Dilara Koçak

Dilara Koçak

bilgi@mezurasaglik.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

GEZEGEN DİYETİNİ HİÇ DUYDUNUZ MU
Özellikle havalar ısındıkça ve tatil sezonları açıldıkça, ‘diyet’ kelimesi çok daha sık duyuluyor. Böyle zamanlarda her kafadan bir ses çıkıyor, birçok farklı kilo verme yöntemi ve beslenme düzeni gündeme geliyor. Ben de her defasında aynı şeyi tekrar hatırlatıyorum, kilo vermenize yardımcı olacak tek bir besin veya mucizevi bir ürün yok. Ve maalesef tek bir beslenme düzeni veya diyet programı tüm insanlar için uygun değil.
Peki en iyi diyet hangisi?
GEZEGEN DİYETİNİ HİÇ DUYDUNUZ MU
Çalışmalar, bu sorunun direkt bir cevabının
ne yazık ki olmadığını ama Akdeniz ve DASH gibi diyetlerin, sağlık üzerinde birçok olumlu etkisinin olduğunu gösteriyor. Akdeniz Diyeti, hâlâ popülerliğini korusa da son yıllarda ona ek olarak Gezegen Diyeti de
ön plana çıkıyor.
Dünyanın en prestijli sağlık dergilerinden biri
The Lancet’e göre; 37 bilim insanının üzerinde çalıştığı Gezegen Diyeti, gündemde yerini alıyor. EAT-Lancet Komisyonu’nun Özet Raporu diyor ki; dünyada 2050 yılına kadar bireylerde sağlıklı diyetlere dönüşüm kaçınılmaz olacak. Meyvelerin, sebzelerin, kuruyemişlerin ve baklagillerin küresel tüketimi ikiye katlanacak ve kırmızı etle şeker gibi yiyeceklerin tüketiminin yüzden 50’den daha fazla azaltılması gerekiyor. Bu yüzden, bitkisel kaynaklı besinler bakımından zengin ve daha az hayvansal kaynaklı besin içeren bir diyet, hem sağlığımızı hem de doğayı koruyor.

Hangi besinler var?
Gezegen Diyeti’nde, bitkisel kaynaklara ağırlık veriliyor çünkü biliyoruz ki, bir kilogram tahıl üretilmesi için, bin 500 litre su gerekirken, bir kilogram et üretilmesi için 15 bin litre su gerekiyor. Doğayı korumak adına bitkisel kaynaklara beslenmemizde ağırlık vermemiz şart! Bu yüzden tabağımızın en az yarısında sebze ve meyvelere; yaklaşık olarak beş porsiyon sebze ve meyveye (300 gram sebze ve 200 gram meyveye) yer verilmeli.
Diyette et, tavuk, balık yok mu diye düşünenleriniz varsa, tavuğun haftada birkaç kez tüketilmesine ortalama 200 gram olacak şekilde izin verilirken, kırmızı et tüketimineyse ayda bir biftek ve haftada maksimum 100 grama kadar izin veriliyor. Diyetin içeriğinde fındık,
fıstık gibi kuruyemişler, günde ortalama 50 gram (yaklaşık olarak 1.5 avuç) olacak şekilde...
Bitkisel protein kaynaklarından fasulye, nohut, mercimek ve diğer baklagil tüketimiyse, günde
75 gram yani yaklaşık
beş yemek kaşığı.
Bunların yanında
hayvansal kaynaklardan
250 ml. süte (yaklaşık bir su bardağı) beslenmenizde yer verebiliyorsunuz. Ekmek ya da pirinç gibi tam tahıllara günde 232 gram (10-12 yemek kaşığı pirinç ya da bulgur ya da 8-9 dilim ekmek) izin verilirken, günde
50 gram nişastalı sebzeleri de tüketebiliyorsunuz. Son olarak 31 gram şekere (yaklaşık altı küp şeker) ve yaklaşık 4-5 yemek kaşığı sıvı yağ da beslenmenizde var.
Görüldüğü üzere bu beslenme düzeni bizim ülkemiz şartlarında da uygulanması çok zor olan bir plan değil. Geleneklerimize döndüğümüzde ve doğala yöneldiğimizde, aslında hem doğamıza, hem bedenimize hem de geleceğimize sahip çıkabiliyoruz.