Yılladır kilo kaybetmeye çalışıyor ve başarısız oluyorsanız, sonunda da umudunuzu yitirdiyseniz, bu yazı tam da izin için. Büyük olasılıkla bazı şeyleri, özellikle psikolojik hazırlığı göz ardı ettiyseniz, başarısızlığınızın sebebi bu olabilir. 20 senelik deneyimlerim gösteriyor ki kilo vermeye çalışan birçok insan, aç kalması ya da menünün zorlaması nedeniyle değil, psikolojik nedenlerle diyetten vazgeçiyor.
Sıkılmak veya verdiği kilodan memnun kalmamak, anlık sapma arzusu veya mahrumiyet hissi en çok karşılaşılan duygu durumları oluyor. Ancak bazı bireyler, diyet planlarını veya ailevî sorunlarını ya da genetik yapılarını suçlayarak, vazgeçme nedenlerini açıklamaya çalışıyor. Bu işlem defalarca kendini tekrarlıyor. Bazıları, gerçek başarısızlık nedenlerinin ne olduğunu asla fark etmeden, senelerce başarısızlık yaşıyor...
Kilo kaybı neler kazandıracak?
İster 10 kg. ister 110 kg. vermek isteyelim, yaşam tarzımızla birlikte birkaç yeme alışkanlığımızı da değiştirmemiz gerek. Bunun için ilk gün veya ilk hafta zor gelmeyebilir. Çünkü, genelde hevesimiz ihtiyacımız olan motivasyonu sağlar. Ancak, tipik olarak 2 - 3 hafta içinde yeni beslenme tarzımız, her zamanki yeme alışkanlıklarımızla çatışmaya başlar. Buna hazırlık yapmadıysak, diyete devam etme arzumuz solar.
Diyetimizi daha iyi kilo ve forma pasaport olarak görmek yerine, büyük bir yük ve mani olarak görürüz. Bu artık ‘istediğimiz’ için değil, ‘mecbur olduğumuz’ için yaptığımız bir şey haline gelir.
Bu sorunun üstesinden gelmek için, amacımızın çok net olması gerekir. Çünkü sadece ileride ‘çok net bir fayda’ olursa, kötü alışkanlıklarımıza geri dönme dürtüsüne karşı gelebiliriz.
Hatırlamanız gereken, ‘yapmam gerekiyor’ diye hissettiğiniz anda, diyet düşmanınız haline gelir. Vergi ödemek, tavan arasını temizlemek gibi. Ve motivasyonunuz pencereden uçar…
Uzun süreli diyet yapmak ve bunu yaşam tarzı haline getirebilmemiz için, ‘mecbur olmak’ değil, ‘istemek’ gerekir.
Mükemmellik her zaman iyi değildir
Diyet yapan birçok kişi mükemmel olmaya çalışıyor, sonuç olarak da, mesela bir hafta sonunda aşırı yiyerek raydan çıktığında başarısızlıklarını hoş göremiyor ve büyük bir suçluluk duygusuyla bunalıyor. Bu sapma aslında önemsiz olsa bile, bireyi yıpratıyor. Çünkü asıl zararı suçluluk duygusu veriyor, aşırı yemek değil.
Alınması gereken ders: diyet yaparken mükemmel olmaya çalışıp zaman kaybetmeyin. Bu sizi suçluluk duygusuna ve başarısızlığa götürür. Hata yapacağınızı kabul edin ve yaptığınızda da sizi durdurmasına izin vermeyin. Hataları bir öğreti olarak görün. Böylece suçluluk duygusunu engeller, diyete daha kolay dönersiniz.
Diyeti bir yarış gibi görmeyin