Cüneyt Sadıç

Cüneyt Sadıç

csadic@destinationsforever.com

Tüm Yazıları

Geçtiğimiz günlerde sevgili Pınar Kartal Timer, biri Karaköy Güzelleştirme ve Koruma Derneği, diğeri ise Zülfaris Sinagogu ile ilgili iki dosyayı, ‘Haberin var mı Karaköy’de yapılan güzel şeylerden?’ notuyla göndermiş. Pınar, Boğaziçi’nden okul arkadaşım... Konaklama sektöründe yurt içi ve dışında başarılarla dolu bir kariyeri takiben kurduğu Next Phase, uluslararası otelcilik sektörünün aranan danışmanlık şirketlerinden...
Karaköy Derneği dosyasını açtığımdaysa, bir başka sürpriz bekliyordu beni. Kısa zamanda yaptıklarıyla Karaköy’ün çehresini değiştirmeye başlayan ve semtin geleceği için tüm Karaköylüler’i bir araya getirmeyi başaran derneğin başkanı da bir başka eski dost Gökhan Özer’di. Sevgili Gökhan’la 30 yılı aşan bir dostluğumuz var. 1991 yılında katıldığı Global Menkul Değerler ailesinde o da pek çok başarıya imza atmış, bugün yönetim kurulu başkan vekilliğinin yanı sıra Global Yatırım Holding Genel Sekreterliği’ni yürüten başarılı bir yönetici.
Gökhan’ın ismini görür görmez aradım ve geçtiğimiz perşembe günü Karaköy’ün her geçen gün birbirinden güzel mekanlarla şenlenen ara sokaklarını yıllar sonra, lise yıllarında yaptığımız gibi, bir kez daha beraberce adımladık. Kâh eski günleri yâd ettik, kâh Özer derneğin planladıklarını anlattı. Sohbet o kadar koyu projeler o kadar güzeldi ki, zamanın nasıl geçtiğini ikimiz de anlamadık.
Sohbetimiz sonrası Gökhan’ı toplantısına uğurlayıp, devam ettiğim yürüyüşte gördüğüm kadarıyla semt derneğe ve projelerine kalpten inanmış durumda... Bu da demektir ki çok yakında inanılmaz bir Karaköy İstanbullular’ı beklemekte.
Tüm bunları gördükten sonra bize de Karaköy’ü Seyyah-ı Alem’e konuk edip, tanımayanlara anlatmak düştü. Bu hafta biraz geçmişine dokunup, haftaya ise
adım adım gezeceğiz bu nadide semti.

Haberin Devamı

Adı nereden geliyor?

Esasında bugünkü Karaköy yüzyıllar boyu bir parçası olduğu Galata’nın adıyla anılır. Osmanlı zamanında kullanılan bir diğer adının da Karayköy olduğu söylenir. “Nereden geliyor bu ad?” derseniz, Fatih Sultan Mehmed zamanında bu semte yerleştirilen Museviliğin Karay mezhebine bağlı Hazar Türkleri’nden. Kırım’dan gelen Karay’lar kutsal metin olarak sadece Torayı kabul edip, Talmud’u ve diğer metinleri kabul etmezler. Bu nedenle de İbranice okumak anlamına gelen kara kökünden türetilmiş Karay ismiyle anılırlar. Unutmadan Arapça’daki kıraat kelimesi de aynı anlamdadır. Tahmin edileceği gibi Karayköy zaman içinde Karaköy’e dönüşür. Osmanlı döneminde de Şehr-i Konstantiniye Karay cemaatinin merkezi haline gelir.
1960’lı yıllara kadar sadece meydan ve çevresi için kullanılan Karaköy adı, Kıbrıs olaylarına tepki olarak Galata adının yerine kullanılmaya başlanır.

Haberin Devamı

Osmanlı’nın finans merkezi

Roma İmparatorluğu, Latinler’den Konstantinopolis’in geri alınmasındaki tutumlarından dolayı Cenevizliler’e 1303-1453 arasında toplamda 370 dönüme ulaşan altı bölgede Galata’ya yerleşme imtiyazı verir. Kabaca tanımlamak gerekirse, bir ucu Azapkapı yani bugünkü Atatürk Köprüsü, diğer ucu Tophane, üst noktası ise Galata Kulesi olan üçgen bir alandır burası... Karaköy Meydanı ise birinci ve üçüncü imtiyaz bölgelerinin birleştiği, kıyıya paralel yollarla, yukarıdan inen dik sokakların buluştuğu Galata’nın en geniş düzlüğü olup, Piezzetta yani meydan olarak anılırdı. Kısaca burası yüzyıllardır Romalılar’ın, Cenevizliler’in, Venedikliler’in, Museviler’in, Frenkler’in, Cermenler’in, Osmanlılar’ın kısaca yedi düvelin izlerini bıraktığı İstanbul’un en özel ve önemli meydanlarından birisi.
Cenevizliler’in kontrol ettiği liman zamanının en büyük ve önemlilerinden...
Osmanlı zamanında dış ticaretin merkezi de burası. 1895’te açıldığında Messageries Maritime Line’ın Memphis’inin ilk yanaşan gemi olduğu liman bugün devasa kruvaziyer gemilerini ağırlamak için yeniden inşa edilmekte. İtalyan yazar Edmondo de Amicis, 1874 yılında geldiği Galata yani Karaköy’ü ‘İstanbul’un merkezi’ diye tanımlar ve şehrin ticaretinin büyük bir bölümünün burada yapıldığını anlatır. 19’uncu yüzyılda Avrupa’nın sayılı finans merkezlerinden biri de Karaköy’deki Havyar Han’ken, Marinos, İkonomu, Diyamantis ise o dönemin önemli borsacılarından sadece bazılarıdır.