Dilara Koçak

Dilara Koçak

bilgi@mezurasaglik.com.tr

Tüm Yazıları

Araştırmalar, bu soruya “Hayır” yanıtını veriyor. Ancak sağlıklı düzeylerde alınan C ve D vitaminin viral bir enfeksiyonun ilerlemesini yavaşlattığına dair pek çok gözlem ve çalışma var

Bu iki vitamin, bağışıklık sistemi için çok önemli ama hastalığın önlenmesinde mucizevi bir sonuç beklemek doğru olmaz. Bu vitaminlere biraz yakından bakalım:
1970 yılında C vitamininden ‘soğuğa çare’ diye bahsedilmeye başlandığında, Nobel ödülü sahibi biyokimyacı Dr. Linus Pauling, büyük dozlarda kullanmanın soğuk algınlığının süresini ve sıklığını azaltmada etkisi olabileceğini söylemişti. Önemli bir anti- oksidan olan C vitamini; kas, kemik ve kan damarlarını korumaya yardımcı olur. Yüksek dozlarda kullanıldığında virüslerin çoğalma yeteneğini azaltır.
C vitamini, birçok meyve ve sebzede doğal bulunan, her gün vücuda alınması gereken önemli bir vitamin. Yetersiz beslenme durumunda dışarıdan destek olarak da alınabilir. Aslında hasta olun veya olmayın C vitamini, genel sağlınız için her zaman çok önemli.

Günlük miktarlar
Günlük alınması gereken C vitamini miktarı, genel olarak kadınlarda 75, erkeklerde de 90 mg. Bu dozların üzerine çıkılması sorun yaratmaz hatta sigara içenlerde ve bağışıklık sistemini güçlendirmek isteyenlerde daha fazla alınması da önerilir. Ancak günde 2000 mg.’den fazla C vitamini alırsanız bulantı, ishal veya böbrek taşı gibi sorunlarla karşılaşabilirsiniz.

Başka hastalıklarda etkili
D vitamininse bağışıklık sisteminde önemli bir rol oynadığı bilinir ancak soğuk algınlığı ve gribe yakalanan yetişkinlerde sadece vitamin desteğinin iyileştirici bir sonucuna klinik çalışmalarda rastlanmadı. Birçok araştırma, D vitamini eksikliğinin kalp hastalığı, depresyon, raşitizm, kognitif bozukluk ve kanser gibi sağlık sorunlarında bir neden olabildiği konusunda hem fikir. Tüm bunlara rağmen yine de D vitamininin virüs başlangıcını önlemeye katkısının olduğunu gösteren bir çalışma yok.
‘Amerikan Tıp Derneği’ dergisinde yayımlanan bir çalışmada, yeni Zelandalı 322 sağlıklı birey, 18 ay takip edildi. Bu bireylere yüksek dozlarda D vitamini verilmesine rağmen yine de enfeksiyona yakalandıkları gözlemlendi. Bu araştırmanın bize ışık tuttuğu gibi, yüksek seviyelerde vitamin desteğiyle hastalıktan korunmak tek başına yeterli değil. Ama vitamin yetersizliğinde uzun dönemde kronik hastalıkların ortaya çıkması da mümkün.

O zaman ne yapmalı?
Yapılması gereken, dengeli ve yeterli beslenme kuralları çerçevesinde yaşamaya özen gösterirken eksikliği oluşabilecek vitaminlerin kontrollü şekilde dışarıdan alınması. Aynı durum C ve D vitamini için de geçerli. Eğer bu vitaminleri düşük düzeyde alıyorsanız, bağışıklık sisteminiz zayıflayabilir, viral enfeksiyonlara yakalanma riskiniz artabilir. Hep söylediğimiz gibi vitamin alımında denge esastır, hastalandığınızda aldığınız dozlara dikkat etmelisiniz. Bazı durumlarda yarardan çok zarara neden olabilir.

Haberin Devamı

D VİTAMİNİ HAKKINDA

Haberin Devamı

D vitamini, ‘güneş vitamini’ olarak da adlandırılır çünkü vücut ışığına yanıt olarak üretilir. Aynı zamanda balık, yumurta ve süt ürünleri gibi besinlerde de bulunan bir vitamin. Sağlıklı ve çeşitli beslenmeyle bireyler, günde yaklaşık 100-150 IU D vitamini alabilir. Ancak D vitamini yetersizliği belirlenmiş bireyde sadece besinlerle fayda elde etmek pek mümkün olmaz. Bu durumda mutlaka hekim önerisiyle dışarıdan destek almak gerekir. Çünkü eksikliği kadar aşırı alımı da tehlikeli.

4 Güneşli havalardan faydalanın. Güneşin tepede olduğu saatler dışında, haftada 2-3 gün 15-30 dakika arasında dışarı çıkın. Koyu ten rengine sahip olanlarda, D vitamini sentezi daha zor. Açık tenlilerdeyse 10-15 dakika yeterli.
4 Yeterli D vitamini almadığınızı düşünüyorsanız mutlaka kan testi yaptırın. ‘25 hidroksi-kolekal-siferol D testi’yle vitamin seviyenizi öğrenebilirsiniz. Kandaki değeriniz 20 ng/ml. veya yüksekse yeterli, daha azsa eksiklik var demektir. Ölçümlerin mevsim değişiklikleri göz önüne alınarak yılda en az iki kez yapılmasında fayda var.