Siz de yaklaşan tatil planları nedeniyle hızlı kilo vermek mi istiyorsunuz? Ne kadar gayret etseniz de istediğiniz kadar hızlı olamadığınızı mı düşünüyorsunuz? “Diyet yapmaya nereden, nasıl başlayacağım?” “Bu kiloları nasıl verip geri almayacağım?” Bu gibi soruları kendinize sormaya başladığınız zaman, kilo vermek için çareler aramaya başlarsınız.
Ancak bazı kişilerin çareyi bilgide aramamaları; sadece kulaktan dolma ve eksik bilgilere dayanarak kendilerinin diyetisyeni olduklarını görmek çok üzücü… Bazı kişiler yediklerinin kalorilerini hesaplayarak, bazı öğünleri atlayarak ve her zamankinden fazla yürüyerek tartının onları mutlu etmesini bekliyor. Ama tık yok… Neyi eksik yapıyorlar? Nedir eksik olan? Eğer siz de bu soruları kendinize soruyorsanız, cevabını vereyim. Eksik olan çok önemli dört şey var:
1. Sadece ilgili değil, bilgili de olmak:
Kilo vermek gerçekten zor mu? Aslında hayır. Ama sadece bilgili yaptığınız zaman kolay. Peki o halde “Diyet yapmak zor” ya da “Diyetler yararlı olmuyor, kilo veremiyorum” ifadeleri nereden geliyor? İnanın, bilgi eksikliğinden.
Okuduğum bir kitapta yazar şöyle diyordu: “Başarılı olmak isteyen bazı insanların başarının şans, alın yazısı veya sahip olmadıkları bazı şeylere bağlı olmadığını öğrenmemeleri büyük bir talihsizliktir. Cehalet yerine bilgiyi seçselerdi, önlerinde duran duvarın harç ve tuğladan değil, sadece karton ve tutkaldan yapılmış olduğunu fark edeceklerdi.”
Kilo vermek isteyen birçok insanın “Sabah kahvaltısını kestim, ağzıma ekmek, makarna, pilav koymuyorum”, “Birkaç kilo verdim ama daha fazla veremiyorum” veya “Arkadaşım kilo verdi ama hepsini fazlasıyla geri aldı” diye yakınmalarını duymak çok üzücü. Bu yüzden ‘Afiyetle Diyet’ kitabımda ‘diyetler neden yarım kalıyor’u anlatıyorum ve birçok insanın faydalandığını görmek beni çok mutlu ediyor.
2. Bilgiyi doğru kaynaktan almak:
Bir diyetisyen olarak, sosyal medyanın tüm kanalları dahil çeşitli mecralarda yazarak, seminer ve konferanslar vererek, TV programları yaparak en büyük arzum, daha sağlıklı beslenmek, kilo vermek / almak veya çeşitli sağlık sorunları nedeniyle belirli bir diyet programıyla beslenmek isteyenlere doğru bilgileri verip güvenilir bir kaynak olmaya çalışmak.
Bilgi kirliliğinin hızla artığı günümüzde uzman olmadığı halde konuşanların sayısı da artıyor. Burada da en büyük sorumluluk yine bizlere düşüyor. Uzman olmayan kişilerin söylemlerine kulak asmamak ve her işi uzmanına danışmak gerekiyor.
3. Sorumluluğu paylaşmak:
Ben daha sağlıklı beslenmeniz, kilo vermeniz ya da almanız için rehberiniz olabilirim ama yaşam tarzınızı değiştiremem. Bunu ancak siz gerçekleştirebilirsiniz. İnsanların bir diyetisyenden bahsederken “Şu kadar kilo verdirdi ya da verdiremedi” demeleri beni çok şaşırtıyor, üzüyor.
Değişmesi gereken diyetisyen değil ‘siz’siniz. Kimse kimseyi değiştiremez. Kiloları öyle istediği için o kişi kendisi verir, bu o kişinin bir seçimdir. Bu bir insan doğası gerçeğidir. Bu nedenle böyle bir sorumluluğu paylaşmak çok önemli.
4. Bildiklerinizi yaptıklarınıza dönüştürün:
Bilgi çok önemlidir ama bizi başarılı yapan bilgi değildir. Asıl başarı aldığımız bilgileri uygulamaktır. Biz eğer sağlıklı beslenmek, kilo vermek veya verilen kiloları geri almamak istiyorsak, bilgi almalı ve aldığımız bilgileri özdisiplinle uygulamalıyız.
Öğünleri atlamak, diyet yapmak değildir
Aç kalmak, bizi zayıf yapmadığı gibi sağlıklı da yapmaz. Sinirli, hasta, hüzünlü yapar. Daha az yemek, yağ yakmaya yol açmaz. Bunlar ve bunlar gibi birçok teknik konuda bilgi sahibi olmanın yanında diyetin psikolojisi hakkında da bazı bilgilere sahip olmanız gerekir.
Örneğin kilo vermek için diyet yapıyorsanız ve her gün tartılıyorsanız, kısa bir süre sonra ibrenin oynamadığını görüp, diyetten vazgeçebilirsiniz. Belki de yağlarınız kas haline dönüşmüş ve kaslar da daha ağır çektiğinden kilo veremediğinizi düşünmüş olabilirsiniz. Burada yanlış olan kilo verememek değil, bilgisizliktir. Daha da kötüsü bilmediğini bilmemek, doğru bildiğini zannetmektir.