Astım gelişiminin genetik ve çevresel olmak üzere farklı nedenleri olabilir. Hava kirliliği, beslenme alışkanlıklarındaki değişiklikler, enfeksiyonlar, coğrafik yerleşim, mevsim ve yükseklik, çevresel faktörler arasında sayılabilir.
Son yıllarda astımın görülme sıklığındaki artış, çevresel faktörlerin hastalık üzerindeki etkisinin yoğun olduğunu düşündürüyor.
Sekiz haftadan daha az anne sütü alan bebeklerde astım riskinin arttığı bilinir. Özellikle ilk dört ay anne sütüyle beslenmenin, altı yaşına kadar astıma karşı belirgin koruyucu etkisi bulunur. Diğer birçok yararlı ve koruyucu faktör de göz önünde bulundurulduğunda anne sütü ilk altı ay tek başına verilmeli. Anne sütünde bulunan pek çok savunma sistemi hücreleri, büyüme faktörleri, vitaminler, proteinler ve yağlar yaşamın ilk gününden itibaren bebeği korur.
OMEGA-3 YAĞ ASİDİ TÜKETİN
Oda ısısındaki katı yağlara genel olarak doymuş, sıvı yağlara ise doymamış yağ diyebiliriz. Omega-3 ve omega-6 yağ asitleri, çoklu doymamış yağ asitleri. Diyetle alınan omega-3 ve omega-6 yağ asitlerinin astımın gelişiminde etkileri var.
Omega-6, hazır gıda tüketen ve dışarıda yemek yiyenlerin en fazla aldığı yağ çeşididir. Bu sebeple aşırı alımı önerilmez. Omega 6’nın aksi etkisi yapan omega-3 ise astım için iyi bir seçimdir. Astım üzerindeki olumlu etkilerinden dolayı omega-3 yağ asitlerinin önemli kaynağı olan balığın tüketimi artırılmalı, haftada en az iki kez balık yenmeli. Keten tohumu, fındık ve ceviz gibi bitkisel kaynaklarda da omega-3 yağ asidi bulunur.
VİTAMİNLERİ UNUTMAYIN
Oksidatif stres, astım ve diğer solunum yolları hastalıklarında önemli rol oynar. Anti-oksidanlar, oksidatif stresi azaltmaya çalıştıkları için astımda beslenmenin önemli aktörlerinden biri.
Anti-oksidan özellikte vitaminler olan A, C ve E vitaminlerinin astımın oluşumunda, hastalıktan korunmada veya semptomları azaltmada önemli etkileri mevcut.
A vitaminini en çok balık, karaciğer, süt ve süt yağı, yumurta sarısından alabilirsiniz. A vitamini öncüsü karotenoidler, en çok sarı, turuncu ve yeşil sebze-meyvelerde bulunur.
E vitaminin en zengin kaynakları arasında; yeşil yapraklı sebzeler, yağlı tohumlar ve bunlardan elde edilen yağlar, sert kabuklu meyveler, tahıl ve kuru baklagiller var.
Solunum yolunu stresten korumada selenyum ve magnezyum çok önemli mineraller. Selenyumun vücuttaki en önemli görevlerinden biri, organizmayı oksidatif hasara karşı korumak. Selenyum aynı zamanda Evitaminin etkisini de artırır. Selenyumun zengin kaynakları, deniz ürünleri ve sakatatlar.
Magnezyum insanlar için elzem olan minerallerden biri. Özellikle akut astım tedavisinde kullanılabileceği belirtilir. Magnezyumun en iyi kaynakları arasında; tahıllar, yeşil sebzeler, süt ürünleri, yağlı tohumlar ve kuru baklagiller bulunur.
LİFLİ BESİNLER YİYİN
Son dönemde hangi konudan bahsetsem mutlaka lifli besinlere değinmeden geçemiyorum. ‘Natural Medicine’ dergisinde yayımlanan bir araştırmaya göre, bol lifli yiyecekler, akciğerlerdeki iltihabı azaltıyor.
SODYUMUN DA ETKİSİ VAR
Sodyum, vücudumuzda en fazla bulunan minerallerden biri. Kentleşmenin artışıyla birlikte bireylerin sodyum tüketimleri arttı. Sodyum tüketimindeki artışla astımın görülme sıklığındaki artış arasında ilişki olabileceği düşünülüyor. Yüksek tuz içeren diyetlerin bireylerde bronşiyal reaktiviteyi etkilediği tahmin ediliyor.
Potasyumsa hücre zarının geçirgenliğinde rol oynar. Bu etkileri nedeniyle astımda oluşan inflamasyon ve hava yolu hiperaktivitesine karşı gelişen hücresel yanıtı etkileyebileceği üzerinde duruluyor. Çalışmalar, astımlı bireylerin düşük tuzlu diyetler tüketmelerinin yararlı olacağını gösteriyor.