Dilara Koçak

Dilara Koçak

bilgi@mezurasaglik.com.tr

Tüm Yazıları

Son zamanların en popüler konularından birisi, bağırsaklarımız. Ortalama 100 trilyon bakteriye ev sahipliği yapan bağırsaklarımız, artık ikinci beynimiz olarak adlandırılıyor.

Biliyoruz ki; bağırsaklarımızda yaşayan bakterilerin bazıları iyi, yani bağırsağa dost probiyotik bakteriler. Bazıları da patojen, yani kötü bakteriler. Sağlıklı bireylerin bağırsaklarında iyi bakteriler, kötülere oranla daha fazladır.

Yeni çalışmalar ortaya koyuyor ki, bağırsaktaki bakteriler aslında anne karnındayken oluşmaya başlıyor ve sonrasında birçok şey de bu bakterilerin çeşidini ve dağılımını etkileyebiliyor. Probiyotik açıdan zengin beslenmedeki amacımız da, iyi bakterilerin bağırsaklardaki egemenliğini artırarak fayda sağlamalarına yardımcı olmaktır.

Haberin Devamı

ÇOCUKLAR İÇİN PROBİYOTİK

Nelere iyi gelir?

Probiyotikler, bağırsağa dost bakteriler olarak bilinseler de etkileri sadece bağırsaklarla sınırlı değildir ve genel sağlık için de çok faydalıdır. Probiyotik destekli bir beslenme, her yaş grubu için önemlidir ve böylece birçok hastalığa karşı korunmak mümkündür. Özellikle çocuklarda da probiyotikten zengin beslenmek;

- Enfeksiyon, besin zehirlenmesi veya antibiyotik kullanımı nedeniyle oluşan ishal tedavisine,

- İdrar yolu enfeksiyonlarının tedavi ve
önlenmesine,

- Kabızlık, ishal, gaz sıkışması sindirim
sıkıntılarını azaltmaya,

- Sosyal anksiyetenin azaltılmasına,

- Egzema gibi bazı cilt hastalıklarının
tedavisine,

- Alerjik semptom ve bulguların önlenmesine,

- Bağışıklık sisteminin güçlendirilmesine yardımcıdır.

Psikiyatri Araştırma dergisinde yayımlanan yeni bir çalışmaya göre ‘dost’ bakteriler, sosyal anksiyetenin azaltılmasına da yardım ediyor. Çalışma psikoloji sınıfına kayıtlı çoğunluğu kız öğrencilerden oluşan 700’den fazla kişiyle yapıldı. Katılımcılar, yoğurt ve lahana turşusu gibi fermente ürün tüketimlerinin sorulduğu bir anket formu doldurdu. Ayrıca sosyal anksiyete, kaygı, öfke ve depresyon gibi kişilik özelliklerini sorgulayan ek bir anket de uygulandı.

Araştırmanın sonunda, probiyotikten zengin fermente ürün tüketenlerin, sosyal anksiyete, depresyon ve diğer duygu durumu bozukluğuna yakalanma olasılıklarının düşük olduğu bulundu.

Haberin Devamı

ÇOCUKLAR İÇİN PROBİYOTİK

İlk probiyotik besin: Anne sütü

Anne sütü ise, bebeklerin ilk tanıştığı en doğal ve en güçlü probiyotik besindir. Karbonhidrat içeriği, bebek için bağırsaklardaki dost bakterilerin artışını kolaylaştıracak şekildedir. Bebeklerinize anne sütü vermenin önemini bildiğinizi biliyorum, ama ben yine de her açıdan ilk altı ay sadece anne sütünün önemini vurgulamak ve hatırlatmak istedim.

Yapılan çalışmalara göre; anne sütüyle beslenen bebeklere oranla, diğer bebeklerin sindirim sistemindeki düşük probiyotik bakteriler, çocukluk çağında daha yüksek astım ve alerjiyle ilişkilendirilebiliyor.

Yoğurt ve kefirin faydaları

En iyi probiyotik kaynaklarından biri olan yoğurt, yemeklerin yanına çok yakışıyor. Mutlaka çocuğunuzun her öğününde masaya yoğurt koymaya özen gösterin. Sadece yemeklerin yanına tamamlayıcı lezzet olarak değil, ara öğünlerde de yoğurtla eğlenceli ve farklı tatlar yaratabilirsiniz. Taze meyve, tarçın ve bademle, blenderdan geçirdiğiniz yoğurdu birkaç saat buzdolabında bekleterek, minikler için çekici bir ara öğün seçeneği oluşturabilirsiniz.

Haberin Devamı

Kefir, genelde çocuklar arasında ekşimsi tadı sebebiyle süte göre daha az tercih edilebiliyor. Ama bunu da sevdirmek bizim elimizde. Ara öğünde smoothie’leri süt yerine kefirle deneyerek, çocuğunuzun daha fazla probiyotik almasını sağlayabilirsiniz. İçine ekleyeceğiniz keçiboynuzu unu, muz, tarçın ve buz parçalarıyla, eminim eğlenceli bir hale gelecektir.

ÇOCUKLAR İÇİN PROBİYOTİK

Şekeri sınırlayın!

Amerikan Kalp Derneği, özellikle 2-18 yaş grubu arasındaki çocukların, günde 25 gramdan daha fazla basit şeker tüketmemesi gerektiğini söylüyor. Basit karbonhidratlardan oluşan şeker ve şekerli besinler, bağırsaklardaki iyi bakterilerin azalmasına ve kötülerin çoğalmasına neden oluyor. Bu nedenle bu grup yiyeceklerin sınırlandırılması hem obeziteyi önlemek hem de bağırsak sağlığını korumak açısından önemlidir.