Geçtiğimiz pazartesi yani 20 Mayıs, Dünya Arı Günü’ydü.
Arı denince aklınıza ne geliyor? Benim aklıma çalışkan, üretken ve kendisi küçük ama etkisi büyük bir mucize geliyor.
Evet, arıları doğanın mucizeleri olarak görüyorum ve sanırım bu fikrimde yalnız değilim. Çok uzun yıllar önce Albert Einstein, “Eğer arılar yeryüzünden kaybolursa, insanın sadece dört yıl ömrü kalır. Arı olmazsa döllenme, bitki, hayvan ve insan olmaz” demiş.
Ben de bugüne özel olarak, sizlerle Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) verilerinden, Dünya Arı Günü’ne özel okuduklarımı paylaşmak istedim.
Aslında Dünya Arı Günü, arıların ve diğer tozlayıcıların gelişebilmesi için hayatta kalma koşullarını iyileştirmek ve tozlayıcıların yaşam alanlarına ışık tutmayı amaçlıyor. Tozlaşmanın önemini biliyorsunuz. Bitkiler dünyasında, türlerin devamlılığını sağlar. Bitki türlerinin nesillerini devam ettirmeleri için ilk basamak tozlaşmadır. Arılar, yüzyıllar boyunca insanlara, bitkilere ve gezegene fayda sağlamışlardır.
Beslenmeye katkı sağlarAslında sadece arılar değil; bir çiçekten diğerine polen taşıyan, kelebekler, kuşlar, yarasalar ve diğer tozlayıcılar da gıda üretimini kolaylaştırır, iyileştirir, gıda güvenliğine ve beslenmeye katkıda bulunur.
Okuduğum rapora göre; son yıllarda, arılarının ölüm oranı neredeyse yüzde 35’e yükselmiş. Dünyada sebze-meyve gibi insan kullanımı için gerekli olan dört üründen üçü; en azından kısmen arı gibi tozlayıcılara bağlı. Arılar yaşam demek, onlarsız, yemeye alışkın olduğumuz ürünlerin çoğu da tehlikeye giriyor. Mevcut türlerin neslinin tükenme oranları,
insan etkileri nedeniyle normalden
100 ila 1000 kat daha yükseliyor. Böcekler büyük olasılıkla gelecekteki biyoçeşitlilik kaybının büyük bölümünü, özellikle arılar ve kelebekler gibi omurgasız tozlayıcı türlerin yüzde 40’ını, tükenme tehlikesiyle karşı karşıya bırakacak gibi görünüyor.
Ekosistemi korurTozlayıcılar, yükselen bir dünya nüfusunun sürdürülebilir bir şekilde beslenmesinde, biyoçeşitliliğin ve canlı bir ekosistemin korunmasına yardımcı olmada önemli bir rol oynar.
Tozlayıcıların azalması, gıda geleceğimiz için önemli etkiler yaratabilir. Yoğun tarım uygulamaları, arazi kullanımındaki değişiklikler, pestisit kullanımı ve daha aşırı hava olayları, maalesef tozlayıcıların sayısında endişe verici düşüşe
sebep oluyor.
Arı gibi tozlayıcıların yokluğu, en azından elmalar, avokadolar, armutlar ve balkabakları da dahil olmak üzere tozlaşmaya bağlı olan dünya mahsullerinin 4’te 3’ünü tehlikeye atar. Tozlaşmaya bağlı mahsul yetiştiren küçük çiftçilerin çoğu için, tozlayıcıların azlığı, daha az gelir, daha fazla açlık ve yetersiz beslenmeye karşı savunmasızlık anlamına geliyor. Dolayısıyla tozlaşmayı artırmak tarımsal verimi ve kaliteyi artırmaya
da yardımcı olur.
İşte faydaları...Arı denince aklımıza ilk olarak bal geliyor ama arılar birbirinden farklı ve faydalı besinlerin oluşmasına katkı sağlıyor. İşte bunlardan birkaçı;
Propolis: Arıların bitkilerin yaprak, sap ve tomurcuklarından topladıkları çok güçlü antioksidan ve antimikrobiyal etkilere sahip, tamamen doğal bir arı ürünüdür. Arılar tarafından, kovandaki mikropları yok etmek ve sterilizasyon için kullanılır. Düzenli tüketildiğinde bağışıklığı güçlendirerek hastalanma sıklığının azalmasına yardımcı olur. Buna bağlı olarak antibiyotik kullanımını da azaltır. Vücutta sağlıklı ve canlı hücre sayısını arttırdığı da kanıtlanmıştır.
Ham bal: Kovandan çıktığı haliyle tüketime sunulan doğal baldır; pastörize ve filtre edilmemiştir. Pastörizasyon, yani yüksek sıcaklıkta ısıtma işlemi, aslında bal için gerekli bir işlem değil. Yapılmasının sebebi, balın kristalleşmesini önlemek. Halbuki bu son derece doğaldır ve önlenmesine gerek yoktur. Pastörizasyon balın içerisindeki bazı enzimlerin ve fenolik ile flavonoid yapıdaki bazı değerli bileşenlerin; filtrasyon ise balın içerisindeki polenlerin azalmasına neden olur. Ham bal, pastörize ve filtre edilmediğinden, besin içeriği korunur. Bu haliyle antibakteriyel aktivite gösterir.
Arı sütü: Arılar tarafından üretilen, propolis ve baldan farklı bir üründür. Arılar bunu, yavru arıları beslemek için vücutlarından salgılar. Düzenli tüketiminin çocuklarda bedensel ve zihinsel gelişmeyi desteklediği, beyin aktivitesini geliştirici etkilerinin olduğu bulunmuştur. Ayrıca, ciltte kolajen sentezini artırdığı, bunun yanı sıra kadınlarda yumurta sayısı, erkeklerde de sperm kalitesini artırarak doğurganlık üzerine etkilerinin bulunduğu kanıtlanmıştır.