Yeni yılın gelmesine birkaç gün kaldı. Ben de bugün sizlere 2016’da adını sıkça duyduğumuz ve 2017 yılında da duymaya devam edeceğimiz beş besinden bahsetmek istedim. Hâlâ mutfağınızda yer vermediyseniz, yeni yılda bu gıdalara bir şans verin derim…
Sofralarımızın tadı: Baharatlar
Kokuları ve tatlarıyla sofralarımızı çekici kılıyorlar. Ama 2017’de sadece lezzetleriyle değil; sağlık faydalarıyla da gündeme gelecek gibi görünüyorlar.
Vazgeçilmezlerimiz arasındaki karabiber; sindirimi kolaylaştırır, hoş kokusuyla hemen her yemeğe yakışır. Ayrıca anti-oksidan ve anti-bakteriyel özelliğe sahiptir.
Sindirimi kolaylaştırıcı etki gösteren kimyon; gaz söktürür, sinirleri yatıştırır ve bağışıklık sistemini destekler. Anti-oksidan içeriğiyle de kanserden korur.
Kekik, güzel kokulu, birçok besinle uyumlu, antiseptik etkili bir baharattır ve bağışıklık sistemini destekler.
Acı bir tada sahip olan kırmızı biber, yüksek anti-oksidan kapasitesine sahip. Temel maddesi olan kapsaisin, anti-tümör etkisi gösterir ve vücuttaki inflamasyonla savaşıp, bağışıklık sistemini destekler.
Tarçın, son yılların en popüler baharatlarından. Kan şekeri üzerindeki olumlu etkisi de kanıtlandı. Anti-mikrobiyal besin olarak anılır. Beyin aktivi- telerini artırıcı etki gösterir. Diyet lifinin iyi bir kaynağıdır.
Özellikle geleneksel Çin tıbbında, taze zencefille karıştırılan tarçın, soğuk algınlığı ve gripten koruyucu olarak tüketilir.
Rahatlık verir: Matcha yeşil çayı
Camelia bitkisinin toz haline getirilmiş bu yeşil yaprakları için ‘yeşil çayın saf hali’ diyebiliriz.
Matcha yeşil çayı, en faydalı antioksidan çeşitlerinden biri olan kateşinden zengin. Uzak Doğu’da meditasyon
için kullanılır.
Konsantre olmayı kolaylaştıran L-theanin denen bir aminoasit içerir. Etkisini altı saat boyunca gösterir. Tüketiciler, gerginlik ve hipertansiyon gibi uyarıcı yan etkilere de maruz kalmazlar.
Matcha yeşil çayı, yüksek derecede klorofil içerir. Bu, ona yeşil rengini verdiği gibi detoks etkisi de sunar. Vücuttan toksinlerin ve ağır metallerin atılmasını sağlar.
Yılın Gıdası: Baklagiller
2016 yılı Gıda Tarım Örgütü (FAO) tarafından Uluslararası Bakliyat Yılı ilan edildi. Hem bir Çukurovalı hem de beslenme uzmanı olarak bu habere en çok sevinenlerden biri de bendim.
Bakliyatlar, yüksek protein ve lif içermesi ama yağ barındırmaması sebebiyle beslenmemizin önemli bir parçası.
Özellikle glüten hassasiyeti olanlar için iyi bir seçenek.
Geleneksel kuru fasulye, nohut ve mercimeğin tüketimini artırmak önemli. Haftada dört kez baklagil tüketiminin, kalp-damar hastalık riskini azalttığı ve lipit profillerini düzeltip, kan basıncı seviyelerini düzenlediği de kanıtlandı.
Mini güç tanesi: Chia tohumu
Zengin protein, yağ ve lif içeriğiyle Aztekler’in en önemli besin kaynağı olan chia, Maya dilinde ‘güç’ demektir.
Bitkisel omega 3 bakımından zengindir; alfa-linolenik asit (ALA) taşır. Suyla temas ettiğinde, jelimsi bir yapı
oluşturarak tok tutar.
Her derde deva: Doğal yağlar
Kayısı, nar çekirdeği, badem ve buğday ruşeym yağları, favorilerim arasında. Badem yağı, özellikle kışın kuruyan ve hassaslaşan ciltler için faydalı. Cildi nemlendirir, pürüzsüz görünmesine yardımcı olur ve saçı besler.
Kış aylarının ve bereketli bir yılın sembollerinden olan narın çekirdeğindeki yağ yapısında, antioksidan polifenoller ve yüksek oranda E vitamini bulunur.
Araştırmalar, nar çekirdeği yağının antioksidan içeriğiyle meme kanserinde habis hücrelerin kendi kendini yok etmesini (apoptosis) teşvik ettiğini söylüyor. Ayrıca tansiyonun dengelenmesine de yardımcı.
Nar çekirdeği yağı, kilo vermeye yardımcı conjugelinoleik asitten (CLA) de zengin.
Dikkat!..
Hamile, emziriyor veya ilaç kullanıyorsanız, doğal yağları kullanmadan önce mutlaka hekiminize danışın. Ben bu yağları seçerken özellikle Süperkritik Karbondioksit (SC-CO2) Ekstraksiyonu Yöntemi’yle üretilenleri tercih ediyorum.
Bu yöntemle elde edilen ürünler saflık, kalite, görüntü,
renk ve kıvam açısından daha kaliteli oluyor.