Tamamen yerel yiyecekleri bir yıl boyunca yemenin, haftada bir gün vejetaryen beslenmekle benzer oranda çevreyi koruduğunu biliyor muydunuz? Çünkü et ürünlerinin, bitki enerjisinin hayvan enerjisine verimsiz dönüşümü nedeniyle, tahıl veya sebzelerden daha büyük karbon ayak izleri bulunuyor. Yani sıklıkla tüketilen sığır, koyun ve keçi gibi geviş getiren hayvanların, karbon ayak izi üzerine daha büyük etkisi vardır.
Geçtiğimiz yıllara kadar menü planlarken, hep kalori ve besin değerlerini göz önünde bulundurduk. Fakat artık ben besinlerin kalorisinden ziyade, karbon ayak izinin konuşulması gerektiğini düşünüyorum. Daha çok tahıl, daha az hayvansal kaynaklı et tüketerek bile, gezegenimizi yaşanabilir hale getirebiliriz. Bu konuda son okuduğum bir araştırmayı paylaşmak istiyorum sizlerle...
Hem sağlıklı hem etkili
Minnesota ve Oxford Üniversitesi’nde yapılan yeni bir araştırma, sağlıklı bir diyetle beslenmenin, tarım ve gıda üretiminin çevresel etkilerini belirgin şekilde azaltabileceğini söylüyor.
Ulusal Bilimler Akademisi (Proceedings of the National Academy of Sciences-PNAS) Dergisi’nde yayımlanan raporda, bazı gıdaların sağlık üzerine olumlu etkilerinin yanında, en düşük çevresel etkilere sahip olduğu ve kırmızı et gibi gıdaların hem sağlık hem de çevresel açıdan zararlı olabileceği sonucuna ulaşılmış.
Araştırmacılar, ortalama
15 farklı gıda grubunun, tüketilmesinin hem sağlık hem de çevresel etkilerine bakmış. Çalışmanın sonucuna göre; tam tahıllı ürünler, meyveler, sebzeler, baklagiller, fındık ve zeytinyağı gibi besinlerin, sağlık üzerine iyileştirici etkileri olmasının yanında, en düşük çevresel etkiye sahip olduğu bulunmuş.
Bunların yanında hastalık risklerinde en büyük artışa sahip yiyecekler arasında işlenmiş ve işlenmemiş kırmızı et, özellikle sığır, koyun eti ve keçi gibi besinler yer almış. Aynı zamanda bunlar, çevresel etkileri en fazla olan kategoride değerlendirilmiş.
Çalışmada şaşırtıcı olan iki sonuçsa, balık ve şekerli içeceklerde elde edilmiş. Balıklar sağlıklı beslenmenin olmazsa olmazlarından olmasına rağmen, orta derecede çevresel etkiye sahip bulunmuş. Şekerli içeceklerinse, sağlığı olumsuz etkileyen ama düşük çevresel etkiye sahip olduğu belirtilmiş.
Düzeni değiştirin2016 yılında Dünya Kaynakları Enstitüsü
(World Resources Institute-WRI) tarafından ‘Sürdürülebilir Gıda Geleceği için Beslenme Şeklini Değiştirmek’ raporu yayımlandı.
Tüketicilerin beslenme tercihlerinde yapacağı küçük değişimler, tarımsal kaynak kullanımı ve çevresel sorunların azaltılmasında büyük farklar yaratabiliyor. Bu noktada küresel düzeyde yüksek kalori alan, daha çok protein ve sığır eti tüketen toplumlarda, hayvansal protein ve sığır eti tüketimi azaltılabilirse, 310-640 milyon hektar doğal tarım alanının yok olmaktan kurtarılabileceği ön görülüyor. Bu rakamlar oldukça çarpıcı...
Bitkisel bazlı diyetlerBunların yanında yapılan çalışmalar, bitkisel gıdalardan yüksek, hayvansal gıdalardan düşük diyetlerle beslenmenin, kalp krizi, inme veya diğer kardiyovasküler hastalıklarla ilişkili ölüm riskini azalttığını söylüyor. Bu demek oluyor ki, beslenme düzenimizde hayvansal kaynaklı ürünleri en aza indirerek, bitkisel besinlere ağırlık vermek, sağlığımızın yanında toprağımızı ve gezegenimizi de korumaya yardımcı oluyor.