor. Birleşmiş Milletler’in Gıda ve Tarım Örgütü’ne (FAO) göre, protein ihtiyacımızın yüzde 15’ini sucul kaynaklardan karşılıyoruz. Ama bu yeterli değil.
Haftada en az iki kez tüketilmesinin sağlığı koruyucu etkilerinden bahsetmek mümkün. Çünkü balıktan alınacak omega 3 yağ asidinin sağlığı koruyucu birçok etkisi var. Omega 3, vücut tarafından yapılamayan, dışarıdan yiyeceklerle alınması gereken bir doymamış yağ asidi ve alımını sağlayabilmek için aslında birçok kaynaktan bahsedilebilir ama en iyisinin balık olduğu bilinmektedir.
Araştırmalar diyor ki...Yapılan bazı araştırmalar, balık yemenin kalp hastalıklarından ölüm riskini yüzde 36 oranında azaltabildiğini ortaya koyuyor.
Balık tüketiminin, özellikle çocuklarda omega-3 yağ asitleri içeriğiyle zeka gelişimine yardımcı olduğu araştırmalar tarafından ortaya konuluyor. Hamilelik sırasında, bebek omega 3 yağ asitlerini anneden alır. Bu nedenle hamilelik sürecindeki annenin balık tüketmesi de ayrıca önemlidir.
Balık eti, kırmızı ete oranla daha az yağlıdır ve bazı özel yağ asitleri içerir. EPA ve DHA yağ asitleri, pıhtı oluşumunu engelleyerek, atardamarın tıkanmasını önler, bu da kalp krizi ve felç riskini azaltır, tansiyonu düşürmeye yardımcı olur.
İyi kolesterolün (HDL) kötü kolesterole (LDL) oranını artırarak kardiyovasküler sistem için çok faydalı olur. Ayrıca düzenli balık tüketiminin, daha iyi uyku ve yüksek IQ ile bağlantılı olduğunu gösteren çalışmalar da var.
Nasıl pişirelim?Balığınızı pişirmek için seçtiğiniz yöntem, besin değerini değiştirebilir. Bu nedenle bazı pişirme yöntemleri sağlığınız açısından diğerlerinden daha iyi olabilir.
Balık pişirmek denince, aklınıza ilk olarak kızartma geldiğini biliyorum ama kızartma sırasında balık, yağın bir kısmını absorbe ederek kaloriyi artırır ve içeriğindeki sağlıklı yağ profili değişir. Genel olarak, yağsız balıklar yağlı balığa göre daha fazla yağ emme eğilimi gösterirler. Kızartma sırasındaki yüksek sıcaklıklar, balıktaki sağlıklı omega 3 yağ asitlerine, diğer pişirme yöntemlerinden daha fazla zarar verir.
Fırında, buharda veya ızgara, aslında en sağlıklı pişirme yöntemlerinden biridir. Doğru uygulanan bir ızgara; ısı kaynağıyla balık arasında 15 cm.’lik mesafenin olduğu ve balığın yavaş yavaş piştiği bir ızgaradır. Yani ızgarayla mangalda pişirme ve etin direkt ateşe maruz kaldığı diğer pişirme yöntemleri bir değildir. Izgara balık yediğimizde, istemediğimiz zararlı bileşiklerin oluşumunu azaltmak için açık alevden kaçının, pişirme mesafesini iyi ayarlayın, sürelerini mümkün olduğunca kısa tutmaya çalışın ve etlerin yanmasını önleyin. Ayrıca, ızgaraya başlamadan önce, balıklarınızı marine etmek, zararlı bileşiklerin oluşumunu azaltmanıza yardımcı olacaktır.
Sürdürülebilirliği destekleyinBirçok konuda olduğu gibi, balık konusunda da sürdürülebilir bir yaşam mümkün. Üzülerek söyleyebilirim ki, son yıllarda denizlerde balık gün geçtikçe azalıyor. Nüfus artışının sonuçları, plansız, yanlış ve aşırı avlanmayla denizlerin kirliliği bunun sebeplerinden. Ve yine maalesef biliyoruz ki Akdeniz’i en çok kirleten ülke de biziz. Kirli deniz ve göllerden tutulan balıklarda, plastik kalıntılarının yanı sıra civa gibi sağlığa zararlı bazı kimyasalların bulunması, birçok kişiyi balık yemekten vazgeçirebiliyor. Hem atıkların azaltılması hem de sürdürülebilir balıkçılığın desteklenmesi, balık tüketimimin devamlılığı konusunda önemli. Doğru zamanda doğru balıkların tutulması için biraz fedakârlık yapmamız gerektiğini de düşünüyorum. Nesillerin devamlılığı için kültür balıkçılığına da biraz daha alışmamız gerekiyor.