Zor günler geçiriyoruz, hepimiz endişeliyiz. Böyle günlerde üzüntü, stres, endişe ve kaygı gibi duygular beslenme düzenimizi de değiştiriyor. İş yerinde geçen kötü bir gün, ailevi tartışmalar, özel hayattaki bazı sorunlar ve endişeler duygu durumumuzu etkiliyor.
Peki size fazla kilolarınızın yüzde 75’inin duygusal ve düşüncesiz yemek yemekten kaynaklanabileceğini söylesem... Stresli geçen bir gün sonunda buzdolabının önünde saatlerinizi geçiriyor musunuz? Veya çok üzüldüğünüz bir durumdan sonra günü reçel kavanozlarıyla tamamlıyor olabilir misiniz? İşte buna ‘duygusal açlık’ diyoruz.
Belki sıkıldığınızda, aklınıza ilk yemek geliyor veya ofiste / evde abur cubur dolu dolabın yanından her geçtiğinizde elinizi içine daldırmaktan vazgeçemiyorsunuz. Tüm bu açlık içermeyen sebepler yemek yemeniz için ortam yaratıyor. Bir gerçek var ki, sadece aç olduğumuz zaman yemek yemiyoruz. Onun dışında yemek yememize yol açan birçok neden var…
Duygular yemek yemeyi tetikler. Mutlu olduğunuzda; bir şeyi kutlamak ve üzüntünüzü dindirmek için yemek yiyebilir ya da kızdığınızda sinirinizi çataldan alabilirsiniz. Duygusal yemelerinizin altında yatan sebepleri çözmek için bir beslenme günlüğü size yardımcı olabilir.
2006’dan beri her yıl çıkan ‘İyi Yaşam Günlükleri’ne yediklerinizle beraber duygusal durumunuzu da yazarak farkında olmadığınız alışkanlıklarınızı görebilir ve çözümler bulabilirsiniz.
Açlıkla karışan 16 farklı duygu var: Kızgınlık / öfke, yorgunluk / bitkinlik, depresyon, yalnızlık, güvensizlik / yetersizlik, suçluluk, kıskançlık, mutluluk, kaygı / asabiyet, hayal kırıklığı, boşluk, üzüntü / keder, erteleme, korku, sıkıntı ve utanç.
Bugünkü yazımda açlıkla karışan ve yemek yemenize neden olan birkaç duygudan bahsetmek istedim.
Sıkılmak
Bazen sadece sıkıldığınız için kendinizi yerken bulabilirsiniz. Birçok insan için yapacak hiçbir şey yokken yemek yemek güzel bir çözümdür. Sıkılmanın sizin için yemek tetikleyici olduğunu biliyorsanız, kendinizi meşgul tutacak ve eğlendirecek şeylerden oluşan bir liste yapabilirsiniz.
Eski bir arkadaşınızla buluşmak, birisine eski usul bir mektup yazmak, günlük tutmak veya blog yazmak, bir yerde gönüllü çalışmak, hobi edinmek, uzun zamandır okumak istediğiniz kitabı okumak, spordaki grup derslerini denemek, köpeğinizle yürüyüşe çıkmak ve uçurtma uçurmak gibi sınırsız seçeneğiniz var. Vücudunuzu ve zihninizi meşgul edecek onca eğlenceli aktivite varken yemek yemek pek de çekici gelmiyor gibi...
Yorgunluk
Öğleden sonra gelen bitkinlik ve yorgunluk en disiplinli olanları bile yemek yemeye itebilir.
Unutmayın ki, tatlı kaçamağı daha çok acıkmanıza sebep olabilir. Onun yerine kan şekerinizi dengeleyen ve dikkatinizi toplamanıza yardım eden sağlıklı atıştırmalıkları tercih edebilirsiniz.
Gerçekten aç değilseniz, yemek yemek yerine kısa bir yürüyüşe çıkabilir, bir fincan kahve ya da büyük bir bardak su içebilirsiniz. Mekan ve hava değişikliği öğleden sonra üzerinize çöken bitkinlikten kurtulmanın bileti olabilir.
Depresyon
Hayatında bazı şeyler yolunda gitmediği zaman yemeden içmeden kesilen insanlar olduğu gibi, tam tersine yemekten güç alanlar da oluyor.
Depresyon sırasında hayat gri ve kasvetli görünmeye başladığı zaman yemek yemek kişiye kendini iyi hissettirecekmiş gibi gelir. Bu kişiler genellikle kendilerini dondurma, çikolata, peynir gibi süt ve süt ürünleri içeren besinlere verirler. Çünkü bunlar kimyasal yapıları nedeniyle antidepresan ilaçlarla aynı nörolojik etkiyi gösterirler.
Hayatınızda bazı şeyler ters gidiyorsa ve yeme isteğiniz arttıysa, kalorili, aşırı şekerli ve yağlı, sağlıksız besinleri tüketmeden önce, bunu yaparak kimi cezalandırdığınızı düşünün. Biraz sakinleşin ve gerçekten aç olduğunuzdan emin olana kadar yemek yemeyin.
Çarşamba günü bu yazının devamı olarak, aç değilken yemek yemenize sebep olan diğer nedenlerden bahsedeceğim.