Vakti zamanında yazdığım gibi başı ve sonu olmayan bir hikayedir İstanbul. O kadar zengindir ki, günlerce gezilse bitmeyecek kadar esere, müzeye ev sahipliği yapar, yazar ve şaire ilham verir yüzyıllardır. Ama üzücüdür ki bu yazar ve şairlerin yaşadıkları ve yazdıkları yerler ya unutulmuş ya da yok olup gitmiştir zaman içinde... Şanslı olan birkaçı ise müzeye dönüştürülmüş, bir avuç ziyaretçiyle umutlarını kaybetmeden var olmaya çalışırlar yıllardır.
Kışın İstanbul’da gezilmez, donar insan diyenlere inat, gelin keşfe devam edelim Şehr-i İstanbul’u. Peşine düşelim edebiyatın, edebiyatçıların ve onlardan geriye kalanların, ısıtalım üşümüz ruhumuzu bize bıraktıkları satırlarla...
Kemal Tahir’in Evi ‘Yorgun Savaşçı’ ile Yunus Nadi, ‘Devlet Ana’yla Türk Dil Kurumu roman ödülünü kazanır, hayatının 12 senesini mahpusta geçirir ve 1973 yılında bu dünyadan göçer Kemal Tahir. Yaşadığı ve hayata gözlerini yumduğu Şaşkınbakkal’daki mütevazı dairesi, eşi Semiha Tahir’in kurduğu vakıf tarafından müze haline getirilir. Yazarın gözlüğü, daktilosu, piposu gibi kişisel eşyalarını ve kitaplığını görebileceğiniz müzede, her 23 Nisan’da da dostları ve sevenleri bir araya geliyor.
Alan Sokak,
Şaşkınbakkal Orhan Kemal Müzesi ‘72. Koğuş’, ‘Hanımın Çiftliği’ gibi romanlarıyla edebiyat tarihimizin unutulmazları arasına adını yazdıran Orhan Kemal’in eserleri, şahsi eşyaları, özel mektupları, hakkında yazılan makaleler, doktora tezleri, aile fotoğrafları, babası Abdülkadir Kemali Öğütçü’nünn hatıra eşyaları ve öldüğünde yüzünden alınan kalıbın sergilendiği Cihangir’deki üç katlı bina sessizce bekliyor ziyaretçilerini...
Akarsu Caddesi No:30 Cihangir Aşiyan Müzesi Projesini çizerek 1906’da yaptırdığı ve adını Farsça Yuva anlamına gelen Aşiyan koyduğu evde, vefat ettiği 1915’e kadar yaşar Tevfik Fikret. Ev, 1945 yılında Edebiyat-ı Cedide Müzesi olur, Eyüp mezarlığında bulunan naaşı da 1961 yılında buraya nakledilir. Bugün, üç katlı evin birinci katında Edebiyat-ı Cedideciler’e, Abdülhak Hamit’e ve kadın şairlerimizden Nigar Hanım’a ait eser ve eşyalar, ikinci katta Tevfik Fikret’in yatak ve çalışma odaları, şahsi eşyaları, yaptığı tablolar, eşi Mihri Hanım tarafından, yüzünden alınan kalıbın kopyasıyla, şairin ‘Sis’ şiirinden esinlenen Şehzade Abdülmecit Efendi’nin yaptığı tablo bulunur.
Aşiyan Yokuşu, Beşiktaş Adam MIckIewIcz Müzesi Daha 21 yaşındayken kaleme aldığı ‘Atalar’ destanı başta olmak üzere, farklı eserleri dünya klasikleri arasında yer alan Polonyalı özgürlük şairi Adam Mickiewicz ülkesinin özgürlüğü için çalışırken, 1855’te geldiği İstanbul’da göçer gider bu dünyadan. Son aylarını geçirdiği, ölümünün 100’üncü yılında müzeye dönüştürülen evde, hayatı, eserleri, Polonya’nın özgürlük mücadelesine ait belgeler, İstanbul’da geçirdiği yıllara ait fotoğraflar, bodrum katındaysa Krakow’daki mezarının bir kopyası bulunuyor.
Tatlı Badem Sokak, No: 23 Beyoğlu Sait Faik Abasıyanık Müzesi Burgazada’daki müzeye dönüştürülen evde yazarın büyük bir kısmı, eski yazı olan çok sayıda evrağı, kişisel eşyası, fotoğrafları sergileniyor. Çayır Sokak No:15
Burgazada
Hüseyin Rahmi Gürpınar Müze Evi 1912’den itibaren
32 yıl boyunca Heybeliada’da yaşayan yazara ait 654 adet Fransızca ve Türkçe kitap, 110 cilt gazete, özel eşyaları ve notlarının yer aldığı müzenin ne yazık ki ziyaretçi sayısı oldukça az. 2017’de restorasyona alınan müzenin bu yıl açılması bekleniyor.
Demirtaş Sk. No:42, HeybeliadaYahya Kemal Beyatlı Şairin pasaportlarının, nüfus cüzdanının, notlarının, fotoğraflarının, radyosunun, plaket ve nişanlarının, Atatürk’ün kendisine gönderdiği imzalı fotoğrafın, şahsi kütüphanesiyle eşyalarının yer aldığı müze 1961’de açılır, 2009 yılında da Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Medresesi’nin Sıbyan Mektebi bölümüne taşınır.
Yeniçeriler Cad. No: 4 BeyazıtAhmet Hamdi Tanpınar Edebiyat Müze Kütüphanesi 2011 yılında ziyarete açılan müzede binden fazla yazara ait 9 bin kitap, 100’ü aşkın edebiyat, kültür ve sanat dergisiyle 33 ayrı yazara ait 100’ü aşkın eşyayla, belge edebiyat severleri bekliyor.
Alay Köşkü, Gülhane Parkı içiSana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul!
Görmedim gezmediğim, sevmediğim hiçbir yer.
Ömrüm oldukça gönül tahtına keyfince kurul!
Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer.
Yahya Kemal Beyatlı