Cildinizi dışarıdan krem ve farklı tekniklerle desteklemenin yanı sıra besinlerin de gücünü keşfetmeniz için, yeni okuduğum bir makaleyi sizlerle paylaşmak istedim
Güzel ve parlak bir cilde sahip olmayı hepimiz istiyoruz. Günümüz teknolojisinde nano boyutta hazırlanmış kremler ve ameliyatsız cilt gençleştirme metotları her gün gelişiyor. Oysa besinlerin gücü, elimizin altında, yeter ki dengeli şekilde tüketelim ve farkında olalım. Daha parlak ve elastik bir cilt için hangi besinin nasıl işe yarayacağına bakalım. Ancak genetik faktörlerin de bu konuda etkili olduğunu da unutmayın.
Cevizle cildinizi yumuşatın: Ceviz, cildin elastikiyetinin gelişmesini sağlayan, omega-3 yağ asitleri içerir. Kuruyemişler içerdikleri bakırla kolajen yapımını destekler. Her gün ara öğün olarak 2-3 tam ceviz tüketmek, cildin dokusunu iyileştirir.
Sebzeler kaz ayaklarıyla savaşıR: Araştırmalar, yeşil ve sarı renkli sebzeleri düzenli olarak tüketen bireylerin özellikle göz çevresinde daha az kırışıklık olduğunu ortaya çıkardı. Ayrıca yeşil ve turuncu sebzelerde bulunan karotenlerin, cildin güneşe karşı hassasiyetini azalttığı biliniyor.
Ayçiçeği çekirdeğiyle canlanın: Ayçiçeği çekirdeği, E vitamini bakımından zengin. Cildinizin en üst tabakasını güneşten koruyucu etki gösterir. Cilde sıkılık kazandıran bir protein olan kolajen üretimini harekete geçirir. Yıllar içinde, cildimizdeki kolajen düzeyi azalır, bu yüzden cildin bu doğal besleyici sistemini etkinleştirmek çok önemli. Günde küçük bir avuç ay çekirdeği yenebilir.
Barbunyayla pürüzsüzleşin: Barbunyanın çinko içeriği yüksek. Araştırmalar, düşük çinko seviyesiyle ciltte oluşan lekeler-yaralar arasında ilişki olduğunu gösteriyor. Cildinizin pürüzsüzlüğü için günde 100 gr. barbunya tüketmeniz yeterli.
Soyayla renginizi dengeleyin: Soya sütüyle hazırlanmış latte veya soya filizi eklenmiş salata, ciltte oluşan farklı renklenmeyi engeller. Soya, içerdiği mineral ve proteinle ciltteki pigmentasyonu artırır ayrıca güneş nedeniyle oluşan lekelerin önlenmesini sağlar.
Yulafla daha genç görünün: Yulaf, diğer tahıllara göre daha yüksek oranda posa içerir. Ayrıca demir, manganez, çinko ve E vitamini, tiamin, niasin, riboflavin, folatla B grubu vitaminlerinin iyi kaynakları arasında. Yüksek lif içeriğiyle kan şekerini dengede tutar. Kan şekerindeki dengesizlikler vücuttaki androjen seviyesini yükseltir ve kırışıklıklara yol açar. Yulaf ayrıca ciltteki yaraların iyileşmesini sağlar.
Yeşil çayla kızarıklıkları yatıştırın: Yeşil çayda bulunan ‘epi-gallo-kateşin-3-gallat’ adı verilen ve kısaca EGCG olarak isimlendirilen madde, kızarıklık oluşumunu azaltır. Ayrıca araştırmalar, yeşil çayın vücuttaki enfeksiyonla savaştığını gösteriyor.
Narla kalkan oluşturun:
Nar, çok iyi bir anti-oksidan kaynağı. Narın içeriğindeki polifenoller, serbest radikallerle savaşır ve ciltteki kan akışını düzenler, tene pembelik kazandırır. Günlük, bir orta boy nar veya bir çay bardağı nar suyu tüketmeye özen gösterin.