Yeni sosyal ve kültürel gelişmeler, beslenme tarzımızda bazı uyumsuzluklara neden oluyor. Atalarımızın avladığı et ve balıkları, ektikleri sebze ve meyveleri tüketmelerinin ardından, modern hayat bize çok değişik yiyecekler sunuyor. Teknolojinin ve ulaşımın sağladığı avantajlarla bu yiyeceklere ulaşabiliyoruz. Tabii bu durum davranışlarımız ve alışkanlıklarımızda önemli ölçüde değişikliklere yol açtı.
Peki ne oldu? Öğünlerin; kahvaltı, öğle ve akşam yemeği için zamanın kesin, düzenli ve dakik olduğu bir dönem vardı. Beslenme gelenekleri bir jenerasyondan ötekine geçirilirdi. Masa etrafında özel anlar kutlanır, keyifli sohbetler edilir, mevsimlere ve imkanlara göre yenirdi.
Aile yapısı değişti
Bugün özellikle büyük şehirlerde ailelerin değiştiği görülüyor. Toplumda kendi başına yemek yiyenler arttı, gelenekler giderek azaldı, neşeyle yenen yemeklerden ve yeme kalitesinden uzaklaşıldı. Daha az zamanları ve hevesleri olduğu için kadınlar daha az yemek pişirmeye başladı. Doğrusunu söylemek gerekirse erkekler de bunu üstlenmekten ya kaçınıyor ya da gerçekten becerileri yok...
Öğle yemeklerinde yeni bir tarz geliştirildi: Çalışırken yemek. Bir de alelacele ve bir sandalyenin ucuna ilişerek... Geçen hafta ayaküstü atıştırmak konusunda bir makale yazmıştım, hemen bir bölümünü hatırlatayım...
‘Beslenme ve Diyetetik Akademisi Dergisi’nde yayımlanan ve yetişkin kadınlarla yapılan bir çalışmaya göre, oturarak yemek yemek daha az yemenizi ve daha az kalori almanızı sağlayabilir. Ayrıca daha sağlıklı seçimler yapmanıza da yardımcı olur. Yine bu çalışmaya göre, yavaş yemek yiyen kadınların hızlı yiyenlere göre total kalori alımı daha düşük.
Ev yemekleri daha sağlıklı
Başka bir araştırmada düzenli öğün hazırlayıp tüketen öğrencilerin, diğerlerine kıyasla daha sağlıklı beslendiği görüldü. Bu çalışma Amerika’da özel ve devlet üniversitesinde okuyan bin 100 öğrenciyle yapıldı. Çalışmaya göre, evde kahvaltılarını ve akşam yemeklerini hazırlayan, düzenli olarak bunu tüketen katılımcılar daha sağlıklı.
Kampüsten hazır yiyecekler alıp bunları hareket halindeyken ya da teknolojik aletlerle uğraşırken tüketen öğrencilerin sağlık düzeylerinin daha düşük olduğu bulundu. Ayrıca bu öğrencilerin şekerli ve yağlı yiyecekleri tüketme olasılıkları diğerlerine göre daha yüksek.
Araştırmacılar kendi yiyeceklerini hazırlayan öğrencilerin ayaküstü hazır yiyecek atıştıranlara göre seçimlerini daha fazla düşünerek yaptığını ortaya koydu.
Görünüşleriyle sorunu olan veya depresyona meyilli kadınların öğle yemeğini atlamaya ya da sadece meyve, yoğurt veya salata yiyerek geçiştirmeye eğilimleri var. Büyük şehirlerde yaşayan insanların çoğu yakınlarındaki bir restoranda veya iş yerinin yemekhanesinde ne bulurlarsa yiyor. Üstelik kalitesinden endişe duymadan... En kötüsü de birçok insanın öğle yemeği olarak koştururken bir şeyler atıştırdığını söylemesi.
Neler yapabilirsiniz?
Siz de vakitsizlikten, özellikle de öğle yemeklerini bilgisayara bakarak, kitap okuyarak ya da telefonunuzdan epostalarınızı kontrol ederek mi yiyorsunuz? Ya da bir yakınınızın da böyle yaşadığını gözlemliyor musunuz?
Cevabınız “Evet”se önerim: Oturarak, ağzınıza attığınız her lokmanın farkına vararak, kendinizi yemeğe odaklamanız. Daha çok çiğnemek, ne yediğinizin farkına varmanızı ve daha mutlu şekilde tüketmenizi sağlar. Ayrıca daha yavaş yemenize fırsat vererek doyduğunuz anda kendinizi kontrol etmenize yardımcı olur.
Bu gerekli görevi yapmazsanız, besinler çok daha kolay ziyan edilecek, er ya da geç birçok sağlık sorunu riski taşıyan fazla kilolar tartılar üzerinde kendisini gösterecek.