Dilara Koçak

Dilara Koçak

bilgi@mezurasaglik.com.tr

Tüm Yazıları

Alkali diyet ve alkali su kavramlarını eminim duymuşsunuzdur. Diyetin alkali yönünde değiştirilmesinin sağlığı geliştireceği, hatta kanser gibi hastalıkların engellenmesine bile yardımcı olabileceği ileri sürülüyor.

Peki alkali diyet gerçek mi?

Zaman zaman mucizevi besinler ve diyetler öne sürülüp, popüler oluyor. Bütün bunlar konuşulurken, her zaman makaleleri takip ederek, kanıta dayalı verileri sizlere sunmaya çalışıyorum. Konu insan sağlığı olduğunda, ispat edilen verilere dayanmayan hiçbir beslenme programının sağlığın korunmasında veya geliştirilmesinde rol alamayacağını düşünüyorum. İşte alkali diyetin gerçekleri...
pH seviyesini daha önce duymuşsunuzdur, bir maddenin asit ya da alkali durumunu simgeler.

ALKALİ DİYET NEDİR

Haberin Devamı

0 pH değeri tamamen asidik, 7 nötr, pH 14 ise tamamen alkali kabul edilir. pH seviyeleri vücudumuzun her bölümünde aynı değildir, örneğin midemiz daha asidiktir. Ama kanımızın pH’ı her zaman belirli bir aralıktadır (7.35-7.45) ve vücut, kan pH’ını bu aralıkta tutmak üzere programlanmıştır.

Kan pH’ındaki çok küçük değişiklikler, vücutta enzimatik reaksiyonları ve fizyolojik olayları çok ciddi şekilde etkiler. Tedavi edilmezse, ölümle bile sonuçlanabilir.

Alkali diyet, tükettiğimiz besinlerin vücudumuzun asit ve alkali dengesini değiştirebileceği düşüncesine dayanır. Oysa ki yapılan çalışmalar, yediklerimizin yalnızca idrarımızın asit veya alkali miktarını değiştirebileceğini gösterir. Bununla birlikte, idrar pH’ı, genel vücut pH’ının ve sağlığın çok zayıf bir göstergesidir. Çünkü bu pH değeri, diyet dışındaki birçok faktörden de etkilenebilir.

Bu teoriye göre, asidik etki gösteren ve tüketilmemesi gereken besinler; et ve et ürünleri, kümes hayvanları, balık, yumurta, süt ve süt ürünleri olarak sıralanıyor.

Nötr, yani tüketilebilir gıdalar, doğal yağlar, nişastalar ve şekerler olarak öne çıkarılırken; alkali etki gösteren ve sınırsız tüketilebilecek besinlerse meyveler, fındık gibi yağlı tohumlar, baklagiller ve sebzeler şeklinde belirtiliyor.

Oysa biz biliyoruz ki, her ne kadar sağlıklı bile olsa, tükettiğimiz her şeyin fazlası vücudumuzda yağ olarak depolanıyor. Alkali diyette tüketimi sınırsız gösterilen besinlerin istenildiği kadar tüketilebilmesi yine kilo problemi yaşanmasına yol açabilir.

Haberin Devamı

Asidik besin ve kanser

Alkali diyet savunucuları, asit oluşturan besin tüketiminin, kemiklerden kalsiyum çekilmesine ve bunun da kemik mineral yoğunluğunun azalmasına neden olduğunu ileri sürer. Klinik araştırmalarda birçok büyük derleme çalışması, asit oluşturan diyetlerin vücuttaki kalsiyum seviyeleri üzerinde hiçbir etkisinin olmadığı sonucuna varmıştır. Hatta bazı incelemeler, protein içeren besinlerin, kalsiyum tutulumunu artırıp, kas ve kemiğin onarımını uyaran IGF-1 hormonunu aktive ederek, kemik sağlığını iyileştireceğini gösterir.

ALKALİ DİYET NEDİR

Alkali diyet; birçok kanserin sadece asidik bir ortamda büyüdüğünü ve alkali diyetle tedavi edilebileceğini iddia eder. Ama çalışmalar, kanser ve asit oluşturan besinler arasında anlamlı bir ilişki bulunmadığını ortaya koymuştur. Araştırmalar, kanser hücrelerinin alkali ortamlarda da büyüyebileceğini gösterir.

Haberin Devamı

Kısacası, alkali diyetin öne sürdüğü iddiaların bilimsel bir alt yapısı yoktur ve diyetle vücudumuzu (kan pH’ını) alkali yapmak imkansızdır. Alkali diyetin önerdiği gıdaları, sağlıklı beslenme çerçevesinde dengeli bir şekilde tüketebilirsiniz ama protein kaynağı besinlere ve süt ürünlerine de yine düzenli ihtiyacınız olduğunu unutmayın.